Gündem

Günde 50 bin TL zarar ediyoruz Yüzde 50 zam istiyoruz

Başta akaryakıt olmak üzere her alanda gelen maliyet artışları ile Çanakkale S.S. 18 Nolu Şehir İçi Minibüsçüleri Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi, günlük 50 bin TL zarar ettiklerini belirterek Çanakkale Belediyesi’nden yüzde 50 zam ve her geçen gün sayıları artan ücretsiz binişler için de ek destek

Mecliste görüşülen konu komisyona sevk edildi. Komisyonun kararı, önümüzdeki ay bildirecek ve zam konusu bir kez daha meclise gelecek.

Çanakkale Belediye Meclisi Ekim ayı toplantısı belediye meclis salonunda gerçekleşti. Mecliste en çok merak edilen konu, otobüs ücretlerine zam yapılıp yapılmayacağıydı.  S.S. 18 Nolu Şehir İçi Minibüsçüleri Motorlu Taşıyıcılar Kooperatif Ulaşım ve Plan bütçe komisyonuna verdiği raporla,  günde sayıları 8 bini bulan ücretsiz binişlerden dolayı günlük 72 bin TL zarar ettiğini bildirirken  bu zararların karşılanması için de %50 artış ve gelir desteği ödemesi talep etti. Belediye Meclis Plan Bütçe Komisyonu ile Ulaşım komisyonunun ortaklaşa değerlendirdiği bu konu Ekim ayı belediye meclisi gündemine alındı.  Belediye Meclisinde gündemine alınan Gelir Desteği Ödemesi Hakkındaki madde ile ilgili söz alan,   Plan Bütçe Komisyonu Başkanı Süleyman Canpolat “Özellikle son bir yıldır devam eden ve  herkesçe malum olan ekonomik zorluklardan öne çıkan akaryakıt ve araç parçalarının aşırı  fiyatlarının, yürüttüğümüz ulaşım hizmetlerine etkisini her toplantıda zaten tartışıyoruz.  Bu tartışmanın başlangıcında bilindiği gibi,  dövizin düşürülmesi ve dövizin fırlatılması  türünden kaynaklandığı ana konu olarak zaten  bilinmektedir.  Kooperatiften bu son toplantıda  durum değerlendirme yazsısı aldık.  Komisyon olarak bu raporu incelediğimiz zaman bunu çok eleştirecek bir tarafını bulamadık.  Kooperatif günde 72 bin TL’lik bir zarara uğramaktadır.  Kısa özeti budur.  Günlük uygulanan tasarruf tedbirleri var.  Halkın, araçların arzu edilmeyen aralıklarla gelmesi,  ya da uzun sürede gelmesi , yoğun yolcu taşınması gibi şikayetlere  meydan vermektedir bu durum.  Diğer bir deyişle sorun kısa sürede mutlaka çözümlenmelidir.  Kooperatif tarafından gelir ve giderlerin dengelenebilmesi  ancak ortalama %50 oranında  zam yapılması önerilmekte,  tarafımızdan ayrıca ek destek talep edilmektedir.  Günlük 6 binin üzerindeki ücretsiz binişler, sorunun bir parçası olarak değerlendirilmektedir.  Bu da Belediyeye veya Kooperatife maliyeti günlük 50 bin TL civarına tekabül etmektedir.   Önümüzdeki dönemde öğrencilerin de katılımlarına müteakip  ücret belirlenmesine ve gerçek verilerin yerine oturması durumunda  meclisimizi veya başkanlığımızın vereceği bir yönlendirme olursa  bu yönden çözüm için çalışabiliriz” dedi. 
 
