Deniz salyası olarak da bilinen müsilaj Çanakkale Boğazı’nın büyük bir bölümünü kapsamasının ardından bayram boyunca azaldığı gözlendi. Son günlerde Müsilaj tekrar yoğunlaşmaya başladı. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) emekli Prof. Dr. Doğan Perinçek, müsilajın kanalizasyon olan alanlarda ve dere yataklarından denize boşalan suların olduğu yerde fazla olduğunu söyledi.
Tüm Marmara bölgesinde sıklıkla görülen müsilaj sorunu son birkaç aydır Çanakkale Boğazında da sıklıkla görülmeye başladı. Deniz üzerinde beyaz bir görüntü oluşturan ve kötü koku yayan deniz salgısı bir diğer adıyla müsilaj görenleri tedirgin ediyor. Müsilajın yoğunluğu bayram boyunca gözle görülür bir şekilde azalmasına karşın yeniden artmaya başladı.
Marmara Denizi’nde görülmeye başlayan ve bir aya yakın zamandır Çanakkale kıyılarında görülen, halk arasında deniz salyası olarak bilinen müsilaj, bayram boyunca çok büyük oranda azalmasının ardından, tekrar yoğunlaşmaya başladı. Bir süredir Çanakkale kıyılarından bakteri kaynaklı ortaya çıkan deniz salyası olarak bilinen müsilaj, tekne balıkçıların kabusu haline gelmişti. Marmara Denizinde başlayarak, Çanakkale’nin kıyılarına doğru yayılan müsilaj birçok şehirde de görülmeye devam ediyor. Tüm Marmara bölgesinde gözlenen müsilaj sorunu için Balıkesir, Bursa gibi şehirler, müsilaj konusunda birçok temizleme çalışması yürütüyor. Komşu il olan Balıkesir Valiliğinden geçtiğimiz gün yapılan açıklamada, “Bandırma, Erdek ve Marmara İlçelerimizin sahillerinde müsilaj (deniz salyası) görüldüğü, ancak bir hafta öncesine göre yoğunluğunun belirgin şekilde azaldığı gözlenmiştir. Ülkemizin birçok noktasında olduğu gibi Marmara Denizinde de özellikle ilkbahar mevsiminde görülen müsilaj, bazı deniz bitkilerinin yanı sıra mikroorganizmalar tarafından üretilen yapışkan, beyazımsı bir madde olup daha çok kapalı koylarda ve körfezlerde görülmektedir. Müsilaj, meteorolojik olayların etkisiyle deniz suyunun normalden fazla ısınması ve durgunlaşması sonucunda oluşan bir ekolojik olay olarak tanımlanmaktadır. Marmara Denizinde özellikle 2008 yılından itibaren mevsimsel olarak oluşan ve Mayıs ayı sonuna doğru tamamen kaybolan müsilaj olayı, denizde anlık olarak meydana gelen bir deniz kirliliği durumu olmayıp açıklanan nedenlerle kendini gösteren bir ekolojik olay olarak değerlendirilmektedir. İlimizin kuzey kıyılarında Mayıs ayının sonlarına doğru tamamen etkisini kaybetmesi beklenmektedir” denildi.
‘’KARAMENDERES’TE AYNI ŞEKİLDE SALYA VAR’’
Yaz sezonu yaklaşırken kentimizde etkisini sürdüren müsilaj için henüz bir önlem alınmadı. Ramazan Bayramı boyunca Çanakkale kıyılarındaki müsilaj gittikçe azalmıştı. Fakat son birkaç gündür müsilaj bölgede yeniden yoğunlaşmaya başladı. Konuyla ilgili sıkı takip yapan Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Bölümü'nden emekli olan Prof. Dr. Doğan Perinçek, kanalizasyondan akan suların bu duruma büyük etkisi olduğunu söyleyerek önlemlerin alınması gerektiğini söyledi.
Önemli açıklamalarda bulunan Perinçek, “Boğaz’da durum şu an yine kötü. Daha önceden de söylemiştim. Bu kanalizasyon olan alanlarda daha fazla ve bir de dere yataklarından denize boşalan suların olduğu yerde fazla. Erenköy’ün kanalizasyonun aktığı noktayı çok iyi biliyorum. Daha önce onun önünde yelpaze gibi bir su salyası oluşmuştu. Bugün yine orada su salyası var. Karamenderes’te aynı şekilde salya var” diyerek bilgi verdi.
‘’TATLI SU İLE DENİZ SUYUNUN BİRLEŞTİĞİ YERDE BU BAKTERİLER ÇOĞALIYORLAR’’
Açıklamalarına devam eden Perinçek, müsilaj tehdidi ile ilgili, “Bir sürü insan bu bütün denizlerle ilgili diye düşünüyor ama bana göre kanalizasyon ve dere yataklarından gelen suyla alakalı bu” diyen Perinçek, “Tatlı su ile deniz suyunun birleştiği yerde bu bakteriler çoğalıyorlar. İzmit Körfezi’nde bunu temizlemişlerdi, daha sonrasında kendiliğinden dibe çöktü, tamamen sıfırlandı fakat iki-üç gündür tekrar ortaya çıktı. Daha bir fazlalaştı. Evde kullanılan bazı temizlik malzemeleri bunun artmasına neden oluyor. İstanbul’da kanalizasyon bağlantılarının olduğu yerde de vardı. Bununla ilgili birtakım önlemler almak lazım” dedi.
Hülya Öz