Silah yerine bastonla mücadele eden Doughty Wylie'yi, 'Türk dostu' olarak tanımlayan Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Tarihi Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Mithat Atabay, "Doughty Wylie 1896-1897 Girit sorunu sırasında Girit'te görev aldı. Daha sonra Anadolu'da Konya ve Mersin'de askeri konsolos olarak bulundu. Orada özellikle Adana'daki Ermeni olayları sırasında Türklerin haklı olduğunu belirten raporlarıyla gündeme geldi. Balkan Savaşları sırasında ise kendisi özellikle Kızılhaç'ta görev yaparak pek çok hastaya ve yaralıya yardım etti. O yüzden 'İkinci Rütbeden Mecidi Nişanı' ile onurlandırıldı" dedi.
Yarbay Charles Hotham Montagu Doughty-Wylie, Türklerle ilk defa 1896-1897 Girit krizinde tanıştı. Ardından Mersin ve Konya'da askeri konsolos olarak çalıştı. Adana'daki Ermeni olaylarında ise Türklerin haklı olduğunu savundu. Doughty-Wylie bu sürecin ardından Türklerle arasındaki dostluk ve iyi ilişkilerinin yanı sıra Türkçe bilmesi nedeniyle İngiliz Akdeniz Seferi Kuvvetleri Başkomutanı General Ian Hamilton komutasındaki İngilizlerin Çanakkale Kara Savaşları sırasında Seddülbahir bölgesinde çıkarma yapan birliklerinin başına getirildi.
İngilizlerlerin filikalarla asker sevkiyatı yaptığı Ertuğrul Koyu'na ayrıca River Clyde kömür gemisiyle asker çıkarıldı. İngilizlerin asker çıkardığı kıyıyı çok iyi koruyan Türkler, İngiliz askerlerini şiddetli bir ateşle karşıladı. Kıyıyı çıkmak isteyen filikadaki birçok asker öldü. Kıyıya 7 bölük taşıyan River Clyde kömür gemisi de Seddülbahir Kalesi yakınlarında kumsala oturdu. Gemiden sahile inmek isteyen birçok asker öldü. 100'e yakın asker de gemide mahsur kaldı. Ertuğrul Koyu savunmasında, Mahmut Sabri Bey ve askerleri müttefik güçlerine göre sayıca oldukça az olmalarına rağmen gösterdikleri direniş ile tarihe geçti.
Doughty-Wylie 25 Nisan günü Ertuğrul Koyu’na yapılan çıkarma başarılı olmayınca, ertesi gün Seddülbahir köyüne yapılacak saldırının komutasını üstlendi. Seddülbahir Kalesi yıkıntıları arasında düşmana karşı direnen Türk askeri yeni saldırı karşısında köye çekilmek zorunda kaldı. Doughty-Wylie komutasındaki İngiliz birlikleri öğle saatlerinde kaleyi ele geçirdi. Doughty-Wylie daha sonra Harapkale Tepe’yi hedef olarak seçti. Harap Tepe’ye saat 14.00’te başlayan İngiliz saldırısı sırasında elinde silah yerine sadece bastonla askerlerinin önünde yürüyen Yarbay Doughty-Wylie bu sırada bir kurşunla hayatını kaybetti.
104 YILDIR ŞEHİTLER ABİDESİ'Nİ SELAMLIYOR
Yarbay Doughty-Wylie hemen askerler tarafından hayatını kaybettiği Haraptepe bölgesinde gömülerek, Tarihi Gelibolu Yarımadası'nda tek yabancı mezar olarak Şehitler Abidesi karşısında yerini aldı. Savaş boyunca mezarı korunan Doughty-Wylie’ye İngilizlerin en yüksek nişanı olan 'Victoria Cross' verildi. Çıkarma sırasında hayatını kaybeden diğer askerler gibi toplu halde V Beach Mezarlığı yerine Haraptepe bölgesinde Tarihi Yarımada'daki tek yabancı mezar olma özelliğini taşıyan Doughty-Wylie'nin mezarı 104 yıldır Şehitler Abidesi'ni selamlıyor.
ADANA'DAKİ ERMENİ OLAYLARI SIRASINDA TÜRKLERİN HAKLI OLDUĞUNU SAVUNDU
Osmanlı İmparatorluğu'nun 1. Dünya Savaşı öncesindeki son 20 yılı içerisindeki tarihinde yer alan Charles Hotham Montagu Doughty-Wylie'nin önemli bir şahsiyet olarak Gelibolu Yarımadası'nda mezarı bulunduğunu belirten ÇOMÜ Fen Edebiyat Fakültesi Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Mithat Atabay, "Doughty-Wylie 1896-1897 Girit sorunu sırasında Girit'te görev aldı. Daha sonra Anadolu'da Konya ve Mersin'de askeri konsolos olarak bulundu. Adana'daki Ermeni olayları sırasında Türklerin haklı olduğunu belirten raporlarıyla gündeme geldi. Balkan Savaşları sırasında ise Kızılhaç'ta görev yaparak pek çok hastaya ve yaralıya yardım etti. O yüzden 'İkinci Rütbeden Mecidi Nişanı' ile onurlandırıldı" dedi.