''Önümüzdeki ay tamamlayıp yolumuza devam edeceğiz''
Madde hakkında meclis konuşmasında Belediye Başkanı Ülgür Gökhan “Hepimiz çok kötü durumdayız. Belediye olarak biz, kooperatif kez vatandaş da öyle.  Öğrenciler, ikiden fazla çocuğu olan aileler,  vatandaşlar ve gidip gelenler bir bütün halinde  sıkıntı içerisinde.  Bu madde biliyorsunuz gelir desteği ödemesi , Belediye olarak bir gelir desteği ödeyeceksek bunun da bir veriye dayanması lazım. Yarın bunun hesabını verirken, bunu verilere dayandırmamız lazım.   Biz de bunun çalışmasını çok hızlı bir biçimde, bu ay içerisinde  eğer maddeyi kabul ederse meclisimiz  kart edinmesi gerektiği noktasında karar alırsak o zaman kaç kişi ücretsiz biniyor, bunun maliyeti ne ona göre bunun desteğini verme kararı alırız ve bunun hesabı verilebilir hale gelir.  Daha önce kilometre başına ödeme yapıyorduk ama şimdi diyoruz ki biniş başına verelim.  Bu maddeyi komisyona havale ederek önümüzdeki ay tamamlayıp yolumuza devam edeceğiz” dedi.
Gündemin üçüncü maddesi Oy birliği ile Palan Bütçe Komisyonu ve Ulaşım Komisyonuna yeniden iletildi.   Çanakkale Belediyesi, kasım ayında Belediye Meclisine getirilmesi planlanan gündem maddesinin onaylanması halinde, kooperatife destekler biniş sayısına göre verilecek ve bu sayıyı belirlemek için de  ücretsiz binişler Belediye tarafından verilecek kartlarla sağlanarak kontrol altına alınacak. 
 
