Birinci Dünya Savaşı yıllarında yaşanan kıtlık nedeniyle ithal edilemeyen kahveye alternatif olarak geliştirilen nohut kahvesi geleneği Çanakkale’de yaşatılıyor.
Çanakkale’nin Biga ilçesine bağlı Işıkeli köyünde 106 yıl önce Birinci Dünya Savaşı yıllarında yaşanan kıtlık nedeniyle hayati önem arz etmeyen hiçbir şey ithal edilemeyince kahveye ulaşılamaz oldu. Zor yılların yaşandığı dönemlerde Türk kahvesinin yerine nohut kahvesi yapımı hayata geçirildi.
Teneke tavada kavrularak pişirilen nohutlar daha sonra bakır kahve değirmeninde kahve çekirdeklerini çeker gibi çekilerek pişirime hazırlanıyor. Işıkeli köyünde yıllardır bu geleneği devam ettirdiklerini belirten Cemil Kısa, “Kahvemizin en önemli özelliği tamamen nohuttan olmasıdır. Evde pişirdiğimiz nohudu güzelce kavuruyoruz ve kavurduktan sonra kahve gibi çekiyoruz. Bir diğer özelliği ise bu kahvenin bu köye ait olması ve başka bir yerde olmamasıdır” dedi.
Yalnızca bu köyde üretiliyor
1. Dünya Savaşı yıllarından bu zamana kadar birçok yerde nohut yapıldığını ancak bu geleneği Işıkeli köyünün devam ettirdiğini kaydeden Kısa, “Kahvenin gelmediği kıtlık zamanlarında nohudu kavurup kahve yapmışlar 1915 savaş dönemlerinde. O yıllarda Çanakkale bölgesinde farklı yerlerde bu kahve yapılıyordu ama şu an yalnızca bizim köyde yapılıyor. Hafta sonları inanılmaz bir yoğunluğumuz oluyor ve insanlar her yerden nohut kahvesini denemeye geliyor. Gerçekten çok sevilen ve tutulan bir kahve” diye konuştu.
Bağırsaklara faydalı
Nohut kahvesinin sağlık açısından da önemli bir yer teşkil ettiğini sözlerine ekleyen Kısa, “Geçtiğimiz dönemlerde köyümüze bir diyetisyen gelmişti ve nohut kahvesinin bağırsaklara çok faydalı olduğunu ve vücudu dinç tuttuğunu söylemişti. Bu nedenle de çok tüketilen bir kahve. İçinde kafein olmaması da alerjisi olan kahve severlere iyi bir alternatif oluyor” şeklinde konuştu.