Çanakkale Turistik Otelciler Derneği (ÇATOD) Çanakkale gündemini değerlendirdi. ÇATOD Başkanı Armağan Aydeğer gündemden düşmeyen Korona virüsünün turizme olan etkilerini dile getirdi. ÇATOD Başkanı Armağan Aydeğer, “Çin’de görülen korona virüsü on binlerce turizm emekçisine zarar vermektedir” dedi.
ÇATOD Başkanı Armağan Aydeğer, “Çin’de görülen korona virüsünün global panik havası ve sosyal medyada yayılan kaynaksız asparagas haberler başta kamuoyunun mental sağlığına, turizm işletmelerine, bu işletmelerde evine ekmek getirmek için gece gündüz çalışan on binlerce turizm emekçisine zarar vermektedir” dedi.
Çanakkale ekonomisinde turizm, tarım ve üniversiteye bağlı gelişen ticari hayat çok önemli bir yer tutmakta olduğunu ifade eden Başkan Aydeğer, “Turizm dediğimizde 54 yan sektöre doğrudan veya dolaylı can veren, tüm hizmet sektörleri ile istihdamın yüzde 15’ine yakınını sağlayan bir sektörden bahsediyoruz. 2018 yılında 46 milyon turist 29,5 Milyar USD döviz geliri sağlamıştır. Diğer taraftan dikkatinizi çekmek istediğimiz bir husus 2019’un ilk 9 ayındaki verilere göre bu gelirin yalnız yüzde 10,66’sını Konaklama sektörü almakta olup, yüzde 19 yeme içme, yüzde 13,5 ulaşım, yüzde 19’a yakını kişisel harcamalar, yüzde 26’sı paket tur harcamalarıdır. ÇATOD olarak ilimizin yurtiçi ve yurtdışı tanıtımında soluksuz çalışmalar yürütmeye devam ediyoruz. Bu kapsamda Kasım ayında itibaren Selanik Turizm Fuarı, Bursa Turizm Fuarı, Travel Turkey İzmir fuarı ve Emitt İstanbul fuarında ilimizin tanıtımı için tüm üyelerimizle birlikte ilimizin turistik ve kültürel değerlerini tanıtmak için yoğun bir mesai gerçekleştirdik. Bu kapsamda çok sayıda toplantı ve işbirliği çalışması gerçekleştirdik. En son Emitt turizm fuarında Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığımızın çatısı altında başarıyla bir fuarı daha tamamladık. Tarihi Alan Başkanlığımıza bu kapsamdaki önderliği ve desteği için özel teşekkür ederiz. Emitt İstanbul fuarında Alan Başkanlığımızın çatısı altında yer alan ÇATOD deskimizde yer alan tüm üyelerimiz fuarda bir yandan ilimizin değerlerini tanıtırken çok sayıda verimli görüşmeler gerçekleştirdi. Bunun yanı sıra, Bozcaada ilçemiz ve 5 üye işletmemiz özel stantları ile de ilimizi başarı ile temsil etti. Ekim ayında Bursa Turizm Fuarında ETSTUR Odamax ile Çanakkale ilimizin ulusal tanıtımı için ETSTur Odamax üst yönetimi ile çok önemli bir işbirliği protokolü yaptık. Bu kapsamda ETSTur Odamax Türkiye genelinde Çanakkale’yi başta dijital ve sosyal medya mecralarında kendi ürettikleri özel içerikler ile yoğun bir şekilde tanıtmaya 2020 yılı boyunca devam edecek. Şubat ayı içinde 4 sosyal medya fenomenini ÇATOD ev sahipliğinde Odamax organizasyonunda ağırlayacağız ve ilimizin değerlerini gezdireceğiz. ETS Odamax önümüzdeki süreçte yer alan Sofya ve Romanya fuarlarında da yer alarak bölgemizin tanıtımına ve güçlü pazarlamasına destek olacak. Çanakkale turizmimizin gelişimi için ETS Odamax ile birçok yenilikçi çalışmalar üretmeye devam edeceğiz. İlimizi göstermiş oldukları ilgi ve ÇATOD ile işbirlikleri için kendilerine minnettarız” diye konuştu.
Toplantı Ve Tanıtım Çalışmaları Yapmayı Planlıyoruz
Başkan Aydeğer, “Eylül ayında ilk toplantısı Çanakkale’de başlayan Alman Tur operatörlerinin ağırlanması ve bölgemizin Avrupa kültür turizminde önemli bir uğrak noktası olması ile ilgili çalışmalara ÇATOD olarak destek vermeye devam ediyoruz. Konu ÇATOD Başkan yardımcımız Mehmet Satar koordinasyonunda ve Tarihi Alan Başkanlığı’mızın destekleri ile devam etmektedir. Çanakkale turizminin önemli pazarları arasında yer alan Avustralya ve Yeni Zelanda pazarlarının 2015 ve öncesi dönemlerindeki verimli günlerine dönmesi için çalışmalar yapıyoruz. Bildiğiniz üzere özellikle 1990 yılından beri bu pazar Çanakkale turizmi için büyük önem arz ediyordu. 2016 yılında yaşanan elim hadiseler ve sonrasında yaşanan çok zorlu süreç, 100. Yıl sonrasında 1. Dünya savaşının yıl dönümünün farklı coğrafyalarda devam etmesine bağlı ilginin dağılması gibi nedenler sonrasında Avustralya ve Yeni Zelanda pazarlarımız ciddi kan kaybetti. Bu pazarların tekrar ayağa kalkması, eski ilgilinin tekrar uyanması için çok sayıda ilgili muhataplarımız ve tur operatörleri ile görüşmeler yürütüyoruz. Bu yıl sonuna doğru hedeflerimizden biri başta TÜRSAB olmak üzere diğer turizm paydaşlarımız, Tarihi Alan Başkanlığımız, Büyükelçiliklerimiz ile birlikte Avustralya ve Yeni Zelanda’daki muhataplarımıza giderek, burada bulunan büyük şehirlerde ‘Road Show’ adı verilen seri toplantı ve tanıtım çalışmaları yapmayı planlıyoruz” şeklinde konuştu.