  “Dezenformasyon Değil Sansür Yasasıdır”
Mecliste görüşülen Dezenformasyon Yasası, Çanakkale Belediyesi Ekim Ayı Meclis toplantısında konuşuldu. Cumhuriyet Halk Partisi Grup  Başkan Vekili Erdal Gezen, Dezenformasyon yasasına  değindi. Gezen, hukukçu kimliği ile Dezenformasyon yasasını değerlendirdiği sıraca CHP sıralarındaki Belediye Meclisi üyeleri de üzerinde ‘Dezenformasyon Yasasına  #Hayır’ yazılı pankartlarla  yasaya tepki gösterdi.   Gündem dışı konuşmasında Yasanın içeriği hakkında bilgiler veren  Erdal Gezen “Bir dezenformasyon yasası geliyor.  Bu sadece yazılı, görsel, internet medyasını değil,  halkımızı da çok yakından ilgilendiriyor.  Biz Cumhuriyet Halk Partisi Belediye Meclisi olarak ve  partimiz olarak bu yasaya karşıyız.  Sansür, boğazına kadar  olumsuzluğa batmış iktidarların  kötüyü bastırmak için sıktığı bir parfümdür.  Sonunda parfüm bitecek ama bu pislik kalıcı olarak kalacak.  Muhafazakarlaşan  ve totaliterleşen  her gün kendi güçlerini yaratırken, tarih de kendisine göre yazmaya çalışır.  Aksi durumlarda da sansür uygulanır. Hayali iç ve dış düşmanlar üzerinden.  Söylem bazında bunu söylüyoruz ama ülkemizde bunu ne kadar gerçekleştiriyoruz  tüm halkımızın takdirine bırakıyorum. Çünkü adım adım bu söylemlere doğru gidiyoruz” dedi.
''Nasıl bir takdir ve değerlendirme  içerisinde olacakları bilinmiyor''
Belediye Meclisi Cumhuriyet Halk Partisi Grup  Başkan Vekili Erdal Gezen “Sansür yasası, bir dezenformasyon yasası olarak tanımlanıyor.  Yasanın özü  dezenformasyonu önlemek. Ama maalesef  dezenformasyonun tanımı yok.  Bu yasanın içinde 40 tane madde ver. Bu 40 tane madde  23 ayrı yasaya,  yasanın içindeki maddelere etki ediyor. Her biri günlerce tartışılması gereken bir maddeyi  iki gün içinde şu anda  meclise getirdiler ve yakında  yürürlüğe girer.  Bu yasanın içinde devlet ihale kanunu, icra kanununa, Devlet İstihbarat  hizmet kanunu  maddeleri de dahil olmak üzere  Türk Ceza Kanununun tüm maddeleri vs.  23 ayrı maddeye etki eden yaşamımız için önemli.  Tanımı yapılamayan bir dezenformasyonu,  yasada tanımlama yapan uygulayıcılar, bunlar yargıçlar, savcılar  hatta  Bilgi ve Teknoloji Başkanı (BTK) Başkanı olmak üzere  bunu nasıl tanımlayacak. Tanımlaması Yapılamayan bu yasaya bağlı olarak savcıların, hatta kolluk güçlerinin  bunu değerlendirerek  yasal yaptırımlar boyutuna girecekler. Bu nasıl  olur veya nasıl yapılacak? Diya bakacak olursak , bağımsız olmayan bir yargı sisteminde, siyasi iktidarın baskısı altında olan  hakim ve savcıların, bu yasaya bağlı olarak nasıl bir takdir ve değerlendirme  içerisinde olacakları bilinmiyor” diye ekledi.
''Çünkü kişilere özel de paylaşımlar var''
Yasanın yapılan paylaşımları da kapsaması halinde  yaşanacak zorluklara da değinen Erdal Gezen  “Bu yasa yapılırken  paylaşımdan bahsediliyor. Ve şöyle deniliyor ‘Ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir  bilgiyi,  kamu barışını bozmaya yönelik  bir şekilde alenen yaymak’ deniliyor. Kim nasıl yayıyor?  Açıklama yok. Yani  burada hepimizin attığı Twit’ler var, beğeniler var,  paylaşımlar var.  Eğer onlar da alenen yayma suçuna giriyorsa  vay bizim halimize. Çünkü bir yıldan Üç yıla kadar hapis cezası bizleri bekliyor.  Geçen Mecliste söyledim  günlük yaşantımızdaki hukuki güvenceyi  yitirdiğimizi burada ifade ettim.  Biliyorsunuz bir sanatçının bir söylemi ile ilgili  sayın savcının tutuklama işlemi göndermesi ve buna bağlı olarak da hakimin  kamu ve siyasi baskıya bağlı olarak  tutuklaması. Bir hüküm yok, bir yargılama yok,  4 ay sonraki  sadece bir söylem  tutuklandı. Evet suç olabilir ona bağımsız yargı karar verecek . Ama yargılama olmadan nasıl  hüküm veriliyorsa böyle  bir olayda düşünün  şu anda cep telefonumuzla hepimizin paylaşımları var ve hepimiz beğeniyoruz, hatta bazılarını okumadan beğeniyoruz.  Bu sadece bizim partimizle alakalı değil, içeriğini okumadan beğenen yurttaşlarımız var.  Çünkü kişilere özel de paylaşımlar var.” şeklinde konuştu.
''Cumhurbaşkanına yapılan hakaret davaları var, yargı bunu inceleyip gerekli cezaları veriyor”
''Temsilcilik açma gibi bazı yükümlülükler getiriyor'' diyerek szölerine devam eden, Belediye Meclisi Cumhuriyet Halk Partisi Grup  Başkan Vekili Erdal Gezen; “Böyle bir durumda biz diyoruz ki bu yasa  dezenformasyonu önlemek amacı ile değil,  tamamen medyayı, basını ve muhalefeti bastırmak amacı ile çıkan,  özellikle  seçimlere 9-10 ay kala  çıkartılan bir sansür yasasıdır.  Bunu kabul etmiyoruz. Ama sadece bu durum böyle değil,  esas tehlikeli olan şudur;  paylaşımcı şirketler var. Twitwr, Instagram, Facebook vs. bunlar var.  Bu yasa onlara da sınırlama getiriyor. Temsilcilik açma gibi bazı yükümlülükler getiriyor.  Fakat şöyle bir durum var,  ‘Ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve  sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bilgi’  yargı boyutu olmaksızın  özellikle bazı yasa maddelerinde  özellikle Devlet İstihbarat kanununun ve  benzeri türevde olan yasalarıyla hakim savcılar değil, BTK Başkanı kendi iradesi ile  bu paylaşım sitelerine diyor ki ‘Bunu kim paylaştıysa bana vereceksin. Anonim hesap bile olursa vereceksin.  Vermesen eğer  senin yayınlanma alanını %90’a kadar kısıtlayabilirim’ diyor.  Ya o şirket bizim paylaşımlarımızı bir mahkeme kararı olmaksızın, sadece bir memurun belki de kendi alanı olmayan , takdir ve değerlendirmesinin son derece yetersiz olduğu bir şekilde, herkesin paylaşımını, hatta beğenenleri de dahil olmak üzere  oraya vermek zorunda.  Bazı konularda evet gerekli ama Türk Ceza Kanunları İletişim konularında zaten bunlara gerekli cezalar veriliyor.  Cumhurbaşkanına yapılan hakaret davaları var, yargı bunu inceleyip gerekli cezaları veriyor” şeklinde konuştu.
 