'BASTONUYLA HARAPTEPE'DE BAŞINDAN ALDIĞI KURŞUNLA HAYATINI KAYBETTİ'
1. Dünya Savaşı'nın başlamasının ardından Doughty-Wylie'nin Türkçe'yi bilmesi ve konuşması nedeniyle özel bir komutan olarak Gelibolu Yarımadası'nda İngiliz Akdeniz Seferi Kuvvetleri Başkomutanı General Ian Hamilton'ın kadrosuna dahil edildiğini ifade eden Dr. Mithat Atabay, "Çanakkale Kara Savaşları'nın başladığı andan itibaren Seddülbahir bölgesinde görev yaptı. Sedddülbahir bölgesindeki çıkarmada 1'inci gün Kara Savaşlarında İngilizler başarılı olamadılar. Ancak 2'nci gün Seddülbahir Kalesini almak ve köyünü ele geçirmek için yaptıkları saldırı sırasında Doughty-Wylie, Türklerin kendisine asla dokunmayacakları düşüncesiyle bastonuyla Haraptepe'de başından aldığı bir kurşun yarasıyla hayatını kaybetti. Arkadaşları da Doughty-Wylie'yi hemen Haraptepe'ye gömdüler" diye konuştu.
TARİHİ GELİBOLU YARIMADASI'NDAKİ TEK YABANCI MEZAR
Doughty-Wylie'nin Tarihi Gelibolu Yarımadası'ndaki yabancı mezarlıklar içerisinde tek başına mezarı bulunan tek asker olduğunu kaydeden Atabay, sözlerine şöyle devam etti:
"Bunun nedeni ise hem Türklerin hizmetinde bulunmuş olması, hem de o sırada eşi Lilian'ın kendisini talebi üzerine böyle bir mezar yapıldı. Bu mezarlık işgal dönemi yıllarında değiştirilmedi. Tek başına mezar olarak yapıldı. İngiliz Mezarlıklar Komisyonu da bu mezarı tek başına bıraktı. Bu arada Lilian'ın eşi Doughty-Wylie'nin mezarını satın almak için başta 1917 yılı olmak üzere Osmanlı İmparatorluğu'na ilk defa müracaat etti. Ancak bu talebi rağbet görmedi. 2'nci kez mütareke döneminde bu talebini yineledi. O sırada padişah verilebilir diye şifayı bir söz söylemişse de, Osmanlı Genelkurmayı bunu uygun görmedi. Son talebini ise Cumhuriyet döneminde yaptı. Fakat Genelkurmay Başkanlığı bu talebi uygun görmemiştir."
'GERTRUDE BELL'LE BİRLİKTE ANILDI'
Tarihi Gelibolu Yarımadası'nda Doughty-Wylie'nin özel bir yeri olduğunu anlatan Atabay, şunları söyledi: "Bunun nedeni ise, Türklerin dostu olması ve özellikle Türklerin Arabistan Yarımadası'nda yani Orta Doğu bölgesinde, Irak bölgesindeki faaliyetleri sırasında orada Gertrude Bell’le olan mektuplaşmasıdır. Gertrude Bell'le olan mektuplaşması bir aşk hikayesine dönüşmüş. Ve hayalle beraber gerçeklik iç içe geçmiştir. Bu nedenle de Doughty-Wylie'nin mezarı, Gertrude Bell’le birlikte anılmıştır. Ancak Doughty-Wylie’nin, Gertrude Bell’le arkadaşlığı mektuplaşmaktan ileriye gitmediği anlaşılmaktadır. Yarbay Doughty-Wylie’nin ölümünden sonra gelişen olaylar Doughty-Wylie’yi meşhur etti. Doughty-Wylie’nin karısı Lilian savaş devam ederken eşinin mezarının korunması için tarafsız ülke konumunda bulunan Amerika’nın İstanbul Büyükelçiliği aracılığıyla girişimlerde bulundu. Osmanlı Harbiye Nezareti de mezarın iyi korunduğunu belirten bir cevap verdi. Lilian Wylie özel bir izinle 1917 yılı 17 Kasım günü bir Fransız gemisi ile Seddülbahir’e gelerek eşinin mezarını ziyaret etti. Üzerinde siyah ve yüzü tülle örtülü siyah bir elbise ile mezarına çelenk koydu. Bölgenin yakınında bulunanlar Lilian’ın yüzünü göremediler. Bu ziyaret bazı kimseler tarafından farklı değerlendirildi ve birçok hayal unsuru fikirler katıldı. Bunların en önemlisi de ziyaretin Gertrude Bell’e ilişkilendirilmesi oldu. Doughty-Wylie’nin Eşi, Cumhuriyet döneminde Türkiye'ye gelerek, Gebze yakınlarında fakir Müslümanlara yardım etmek için bir yardım kuruluşunda çalışmış. Uzun süre de Türkiye'de kalmıştır."
HİKAYESİ 'ÇÖL KRALİÇESİ' ADLI FİLMLE SİNEMAYA KONU OLDU
Doughty-Wylie'nin Gelibolu Yarımadası'nda hikayesi olan ve tarihte önemli bir şahsiyet olarak kayıtlara geçtiğini ifade eden Atabay, Doughty-Wylie'nin hikayesinin 2015 yılında 'Çöl Kraliçesi' adlı filmle sinemaya konu olduğunu da belirtti. Dr. Mithat Atabay, Doughty-Wylie'nin mezarının, Tarihi Gelibolu Yarımadası'nda bulunan Şehitler Abidesi'ni adeta selamladığını da sözlerine ekledi.