Çanakkale İstanbul arası 2,5 saate düşecektir
Köprü hakkında bilgi veren Başkan Aydeğer, “1915 Çanakkale Köprüsü ve çevre yolu bağlantıları ile Çanakkale İstanbul arası 2,5 saate düşecektir. Bu yakınlaşma dünyanın en önemli kültür başkenti İstanbul’un turizm potansiyelinin Çanakkale ile birleşmesinin en büyük itme gücü olacaktır. Bu durum diğer birçok sektörle birlikte Çanakkale Turizmi içinde bir kırılma noktası olacağını düşünüyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığımız koordinasyonunda kurulan Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı bizlerinde desteklediği, tanıtımın daha nitelikli ve profesyonel olarak yapılmasına imkan sağlayacak bir model olarak görüyoruz. Fakat temsil noktasında sektörden seçilen yönetim kurulu üyelerinin Türkiye Turizminin bütünü temsil etmesi ve buna bağlı tüm destinasyonların ihtiyaçlarını ortaya koymada eksik kalacağını düşünüyoruz. Bu TTGA’nın kurgusunda ülke genelinde alt destinasyonları temsil eden komisyonların kurulması ve yerel aktörlerin bu komisyonlara dahil edilmesinin, çok farklı turizm türleri ile beslenen ülkemizin daha somut, sürdürülebilir, yaratıcı ve adil tanıtım planlaması ve uygulaması yapmasına imkan sağlayacaktır” şeklinde konuştu.
Korana virüsü turizm emekçisine zarar vermektedir
Çin’de baş gösteren Korona virüsü hakkında açıklamalarda bulunan Başkan Aydeğer, “ Korana virüsü son dönemde dünya gündemindeki en hassas konuların başında yer almakta. Ülkeye yapılan tarifeli uçuşlar tamamen durdurulmuş durumda. Virüse karşı somut bir tedavi yöntemi geliştirilememiş olması, hızla artan ve yayılan vaka sayısı, kamuoyunu tedirgin ediyor. Ama hepsinden daha kötüsü başta sosyal medya ve dijital teknolojiler ile yayılan gerçek dışı haberler uluslararası toplum üzerinde ciddi bir panik havası üretiyor. Bu panik havasının yarattığı tehlike zaman zaman virüsün önüne geçiyor. Her Çinliyi hatta daha ileri gidersek her çekik gözlü kişiyi potansiyel virüs taşıyıcı olarak görerek davranır, toplumdan ve dünyadan tecrit etmeye çalışırsak en büyük insanlık suçunun ortağı oluruz. Çin’den ülkemize yaklaşık 500 bin Çinli turist gelmektedir. Çin’li turistler kültür turizminin öncelikli olduğu İstanbul, Çanakkale, Ayvalık, Kuşadası, Kapadokya bölgelerini tercih etmektedirler, dolayısıyla mevcut rezervasyon ağırlıkları bu noktalardadır. Çinli gruplar ağırlıklı sonbahar, kış ve bahar aylarında seyahat etmeyi tercih ediyorlar. Kültür turizmi ağırlıklı destinasyonlardaki 4*ve 5* tesislerin bu dönemlerde %20-30 arası rezervasyon portföyünü Çin pazarı oluşturmaktadır. Bu oranda bir düşüş Şubat ve Mart için kesinleşmiş durumda. Şu an hiçbir operatör Nisan öncesini konuşmuyor. Ama çok muhtemeldir ki ileri aylarda da bu süreç uzayacaktır, öngörümüz 2020 sonbahara kadar Çin pazarının toparlanmasını kolay görmüyoruz. Umudumuz en azından diğer ülkelere yayılımının sınırlı kalmasıdır. Bu yıl beklenen 500 bin sayısının tarihinin en düşük seviyesine inebilir. Bu açığın kapatılması için alternatif pazarlar ve mevcut pazarların güçlendirilmesine yönelik çalışılıyoruz. Ülkemizde çok şükür bu virüs ile ilgili herhangi bir vaka bulunmamaktadır. Ama maalesef global panik havası ve sosyal medyada yayılan kaynaksız asparagas haberler başta kamuoyunun mental sağlığına, turizm işletmelerine, bu işletmelerde evine ekmek getirmek için gece gündüz çalışan on binlerce turizm emekçisine zarar vermektedir. Yetkililerimiz Corona virüsü ile ilgili özellikle sınır giriş noktalarında çok ciddi tedbirler almaktadır. Virüsün yayılımı tüm dünyanın dikkatle takip ettiği süreç, umut ediyoruz ki Bahar ayı ile birlikte virüsün yayılımının hızlı bir şekilde geri gitmesidir” dedi
Damla Şener Okdaş