''Türk Ceza Kanunu ve ilgili  yasa gereğince işlem yapılmasına  izin verecek”
 
''Seçim hazırlıklarında, o sosyal medya paylaşımlarından  hiç birimiz yararlanamayacağız''diyen Erdal Gezen “Böyle bir yasaya neden ihtiyaç var?  Örneğin seçime girdiğimiz bu 9 aylık süreçte mesela ‘enflasyon %89 değil’  dediğimde ‘Bu yalan’ deyip  şikayet edildiği zaman bunu  sosyal medyada paylaşan hepimizin hakkında işlem yapılması söz konusu.  Bu yasanın uygulanması halinde, dağıtımcı şirketler ya %90 hacim göze alarak  paylaşımları ilgililere  vermeyecek  ki genel cirosunun %3’ü kadar da bir  cezai işlemden bahsediliyor.  Onu göremedim ama o benim duyumumdur.  Bunu göze alarak vermeyecek  ve paylaşımları daraltacak. İşte o öyle olunca da 4 ay sonra başlayacak   seçim hazırlıklarında, o sosyal medya paylaşımlarından  hiç birimiz yararlanamayacağız.  Ya da tam tersi dağıtımcı şirketler ‘ben bu riski alamayacağım’ diyerek  tüm paylaşımlarımızı ilgili kurumlara vererek  buna bağlı olarak da Türk Ceza Kanunu ve ilgili  yasa gereğince işlem yapılmasına  izin verecek.Seçime doğru gidilen bu süreçte yasanın gerekli olmadığını belirten Erdal Gezen “Bu yasa şu anda gereği olmayan, halkımızın  açlıkla, sefaletler, işsizlikle , hukuksuzlukla, adaletsizlikle mücadele ettiği  bu günlerde hiç gereği olmayan   son derece yersiz bir yasal düzenlemedir . Bir hukukçu olarak da söylüyorum, hukuka da aykırıdır.  Onun için Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu yasanın iptali için de Anayasa Mahkemesine gideceğiz” dedi.
 
AK Parti Belediye Meclisi Sıtkı Aktuğ ;''Sosyal Medyada bilgi kirliği  sorunu var''
Cumhuriyet Halk Partisi Belediye Meclisi Grup Başkan Vekili Erdal Gezen değerlendirmeleri ardından sözsırası kendisinegelen  AK Parti Belediye Meclisi Sıtkı Aktuğ ise yaptığı konuşmada; “Erdal Gezen çok sevdiğimiz bir arkadaş ama  bazı konularda abartıyor her şeyi.  Sosyal Medyada bilgi kirliği  sorunu var.  Bunu kabul etmeyen yok. Yani kişilerin haysiyeti ile şerefi ile  oynayan paylaşımlar yapılıyor.  Bunun yanında toplumu endişeye, paniğe sevk edilecek paylaşımlar yapılıyor.  Bu konularda bir düzenlenmenin yapılması için Kamuoyunda zaten bir fikir birliği vardı.  Ama Erdal arkadaşımız diyor ki bu ölçüsüz oluyor.  Yani ölçüsüz derken hak ve hürriyetleri sınırlayacaklar, seçimler geliyor  dolayısı ile seçimleri etkileyecekler vs.  Her şeyden önce Türkiye bir hukuk devleti.   Bir Anayasa Mahkemesi var. Yani Anayasa Mahkemesi kararları  lehimize olunca iyi de, aleyhimize olunca mı kötü oluyor.  Bu teknik bir konu meclis ve komisyonlarda tartışılacaktı elbette ama burada dereyi görmeden paçayı sıvamak gibi oldu.  Bir görelim yasayı bakalım eğer bir aykırılık varsa Anayasa Mahkemesine gidebilirsiniz.  O nedenle ben arkadaşımın açıklamalarını abartılı buluyorum” diyerek konuştu.
 
Murat Yüksel