Gündem

'Pandemi sosyalliği vurdu'

Bozcaada'nın sevilen ismi Prof. Dr. Haluk Şahin son yazısında pandemi sona ererken başlıklı makalesinde pandemi sürecini ve değerlendirdi. ?Şahin ’Pandeminin insanlığı en zayıf yerinden vurduğunu söyleyebiliriz: Sosyalliğinden!’’ dedi.

Bozcaada'nın sevilen ismi Gazeteci yazar Prof. Dr. Haluk Şahin bloğunda gündem dışı birçok farklı konuyu işleyen şahin son yazısında ‘’pandemi sonra ererken’’ başlığı ile pandemi sürecini yazdığı kitabı ve aradığı soruları işledi ve şu konulara vurgu yaptı:
“NE KADAR DEĞİŞTİĞİNİZİN FARKINDA MISINIZ?”
‘’Pandeminin başlangıcında Güzel Mavrella’da sorduğum sorulara cevap alma zamanı. Geçmişe dönüş mi? Yoksa dijital kopya yeterli mi?Nihayet o hiç gelmeyecek sandığımız günlere geldik. Koronavirüs 19 pandemisi sona eriyor. İki buçuk yıldır katlandığımız sınırlamalar bir bir kalkıyor. Büyük pandemilerin “çağ” bitiren ya da başlatan olaylar olduğunu tarihten biliyoruz. Bu kez de değiştik. Hepimiz değiştik. Ne kadar değiştiğinizin farkında mısınız? Bu soru pandeminin başlangıç aylarında aklıma gelmiş, yanıtını Bozcaada ve Midilli’de geçen Güzel Mavrella adlı romanımda aramıştım. İnsanların sıkıntılı dönemde bazı temel değerleri hatırlayacaklarını, örneğin doğaya, bu arada tarıma ve bağcılığa daha fazla önem vereceklerini öne sürmüştüm. Bağlar bakımsızlıktan tükenirken, romanın kahramanları ipe sapa gelmez şeylerle hayatlarını israf ediyorlardı. Belki, pandemi nedeniyle akılları başlarına gelecekti. Herkes sevgiye, bir yere ait olması gerektiğine ve bu yerlerin başında yerkürenin geldiğine inanacaktı.”
“PANDEMİNİN İNSANLIĞI EN ZAYIF YERİNDEN VURDUĞUNU SÖYLEYEBİLİRİZ: SOSYALLİĞİNDEN!”
‘’İnsanı en zayıf yerinden vurdu.Peki, gerçekte ne oldu? Ada’dan uzaklaşıp Türkiye’ye ve dünyaya uzaktan baktığımızda pandeminin insanlığı en zayıf yerinden vurduğunu söyleyebiliriz: Sosyalliğinden! İnsanın “sosyal bir hayvan” olduğunu ilan eden Aristoteles’ti. İnsanın insan olabilmesi için başkalarına ihtiyacı vardı, topluca yaşamak zorundaydı, ancak o zaman tutunabiliyor ve gelişebiliyordu.“Sosyallik”ten kasıt her şeyden önce yüz yüze iletişim, karşılıklı ilişki, yan yana çalışma, birlikte yolculuk, pazarlıkla alışveriş ve topluca eğlenmeydi. Böyle gelmişti, böyle gidiyordu. Ama pandemi dolayısıyla tüm bu sosyalleşme noktalarına müdahale edildi, yasaklar konuldu. İnsanlar yüz yüze görüşemez, karşılıklı ilişki kuramaz, yan yana çalışamaz, birlikte yolculuk yapamaz, konuşarak alışveriş edemez, topluca eğlenemez hale geldiler. Tüm bunlar özünde bu insan doğasına aykırıydı. Faturası depresyon ve anksiyete olaylarındaki büyük artıştan görülebiliyor.’’
“DİJİTAL TEKNOLOJİ GERÇEK HAYATIN YERİNE KONDU”
 ‘’Tüm bu açıklar, eksiklikler dijital teknolojinin sağladığı olanaklarla kapatılmaya ya da giderilmeye çalışıldı. Görüntülü telefon, sosyal medya, posta servisleri, dijital platformlar devreye sokuldu. Şimdiye kadar ofisten, okuldan, atölyeden, muayenehaneden vb. yapılmış olan işler evden yapılmaya başlandı…Ev evlikten çıktı, işyeri oldu. Lokanta lokantalıktan çıktı, mutfak oldu. Dijital teknoloji gerçek hayatın yerine kondu, eski deyişle “ikame edildi.” Bir bakıma müthiş bir kolaylıktı bu, teknolojinin zaferiydi, onlar olmasaydı pandeminin verdiği hasar kuşkusuz çok daha ağır olurdu.’’ şeklinde konuştu.
‘’ŞİMDİ NE OLACAK?’’
 ‘’Peki, pandemi bitmek üzere olduğuna göre şimdi ne olacak? Eski düzene geri mi dönülecek? Dönülebilecek mi? Dönülmesi gerekir mi?Yoksa artık yeni normaller mi oluştu? Artık filmleri büyük salonlarda dev perdeler yerine küçük ekranlardan seyretmekle mi yetineceğiz? Uzun mektupların yerine kısa tekstlerle mi ilan-ı aşk edeceğiz? Bir şeyin yerine bir başkasını koyduğumuzda ne oluyor, karlı mı çıkıyoruz yoksa zararlı mı? Sınıfta dersin yerine “online ders”, açık oturum yerine zoom konferansı, kağıt-mürekkep kitabı almak yerine ekranda açık erişim… Aslından bile daha iyi mi? Yoksa karbon kopya mı? Sosyalliğimizden ödünler verdiğimize göre, Aristoteles’in hesabınca, daha az mı insanız? Önümüzdeki birkaç yılı bu soruları tartışarak geçireceğiz.’’
“EĞER ÖYLE İDİYSE, SAVAŞI KAZANDILAR”
‘’Hiç şüphe kalmadı: Artık Dijital Çağ’dayız.’’ diye sözlerinin devamında Şahin; Ta başlangıçta Güzel Mavrella’da da sormuştum: Yoksa hiç hesapta olmayan bu pandemi, dijital teknolojinin kesin zaferini ilan ettirmek için birileri tarafından kasten mi başlatıldı? Eğer öyle idiyse, savaşı kazandılar! Peki biz, ne kazandık ne kaybettik? Çocuklar, arılar ve Güzel Mavrella kazananlar arasında mı?’’
 
Dilek Akşen