Kovandaki ısıyı kontrol etmeye yarayan sistem sayesinde açlık ve soğuk nedeniyle yaşanan arı ölümleri yüzde 40’tan yüzde 15’e düştü.
Artan arı ölümlerinin azaltılması için 4 yıldır çeşitli çalışmalar yürüten Bursa Uludağ Üniversitesi AGAM, açlıktan ve soğuktan meydana gelen arı ölümlerinin önüne geçebilmek amacıyla geçen yıl ürettiği klimalı kovanı, kurulumunu arıcıların yapabileceği şekilde yeniden tasarladı.
Sistem 3 kısımdan oluşuyor. Kovanın içerisine yerleştirilen sensör sayesinde sıcaklık algılanıyor. Gösterge paneli ile kovan içerisindeki sıcaklığın kaç derece olduğu görülebiliyor. Kovanın alt kısmındaki polen çekmecesine yerleştirilen tabla ile de ısıtma işlemi sağlanıyor. Kovandaki ısı, gösterge panelinde ayarlandığı dereceye ulaştığında sistem duruyor. Gösterge paneline girilen derece düştüğünde ise sistem otomatik olarak devreye giriyor. Isı kontrolü istenilen seviyeye çıkarılabiliyor. Kış aylarında bünyesi zayıflayan arıları dinç tutabilmek adına geliştirilen sistem için gerekli elektrik; şebeke elektriği, güneş enerjisi panelleri ya da akü ile sağlanabiliyor.
‘YENİ ISITMA SİSTEMİ HEM DAHA BASİT HEM DE MALİYETİ AZ’
Yaklaşık 20 yıldır arılar üzerinde çalıştığını söyleyen Prof. Dr. İbrahim Çakmak, “Önceki yıllar kullandığımız daha karmaşık bir sistemdi. Arıcıların kullanımı ve maliyeti açısından biraz daha zordu. Şimdi biz bunu arıcıların kullanabileceği şekilde, hem maliyeti daha düşük hem de daha basit bir sisteme dönüştürdük. Şu andaki sistemde 3 kısım var. Bir algılayıcı, bir panel, bir de ısıtma tablası var. Bu öncekine göre hem daha basit hem de maliyeti daha az” dedi.
‘BİLİNENİN AKSİNE ARI SOĞUKTAN ÖLÜR’
Klimalı kovan sistemiyle birlikte arı ölümlerini azaltırken verimi de artırmayı hedeflediklerini belirten Çakmak, şöyle konuştu:
“Biz bu sistemi uzun zamandır deneysel olarak uyguluyoruz. Son yıllarda artık bu çalışmanın sonuç kısmına geldik. Eskiden ‘arı soğuktan ölmez’ derlerdi ve bu yüzden de bu konu üzerinde çalışma yapılmıyordu. Biz bu sistemi denerken, arıların soğuktan öldüğünü gördük. Bir kontrol grubu, bir de deneme grubu kurduk. Kovan tipi, içerisindeki besin ve arı miktarını eşitledik. Isıtma sistemi kullanmadığımız kovanlarda yüzde 40, ısıtma sistemi kullandığımız kovanlarda yüzde 15 koloni kaybı yaşadık. Bu kolonileri zayıf olanlar arasından seçtik. Hastalıkla yıpranmış, iyi tedavi edilmemiş kovanlar güçlü bile olsalar, yine ısıtma sistemine ihtiyaç duyuyorlar. Güçlü olan kovanlar da kışın ölüyorlar. Çünkü ısı kontrol sistemini sağlayamıyorlar. İyi tedavi edilmemiş güçlü kovanlarda da ısıtma sisteminin kullanılmasında yarar var. Ama biz öncelikle zayıf kovanlarda kullanılmasını tavsiye ediyoruz.”
‘ÜRETİMİ ARTTIRIP, ARICILARA EKONOMİK AVANTAJ SAĞLAYACAK’
Isıtma sistemi sayesinde koloni kayıplarının ve arıların bal tüketiminin azaltıldığına dikkat eken Prof. Dr. Çakmak, şunları söyledi.
“Bizim bu çalışmada üç tane hedefimiz vardı. Birinci hedefimiz koloni kayıplarını azaltmaktı. Bunu önemli derecede azaltabildik. İkinci hedefimiz kışın arıların bal tüketimini azaltmaktı. Bunu da azalttığımızı gördük. Üçüncü hedefimiz de zayıf olan kolonileri kısa zamanda güçlendirip, üretimde kullanabilmekti. Bu sistem sayesinde koloniler, üretim artışında önemli bir etki sağlayabilecek duruma geldi. Üç hedefe de başarılı bir şekilde ulaşılabileceğini deneysel bir şekilde göstermiş olduk. Zayıf olan koloniler üretimde hiç kullanılamayacaktı. Ertesi sene kullanılabilecekti. Ama şimdi bunlar üretimde tamamen kullanılabilecek. Koloni başına ortalama 14- 15 kilogram bal üretimi oluyor. Bu sistem olmasaydı yüzde 40 gibi koloni kayıpları yaşanacaktı. Kalan arılar da üretimde kullanılamayacaktı. Şimdi arıcılar, arıyı daha yoğun beslemek zorunda kalmayacak. Çünkü kışın, balın önemli bir kısmı arılar tarafından tüketilmemiş olacak. Bu da arıcılar için ekonomik bir avantaj sağlayacak.”
‘PATENT BAŞVURUSU YAPMADIK, ARICILARA HEDİYEMİZ OLSUN’
Arıcıların elektronik parçalarını satın alarak, düşük maliyete kurabilecekleri yeni ısıtma sistemiyle ilgili, patent başvurusunda bulunmayacaklarını söyleyen Prof. Dr. İbrahim Çakmak, “Elektronik sistem üniversitedeki akademisyen bir arkadaşımız tarafından düzenlendi. ‘Zaten benim yeterince patent başvurularım ve çalışmalarım var. ‘Ben bunu arıcılara hediye etmek istiyorum’ dedi. Biz de aynı şekilde düşünüyoruz. Sistem için patent başvurusu yapmadık. Arıcılara hediyemiz olsun. Önemli olan ülkemizin ekonomisine katkı sağlamak. Arıcılar bu sistemi, elektronik parçalarını satın alarak, kendileri kurabilirler” dedi.