Boğaziçi Üniversitesi iklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş geçtiğimiz günlerde sosyal medyası üzerinden yaptığı bir paylaşımda, iklim haberciliği konusunda bir değerlendirme yaptı. Türkeş; ‘’İklim haberciliği ve gazeteciliği" hala emekleme evresinde’’ dedi.
İklim haberciliği konusunda değerlendirmelerini sosyal medya üzerinden yapan Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesinden emekli akademisyeni, Boğaziçi Üniversitesi iklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş; ‘’Türkiye'deki "hava ve iklim haberciliği ve gazeteciliği" hala emekleme evresinde. Kalabalık bir şehirde ya da mahallesinde evinin yolunu bulamayan paniklemiş bir çocuk gibi. İklim değişikliğinin hemen her şeyi kapsayan bir konu olduğunu biliyoruz. Konu ve olay çok fazla. Ancak önümüzdeki birkaç yıl içinde, iklim çözümlerini (ör. İklim değişikliği savaşımı, direngenlik, etkilenebilirlik ve etkilere uyum, vb.) halka ve kamu/özel/yerel yönetici ve karar vericilere hızlı bir şekilde iletmemiz ve bu konularda ivedilikle ilerleme sağlamamız gerekiyor.’’ dedi.
‘’Her olayı ilk kez oluyormuş abartarak duyurmasına gerek yok’’
Gazeteciliğin iklim olaylarında bazı şeyleri abarttığını vurgulayan Murat Türkeş; ‘’Gazetecilerin/habercilerin artık alarm vermesine, her olayı ilk kez oluyormuş gibi (ör. şiddetli hava, kuraklık) abartarak duyurmasına gerek yok. Örneğin, neredeyse her yağış beklenen hava öngörüsünü “sanki çok derin şiddetli bir tropikal siklon ya da tropikal kasırga İstanbul’a yaklaşıyormuş ve İstanbul’u yerle bir edecekmiş” gibi vermek çok yanlış bir yaklaşım. Bu, hem şiddetli hava öngörülerinin ve uyarılarının etkisini azaltıyor, şiddetli hava ve iklim haberlerini sıradanlaştırıyor, hem de yurttaşların kurumlara olan güvenini zayıflatıyor. Bunun yerine evrensel ve tüm insanlığa yarar sağlayabilen uygulanabilir ve adil çözümlere odaklanmalı; konunun uzmanlarına ve bu konudaki bilimsel çalışmalara (ör. akademik makaleler, IPCC ve FAO, UNEP, WMO vb. ilgili BM uzmanlık kuruluşlarının raporları) dayanarak bu çözümleri yaygın bir biçimde sunmalılar.’’ diyerek tamamladı.
Nami Tonka