Konuyla ilgili Çanakkale Halk Sağlığı Müdürlüğü'nden yapılan yazılı açıklamada; " Meme kanseri, memedeki süt bezleri ve süt kanallarını oluşturan hücrelerin normal olmayan biçimde, kontrol dışı olarak çoğalması ve vücudun başka bölümlerine de yayılarak çoğalmayı sürdürmesidir. Kanser hücreleri meme dokusu dışına çıktığında, öncelikle koltuk altındaki lenf bezlerini tutmaktadır. Kanser hücrelerinin lenf bezlerine ulaşması, vücudun diğer bölgelerine yayılabileceğini gösterir. Meme kanserinin en sık rastlanan belirtisi, memede ağrısız, zamanla büyüyen bir kitlenin hissedilmesidir. Ancak, hastaların çok azında ağrı da belirtilere eşlik edebilir. Daha nadir olarak meme derisinde içeri doğru çökme, deride kalınlaşma, şişlikler, deride tahriş ya da bozulmalar ve meme ucunun hassaslaşması ya da içe dönmesi de dahil olmak üzere meme ucu belirtileri yer almaktadır. Sanıldığının aksine ağrı ve kanlı akıntı ileri evrelerde ortaya çıkmaktadır. Kadınlarda birinci sırada görülen meme kanserinden korunmada erken teşhis çok önemli bir yer tutar. Erken tanı için üç temel yöntem uygulanabilir. Bunlar evde her ay kendi kendine yapılan meme kontrolleri, doktor tarafından yılda bir yapılan meme muayenesi ve 40 yaşından sonra 2 yılda bir yapılan mamografi (meme grafisi ) olarak sayılabilir. Kadınların 20 yaşından sonraki dönemde, her ay memelerini kendi kendilerine muayene etmeleri gereklidir. Meme dokusu içerisinde herhangi bir şüpheli kitle ele geldiğinde, vakit geçirmeden doktora başvurulmalıdır. Dengeli ve düzenli beslenme, aşırı kilodan korunma, alkol ve sigara alışkanlığı varsa bırakma, 30 yaşından önce doğum yapma ve bebeğini emzirme, stresi kontrol etme, spor yapma ve düzenli olarak doktor muayenesinden geçip gerekli tetkikleri yaptırmakla meme kanseri riski azaltılabilir. İlimizde, Kanser Erken Teşhis Tarama ve Eğitim Merkezi’nde (KETEM) erken teşhis amacıyla halkımıza ücretsiz olarak hizmet verilmektedir. Unutmayın! Kanserde Erken Teşhis Hayat Kurtarır" denildi.