Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'nde Tarih, Kültür ve Edebiyat konulu konferans düzenlendi.
Rektörlük Konferanslar Dizisi kapsamında Troia Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen konferansa şair ve yazar Yavuz Bülent Bakiler konuşmacı olarak katıldı. Vali Vekili Celil Ateşoğlu, ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. Sedat Murat, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Süha Özden, Prof. Dr. Bünyamin Bacak, Prof. Dr. Suat Uğur, Çanakkale protokolü, üniversite yöneticileri ve çok sayıda dinleyicinin katıldığı konferans, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından Rektör Prof. Dr. Sedat Murat'ın konuşmasıyla devam etti.
Tarihimizi, kültürümüzü ve değerlerimizi bilmezsek millet olma özelliğimizi çok kısa bir zamanda kaybederiz diyen Rektör Prof. Dr. Sedat Murat şunları ifade etti: “Bizler tarihte çok önemli bir noktada olan bir neslin torunlarıyız. Bizim ecdadımız medeniyet namına çok önemli eserler ve şahsiyetler bırakmıştır. Bu şahsiyetleri asla unutmayıp yad etmemiz gerekmektedir. Bizi biz yapan değerleri bu kültür elçileri bizlere aktarmaktadır. Bu sebepten varlığımızı devam ettirmek istiyorsak 21. asrın bunalan insan çağına ve yok olmaya başlayan, gittikçe maddeci, robotik bir yapıya sürüklenen insanoğluna eğer bir şeyler vereceksek necip Türk Milleti’nin torunları olarak sizler medeniyet eserlerini ortaya koyacaksınız. Bu sebepten kültür insanlarını rol model almak zorundayız.”
“ÇOCUKLARIMIZIN KELİME DÜNYALARI ZAYIF”
Rektör Prof. Dr. Sedat Murat'ın konuşmanın ardından Yavuz Bülent Bakiler’in anlatımıyla gerçekleşen Tarih, Kültür ve Edebiyat konulu konferansa geçildi. Kitapsız ve kütüphanesiz bir evin mağara karanlığından hiçbir farkı yoktur diyen şair ve yazar Yavuz Bülent Bakiler şunları ifade etti: “Bu topraklarda batı, büyük oyunlar oynuyor. Bizi bu topraklarda yaşatmak istemiyorlar. Büyük devletlerin büyükelçileri Osmanlı’yı parçalamak için her daim tehlikeli ve yıkıcı oyunlar oynamışlardır. 100 ayrı plan düşünmüşlerdir. Binlerce eserde yazılmış ve anlatılmıştır. Fakat toplum olarak kitap okuma alışkanlığımız oluşamadığı için birçok önemli hususlardan yoksun kalınıyor. Bu sebepten okuyup araştıran bir toplum olamazsak üzerimizde oynanan oyunları anlayamayız. Türkiye’de üniversite sıralarına gelmiş pek çok evladımızda şahit oldum. Derdini ifade edemiyor, lisanını kullanamıyor. Edebi dilden yoksun yetişiyor. Hocalarının verdiği dersi anlayamıyorlar. Çünkü çocuklarımızın kelime dünyaları zayıf. Güdük bir kelime dağarcığı içerisinde kalmışlar. Böyle olduğunda edebiyat olmaz, gelişme olmaz.”