Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) farkındalık ayı kapsamında açıklamalarda bulunan Dr. Öğr. Üyesi Psikiyatrist Zekeriya Yelboğa DEHB’in çocuklukta başlayan yetişkinlikte de kendini gösteren nöropsikiyatrik bir hastalık olduğunu söylüyor. Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu olan bireylerin günlük yaşamlarını sürdürürken pek çok sorun yaşadığını belirten Yelboğa şöyle devam ediyor: “Okul ya da iş hayatında başarısızlıklar, unutkanlıklar, düzenli ve organize olamama durumu kişinin hem kendisini hem de yakınlarını zorlamaktadır. Bu noktada, DEHB’nin erken dönemde fark edilmesi ve tedavisi çok önemlidir.”
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu’nu ortaya çıkaran faktörler, genetik, biyolojik, çevresel ve psikolojik faktörler olmak üzere 3’e ayrılıyor. Araştırmalara göre genetiğin rolü yüzde 80 olmakla birlikte genetik dışında beyin kimyası, çevresel faktörler, mizaç özellikleri de DEHB’in gelişmesine neden oluyor. Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Psikiyatrist Zekeriya Yelboğa, aileden alınan kalıtımsal özelliklerin genetik özelliklerimizi belirleyerek Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu’na neden olduğunu, bununla birlikte kafa travması, düşük doğum ağırlığı, prematüre doğum, gebelikte sigara/alkol ve madde kullanımı, doğum sonrası ağır metallere maruz kalma gibi faktörlerin de DEHB gelişiminde etkili olduğunu belirtiyor.
ÇOCUKLUKTA VE YETİŞKİNLİKTE BELİRTİLER FARKLI
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu’na sahip kişilerin dikkatini toplamak, odaklanmak, bir işe başlamak ya da işlerini sürdürmek konusunda sorunlar yaşadığını belirten Yelboğa: “Dikkat eksikliğinde en temel problem bir şeye odaklanmama değil, o sırada içinden geçen başka bir şey yapma isteğine engel olunamamasıdır. Bunun yanında dikkatin kolayca dağılması, çabuk sıkılma, plan yapmakta güçlük, sıkıcı ve zihinsel iş gerektiren işleri yapmaktan kaçınma, düzenli olamama, unutkanlık DEHB’de görülen dikkat ile ilgili sorunlar. Belirtileri çocukluk çağında, çocuğun okulda eşyalarını unutması, yetişkinlik zamanında ise banka kartını, cüzdanını kaybetme şeklinde kendini gösterebilir. Bir başka şekilde ise çocukların ders esnasında hayal kurması, yetişkinlerin ise zihninin sürekli çalışması şeklinde görülebilir” diyor. Bir diğer sorunun ise dürtüsellik ile ilgili olduğunu belirten Psikiyatrist Zekeriya Yelboğa şöyle devam ediyor: “Düşünmeden aklına geldiği gibi hareket etme ve sonucunu düşünmeme, ani ve fevri şekilde karar verme, konuşma tamamlanmadan cevap verme, başkalarının sözünü kesme, sıra beklemekte güçlük çekme ve sabırsızlık DEHB’de dürtüsellik ile ilişkili sorunlardır. Çocukluk çağında çocuğun sırada bekleyememesi, yetişkinlikte ise banka sırasında bekleyememesi örnek olarak verilebilir. Hiperaktivite (aşırı hareketlilik) ise hareket eden bir motor varmış gibi hızlı davranma şeklinde kendini göstermektedir. DEHB olan bireyler sık sık hareket etme, kıpırdanma, sallanma, ayaklarını sallama, bir yerde uzun süre oturamama ihtiyacı içinde olabilir. Okulda ders sırasında kıpırdanma, silgi ile oynama görülürken, yetişkinlikte ise toplantı sırasında sürekli hareket halinde olmak şeklinde kendini gösterebilir.”
“DEHB TEDAVİSİ UZUN SOLUKLUDUR”
DEHB tedavisinde erken tanının ve doğru tedavinin önemini vurgulayan ve hastalığın ilk fark edilme döneminin çocukluk ya da ergenlik çağı olduğunu belirten Psikiyatrist Zekeriya Yelboğa: “Bu dönemde fark edildiğinde ve destek alındığında kişiler hastalığını tanıyarak nasıl yöneteceğini öğrenmiş olur. Bu noktada, günlük yaşamda yaşadığı sorunlarla daha kolay baş edebilir. Yetişkinlikte DEHB tedavisine başlandığında; kişilerin yaşamında yeni beceriler edinmesi ve bunu günlük yaşamının bir parçası haline getirmesi zaman alabilir. DEHB tedavisi uzun solukludur. Değişim için tedaviyi sürdürmek ve belirli beceriler edinmek önemlidir. Planlama, organizasyon, dürtüsellik ile baş etme gibi konularda yeni beceriler edinirken kişiler tedavinin bir aşamasında sıkılmakta ve tedaviyi sürdürmekte zorlanmaktadır. Tam bu noktada tedaviye devam etmek, yeniden becerileri aktifleştirmek DEHB tedavisinin önemli bir parçasıdır. Rutin kontrollerinize gidin, psikiyatrist ve terapistiniz ile süreci takip edin. Yaşadığınız sorunlar üzerinden birlikte program yürütün.” diyor.
“TEDAVİ İKİ AŞAMADAN OLUŞMAKTADIR”
DEHB tedavisinin iki aşamadan oluştuğunu belirten Psikiyatrist Zekeriya Yelboğa: “DEHB psikometrik testlerle desteklenerek ayırt edildikten ve bir psikiyatrist tarafından tanı konulduktan sonra tedaviye hastalığın düzeyine göre başlanmaktadır. Tedavi iki aşamadan oluşmaktadır: İlaç tedavisi ve psikoterapi. Araştırmalara göre, düzenli ilaç kullanımı ile belirtilerin büyük oranda iyileştiği görülmektedir. Aynı zamanda, ilaç tedavisi ile psikoterapinin birlikte kullanımının, dikkat eksikliği, hiperaktivite ve dürtüsellik belirtileri üzerinde etkin olduğu gözlenmiştir” diyor.
Haber Merkezi