EĞİTİM

Okulum Temiz Belgesi’ndeki Kriterler Rehberlerle Hayat Bulacak

Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, 'Okulum Temiz Belgesi' için binlerce okulun başvuru yaptığını belirterek 'Hepsinin kontrolleri yapıldıktan sonra hangi okulumuz gerçekten hazırdır buna bir bakacağız ve sonrasında da buna devam edeceğiz.' dedi.

Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, "Okulum Temiz Belgesi" için binlerce okulun başvuru yaptığını belirterek "Hepsinin kontrolleri yapıldıktan sonra hangi okulumuz gerçekten hazırdır buna bir bakacağız ve sonrasında da buna devam edeceğiz." dedi.
 
Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Gümüşoluk İlkokulunda, eğitim kurumlarında hijyen şartlarının geliştirilmesi ve enfeksiyon önleme tedbirleri kapsamında düzenlenen "Okulum Temiz Belgesi" takdim törenine katıldı. Okuldaki hijyen tedbirlerini inceleyen ve okul müdürüne Okulum Temiz Belgesi'ni teslim eden Selçuk, daha sonra basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. 31 Ağustos'ta uzaktan eğitimle açılacak okulların kapılarını 21 Eylül'de yeniden açmak konusunda büyük bir çaba içerisinde olduklarını ifade eden Selçuk, bu çabaların tümüyle verilere ve bilimsel bulgulara dayalı olarak, Bilim Kurulunun ve Sağlık Bakanlığının ortaya koyduğu tablolara bakarak çok dikkatli şekilde verilecek kararlar olduğunu anlattı. Kararların Milli Eğitim Bakanlığının tek başına alacağı kararlar olmadığını, bütün toplumu derinden etkilediğini ve farklı kesimleri ilgilendirdiğini vurgulayan Selçuk, bu nedenle istişareyle konuşarak ve danışarak kararlar almaya çalıştıklarını söyledi. Bu çerçevede TSE ile Sanayi Bakanlığının şemsiyesi altında "Hijyen geliştirmesi ve enfeksiyonu önleme" iş birliği protokolünü yaptıklarını hatırlatan Selçuk, ayrıca 21 Eylül'de ders zilinin çaldığı andan itibaren öğrencilerin hangi alanda nasıl davranacakları, neler yapacakları, sınıfların ve koridorların, ıslak zeminlerin durumu, öğretmenlerin, okul yöneticilerinin dikkat etmesi gereken hususlar, servis araçlarındaki kurallar gibi tüm konuları ayrıntılı olarak ortaya koyup simülasyonlar yaptıklarını anlattı.
 
Bu çalışmaları, bütün okulların Okulum Temiz Belgesi'nin alınabilmesi için bir alt yapı kurmak amacıyla yaptıklarını dile getiren Selçuk, ayrıca kılavuz yayınladıklarını, öğrencilere ve velilere, yönetici ve öğretmenlere yönelik bilgilendirme rehberleri hazırladıklarını hatırlattı.  Okulların denetlenmesi konusunda 2 bin denetmenin eğitim aldığını aktaran Selçuk, böylece okulların hazır olup olmadığı konusunun ortaya konulduğunu anlattı. Bakan Selçuk, hazır okullar için belge düzenlendiğini de belirterek, "Biz bununla okulların temiz olmasını, okulların hijyen denetiminin sağlıklı yapılmasını teşvik etmeye çalışıyoruz. Her bir okula standart koyuyoruz ki her bir okul nereye nasıl ulaşılabilir, nerede problemleri var, bu problemler nasıl giderilebilir? Hem Ankara'dan merkez teşkilatı olarak hem de bütün il müdürlüklerimizde harıl harıl bu çalışmalar devam ediyor." diye konuştu.
 
