Mecliste grubu bulunan 3 partinin ortak açıklamasında, “Bilindiği üzere 2 Haziran 2016 tarihinde Federal Almanya Parlamentosunca sözde Ermeni Soykırım iddialarını kabul eden bir karar alınmıştır. Bu karar tarihsel gerçekliklerle bağdaşmayan Ermeni Diasporası propagandalarını doğru kabul eden bir karardır. Anılan Parlamento kararı ifade özgürlüğüne açık bir saldırıdır. Bu karar hiçbir tarihsel veriye dayanmamaktadır. Daha 1. Dünya savaşı öncesinde Ermeni nüfusun hemen hemen Anadolu’nun hiçbir yerinde çoğunluk olmaması sebebiyle; bağımsız Ermenistan kurmak hayaliyle bölgedeki Müslümanları etnik arındırmaya tabi tutmak üzere tedhiş eylemlerinin planlandığı belgelerle sabittir. Osmanlı İmparatorluğunun hiçbir belgesinde Ermeni soykırımını kanıtlar bir ifade bulunmamaktadır. 24 Nisan 1915 tarihli kararnamede 1. Dünya savaşının ateş ve kan ortamında dahi olaylara karışarak tutuklananların Askeri Mahkemeye sevki açıkça ifade edilmektedir. Bu dahi İddiaların asılsızlığını ortaya koyan açık bir belgedir. Ermeni Soykırım iddiaları 1. Dünya savaşı ortamında Osmanlı İmparatorluğuna karşı kamuoyu oluşturmak için özellikle bir kısım itilaf devletlerince ortaya atılmış, bir kara propaganda faaliyetidir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin, 17.12.2013 ve bu kararı onayan 15.12.2015 tarihli kararları “parlamentoların ve liderlerin yetkilerini aşarak tarihi yeniden yazamayacaklarını ve mahkemelerin de ilgili hukuk normlarını göz ardı ederek tarihe hakemlik yapamayacaklarını kayıt altına almıştır” denildi.
Açıklamada, Ermenistan'ın ilk başbakanı ve Taşnaksutyun partisi lideri Kaçaznuni 1914 sonbaharında Ermeni Gönüllü birlikleri kurduklarını ve Osmanlı İmparatorluğu dahilinde yaptıkları tedhiş eylemlerini itiraf ettiği de belirtilen açıklamada, “Türklerin Tehcir'den dolayı suçlanamayacağını da açıkca ifade etmektedir. Kaçaznuni açıkca emperyalist güçlerin oyununa geldiklerini kullanıldıklarını söylemektedir. Bir kısım güçlerce sürdürülen sözde Ermeni Soykırımı'nın tanınması faaliyetlerinin, Batı medeniyetinin üzerinde kara bir leke olan Holokost suçunu medeniyetimize bulaştırma gayreti olduğu düşüncesindeyiz. Tarihsel olayların uydurma gerekçelerle parlamento kararlarına dayanak yapılması kabul edilebilir bir durum değildir. Halen Azerbaycan Cumhuriyetinin yüzde yirmisi Ermenistan işgali altındadır. Hocalı'da yaşanan vahşetin sorumluları yargı önüne çıkarılmamıştır. Federal Almanya'nın ve Sözde Ermeni Soykırım iddiasını tanıyan ülkelerin Dost ve Kardeş ülke Azerbaycan'da yaşanan bu hadiselere kayıtsız kalarak, tarihi meseleler üzerinde gerçek bir veriye dayanmayan kararlar alması, İnsan Hakları kavramının içselleştirilemediğinin bir kanıtıdır. Federal Alman Parlamentosunca alınan bu kararı Medeniyetimize yapılan bir saldırı olarak tanımlıyor ve anılan kararı şiddetle kınıyoruz” ifadelerine yer verildi.