Gündem

Ülkemiz Her Açıdan Ayrıcalıklı

ÇOMÜ Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Osman Uysal ise gezip görme merakının doğurduğu turizmin, günümüz dünyasında ortaya çıkan ve hızla gelişen bir sektör olduğunu ifade ederek, ‘Türk mutfağı, dünya mutfakları arasında müstesna bir yere sahiptir’ dedi.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Turizm Fakültesi tarafından düzenlenen 2. Gastronomi Turizmi Kongresi’nde konuşan ÇOMÜ Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Osman Uysal, turizmin hızla gelişip değiştiğine dikkat çekti. Hızla değişip gelişen turizmde ülkemizin ayrıcalıklı bir yere sahip olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Uysal, ‘Ülkemiz çok ayrıcalıklı. Özel bir coğrafya; derin ve zengin bir uygarlık tarihiyle bunlardan beslenen zengin bir mutfak kültürümüz var’ şeklinde konuştu.
 ÇOMÜ Dardanos Yerleşkesi’nde başlayan kongreye ÇOMÜ Rektör Vekili Prof. Dr. Ahmet Erdem, İl Kültür Turizm Müdürü Kemal Dokuz, fakülte dekanları, meslek yüksekokulu müdürleri ve akademisyenler ile öğrenciler katıldılar. Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Osman Uysal gezip görme merakının doğurduğu turizmin, günümüz dünyasında ortaya çıkan ve hızla gelişen bir sektör olduğunu ifade ederken “Bugün için neredeyse her tarihsel, kültürel ve doğal olgunun turizminden söz etmek mümkün. Bu alanda tarihsel arka planı ve 20. yüzyılda sergilediği gelişim için şüphesiz çok şey söylenebilir. Ancak bu husus bir açılış konuşmasının amaç ve kapsamını aşar. Bununla birlikte dünyada eğitim, gelir ve refah seviyelerinin yükselmelerine paralel olarak turizmin daha da dikkat çekici bir endüstri haline geldiği söylenebilir. Bu bacasız sanayinin ülkeler için cazip bir gelir kaynağı haline geldiği hemen göze çarpıyor. Turizmin bu ekonomik potansiyelini keşfeden ülkeler turist çekebilmek için her türden argümanı kullanmanın yollarını arıyorlar” dedi.
Prof. Dr. Uysal, ülkemizin her açıdan ayrıcalıklı olduğunu kaydettiği konuşmasına şöyle devam etti; “Ülkemiz bu açıdan çok ayrıcalıklı. Özel bir coğrafya; derin ve zengin bir uygarlık tarihiyle bunlardan beslenen zengin bir mutfak kültürümüz var. İskit ve Hun dönemlerinden 20. Yüzyıl başlarına kadar yaklaşık 3 bin yıllık tarihi süreç boyunca Orta Asya’dan Anadolu ve Akdeniz çevrelerine kadar farklı iklim şartları, farklı coğrafyalar ve kültürel komşuluklarla zenginleşen Türk mutfağı, dünya mutfakları arasında müstesna bir yere sahiptir. Bu potansiyelimiz turizmin henüz yeni tanımlanan fakat diğer alanlar kadar önem arz eden gastronomi turizmi açısından ülkemizi avantajlı kılmaktadır. Mutfağın zengin ya da fakirliğine bağlı olmaksızın turistlerin yeme-içmeye ayırdıkları meblağın büyüklüğü biliniyor. Mesela 2017 yılında gastronominin Türk turizm sektöründe 6,5 milyar dolar ciroya ulaştığı hesaplanmıştır. Bu rakam genel olarak kötü geçen turizm sezonu için can simidi olmuş görünüyor. İstatistik ve araştırmaya göre yerli turistler harcamalarının 3’te 1’ini, yabancı turistler ise yaklaşık 4’te 1’ini yeme içmeye ayırıyorlar. Eskiler, kalbe giden yol mideden geçer derlerdi. Öyle anlaşılıyor ki turizme giden yol da mideden geçiyor. Bu nedenle gastronomi konusu turizm alanı için çok önem taşıyor.”
 
ÇOMÜ Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ferah Özkök ise, “Günümüzde önemi gittikçe artan gastronomi turizmi alanında ülkemizde ve dünyada birçok bilimsel çalışma yapılmakta ve etkinlikler düzenlenmekte. Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü, 3. Gastronomi Turizmi Dünya Forumu’nun sonuç bildirgesinde gastronomi turizmini bir pazar segmenti olarak değerlendirmekte ve sürdürülebilirliğine dikkat çekmektedir. Gastronomi turizmi; kapsayıcı, sürdürülebilir ekonomik büyüme, sosyal içerme, istihdam ve yoksulluğun azaltılması, kaynakların etkin kullanımı, çevre koruması ve iklim değişikliği ile mücadele, kültürel değerlerin korunması, çeşitlilik, miras ve karşılıklı anlayış, barış ve güvenlik konularını dikkate alan yaklaşımı önermektedir.” dedi.
FARKLI DÜNYALARI TANITIYOR
Kongrenin farklı dünyaları tanıma ve ufku genişletmeye yardımcı olacağını ifade eden Özkök şu şekilde konuştu;  “Yeni tatları tanımak, keşfetmek üzere yola çıkanların ve bu yoldaki deneyimleriyle gittikleri destinasyonda ekonomik, sosyal ve kültürel etkiler yaratmalarını içermektedir. Seyahat edilen bölgelerde tadılan her yemek ve içecek o bölgeye ilişkin çok derin bilgiler vermektedir. Yemeğin malzemeleri, hazırlanma aşamaları, pişirilme biçimi, sunumu, kokusu, rengi yemek başlangıcı ve sonrasında söylenen sözler o kültürü tanımanın kapılarını açar. Gastronomi sadece, yiyecek, içecek ve mutfak konularıyla sınırlı değildir. Ekoloji, sosyoloji, antropoloji, tarih, psikoloji, coğrafya ve kimya gibi birçok bilim dalıyla ve hatta estetik ve sanat alanıyla ilgilidir. Bu kapsamda kongremizde sunum yapılacak bildirilerin her biri bizlere farklı dünyaları tanıma ve ufkumuzu genişletmede büyük katkı sağlayacak.”
ÇOMÜ Rektör Vekili Prof. Dr. Ahmet Erdem ise yaptığı konuşmada, yeme-içmenin insanın en doğal ihtiyacı olduğunu vurgulayarak, “Gastronomi özellikle son 10 yılda önemi daha da farkedilen bir alan haline geldi. Yeme-içme insanın en doğal ihtiyaçlarından bir tanesi. Türk mutfağının ne denli zenginliğe sahip olduğunu, hepimiz zaman zaman yurtdışına çıktığımızda daha iyi anlıyoruz. Türk mutfağının yurtdışında da tanıtımı için hepimize görevler düşüyor” şeklinde konuştu.

Hüseyin Emre Atalay