Gerekli eğitim çalışmalarının denetmenlerin ardından okul yöneticilerine, öğretmenlere, öğrenci, veli ve servis görevlilerine yönelik devam edeceğini belirten Selçuk, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ama bunu sadece bir dış denetim olarak da düşünmüyoruz, aynı zamanda bir öz denetim de bekliyoruz. Yani okulların öz değerlendirme yapmasını da istiyoruz. Benim okulumda bu kontrol listesine göre hangi hususlarda hangi eksiklikler vardır, bu eksiklikleri okul olarak biz giderebilir miyiz, il müdürlüğünden hangi konularda destek almamız lazım, merkez teşkilatının katkı sağlaması gereken hususlar nelerdir? Bütün bunların belirlenmesini çok önemsiyoruz ve biz bunu önemsedikçe öğretmenimizin, çocuklarımızın sağlığını biz önemsedikçe velilerimizin de okullara olan güveninin artacağından eminiz. Bu bağlamda çok aşamalı bir çalışmayı sürdürürken farklı katmanlarda farklı değerlendirmeler de yapılıyor. Diyelim ki bu belge alındı, bir okul gerekli koşulları sağladı ve bu belgeyi aldı, burada işlem bitiyor mu? Kesinlikle bitmiyor. Çünkü bu bir süreç ve burada sürdürebilirlik meselesi çok önemli. Yani bir okulun bir kere temiz olması elbette yetmiyor. Tür Standartları Enstitüsü iş birliği ile geliştirdiğimiz eğitim programlarının devamlılığı söz konusu. Arkasından sahada neler yapılabilir konusunda okulun sürekli olarak temiz kalması hususunda birtakım çalışmalar da yapılıyor, bunun da altyapısı oluşturuluyor. Bunu takip etmek içinde bir yazılım hazırladık. Bu yazılım marifetiyle bütün okullarımızın hangi durumda olduğunu da kontrol etme imkanımız söz konusu. Böylece okullara sadece eksiğiniz var demek değil, bu eksiğin nasıl giderileceği konusunda da onlara destek olma vazifemiz söz konusu."
 
"SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR BAKIŞ AÇISINA SAHİBİZ"
Bakan Selçuk, okulların sadece fiziki anlamda hijyen şartlarını belgelendirmenin yeterli olmadığını, başka aktörler açısından da bu meseleyi ele alma zaruretinin bulunduğunu söyledi. Bu kılavuzların veliler tarafından kullanılmasına yönelik eğitimler, kamu spotlarının oluşturulması, okullarda bazı videoların üretilerek çocukların uyum eğitimi ve uyum eğitimi sonrasında neyi nasıl yapacaklarına dair rehberlik gibi ihtiyaçların bulunduğunu dile getiren Selçuk, "O yüzden de çocuklarımız için de velilerimiz için de ve öğretmenlerimiz için de sürekli ve sürdürülebilir bir bakış açısına sahip olduğumuzu düşünüyoruz." ifadelerini kullandı. Dezenfektan ve maske temini konusunda meslek liseleri ve halk eğitim merkezlerinde dünyada örnek gösterilecek bir başarı hikayesinin oluşturulduğuna işaret eden Selçuk, şu değerlendirmeyi yaptı: "Kendi potansiyelimize güvendiğimiz için maske konusunda, hijyen malzemeleri konusunda bir endişemiz söz konusu değil. Çünkü bu üretimleri zaten kendi kurumlarımızda yapıyoruz. Koronavirüs salgını tüm dünyanın yaşadığı bir problem. Bu, Türkiye'de yaşadığımız bir problem ama okullar açılmazsa biz neyi kaybederiz, neyi kazanırız konusunda çok ciddi düşüncelere ihtiyacımız var, tartışmalara ihtiyacımız var. Bu anlamda da bilim insanlarıyla görüşmelerimiz devam ediyor. Okullar açılmadığında öğrencilerin öğrenme kayıpları nereye doğru evrilecek, eğer bu kayıplar uzun sürerse ileride bizi hangi riskler bekliyor, bunların tedbirleri ne olmalıdır, velilerimize yönelik ne tür çalışmalar yapmalıyız... Bütün bunlarla ilgili olarak da düşünüyoruz ve bu rehberler vasıtasıyla sorumluluklarımızı yerine getirmeye çalışıyoruz."
 
Ziyaret ettiği okulda memnuniyet verici bir hazırlık görmekten memnuniyet duyduğunu dile getiren Selçuk, şunları kaydetti: "Bu okulun her türlü şartlarının hazır olabilmesi, ki burası emin olun çok merkezi bir yerde olmayan ve şartları da ortalama denilebilecek bir okul, burada biz bunları ziyadesiyle yerine getiriyor olmaktan memnuniyet duyuyoruz. Bu açık hava sınıfı havaların müsaade ettiği sürece öğrencilerimiz tarafından, öğretmenlerimiz tarafından da kullanılabilir. Bu belgeyi biz bir başlangıç olarak bu okulumuza verdik. Bunu binlerce okulumuz takip edecek. Şu anda binlerce okulumuzun başvurusu var. Hepsinin kontrolleri yapıldıktan sonra hangi okulumuz gerçekten hazırdır, buna bir bakacağız ve sonrasında da buna devam edeceğiz. Hepinizin huzurunda hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Çocuklarımızın okul özlemini gidereceği ve bizleri gülen gözlerle bekleyeceği günlere hasretiz diyebilirim. İnşallah sağlıklı, huzurlu, güvenli bir eğitim öğretim yılı olur diyorum. Bu çalışmalar konusunda bütün Türkiye'nin hummalı bir çalışma içinde olduğunu ifade etmekten memnuniyet duyarım."
 
Bakan Selçuk, Gümüşoluk İlkokulu'nda, eğitim kurumlarında hijyen şartlarının geliştirilmesi ve enfeksiyon önleme tedbirleri kapsamında "Okulum Temiz Belgesi" takdim töreninin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Okulların öncelikle hangi kademelerde açılıp açılmayacağına ilişkin bir soru üzerine Selçuk, bu konuda kesin kanaati hiçbir zaman ortaya koymadıklarını ifade etti. Sağlık Bakanlığı ve ilgili kuruluşlarla sürekli irtibat halinde olduklarının altını çizen Selçuk, "Bunu zamanı geldiğinde ifade edeceğiz. Bize 'şu kademelerde riskin olmadığı söz konusudur' denildiğinde biz o kademelerde açarız." diye konuştu. Sınıflardaki seyreltilmiş modele ilişkin bilgi istenmesi üzerine Selçuk, "Burada ilkesel olarak çocuklarımızın mesafelerine uygun bir şekilde ve öğretmenlerimizin herhangi bir şekilde sıkıntı yaşamayacağı şekilde, müfredatın öğretim programları içeriğinin öngörülen zaman dilimlerine sığacağı şekilde bir seyreltmeden söz ediyoruz. Yani mekansal ve müfredat olarak bir seyreltmeden söz ediyoruz. Burada çocuklarımız açısından da bir seyreltme söz konusu. Bunun oranı, miktarı, zamanlaması nasıl olacak, bütün bunlarla ilgili durumu zaman gösterecek." değerlendirmesini yaptı. 
 
Uzaktan eğitim konusunda özel okullar ile devlet okulları arasındaki fırsat eşitliğine ilişkin makasın açıldığı yönünde görüşlerin bulunduğunun belirtilmesi üzerine Selçuk, şunları söyledi: "Dünyada video konferans sistemleriyle canlı ders verebilen ilk üç ülkenin içerisindeyiz. Dolayısıyla yaptığımız işin milyonlarca öğrencimiz açısından başarıyla ortaya konulduğu bir durum var. Ama erişemediğimiz öğrenciler olduğunu da biliyoruz. Bunun farkındayız ve bununla ilgili çalışmaların içindeyiz. Fırsat eşitliğinden ziyade fırsat adaleti kavramını öne çıkarıyoruz. Çünkü bizim her çocuğumuza ulaşmakla ilgili bir sorumluluğumuz var. Bazı koşullardan dolayı erişim sorunu yaşayan çocuklarımıza nasıl erişiriz? Örneğin bir grup çocuğumuza milyonlarca kitap dağıttık, bu erişimde onlara bazı avantajlar sağlamak için. Televizyon, internet konusunda avantaj sağlamak... Çocuklarımızın büyük bir oranında şu anda erişimle ilgili, altyapıyla ilgili bir sorun yok. Ama bir takım ekonomik sorunlardan dolayı bazı altyapı eksikliğinin olduğu bölgeler var Türkiye'de. Bazı yaylalar, mezralar var mesela. Onlarla ilgili de alınması gereken tedbirleri alıyoruz."

(Kaynak: Milli Eğitim Bakanlığı)