Gündem

'Çok Farklı Bir Seçime Doğru'

Genel seçimler için tarih 14 Mayıs olarak belli olurken düzenli olarak kendi bloğunda değerlendirme yapan Prof. Dr. Haluk Şahin; seçim süreci hakkına değerlendirme yaptı.

Şahin; ‘’Çok farklı bir seçime doğru: Cepheler yok, öbekler var (Her türlü kirli oyuna hazır olmalıyız)’’ başığı ile bir yazı kaleme aldı. 
 
Genel seçimler için geri sayım başlamışken bir çok siyasi yorum ve tespit yapılmaya başlandı. En son bloğ yazılarından birisinde de Prof.Dr Şahin; Çok farklı bir seçime doğru: Cepheler yok, öbekler var (Her türlü kirli oyuna hazır olmalıyız)’’ diyerek ilginç başlıkta dikkat çekici bir yazı kaleme aldı.  Seçimler hakkında değerlendirme yapan Prof.Dr. Haluk Şahin bloğunda yazısında; ‘’Siyasal tarihimizde eşi görülmemiş bir seçime doğru gidiyoruz. Ne olduğunu ve ardından neler olabileceğini anlayabilmek için bu seçimi farklı kılan özelliklere bakmamız gerekiyor.’’diyen Şahin’in yazısı şu şekilde oldu; ‘’Seçimlerde hep kutuplaşmadan söz ederiz. Bu sefer kutuplaşma çok farklı, öbekleşme desek daha doğru olur.Kutuplaşma ille kötü bir şey değildir. Kötü olan aşırı kutuplaşmadır. İnançlar ve ırklar üzerinden kutuplaşmadır…Yoksa, Türkiye gibi toplumsal yapısı bozuk, adaletsizliklerle örselenmiş bir ülkede kamuoyunun karşıt uçlarda toplanması beklenebilir.Çoğu kez, sağ-sol ayrımının kaynağı somut hayatın sonuçlarıdır. Ya da öyle olması gerekir.Sol partiler düzenin değişmesi, sağ partiler ise eski yapının muhafaza edilmesi için çaba gösterirler. Ne tuhaf! Türkiye için geçerliliği daha önce de tartışılmış olan sağ-sol ikilemesini bu kez hiç kullanamıyoruz.Yani bu seçim sağ-sol kutuplaşması üzerinden yapılmıyor.Dahası, bu kez, geleneksel kutuplaşmamız olan “laikler ve laiklik karşıtları” kutuplaşması da pratikte bir anlam taşımıyor. Bir zamanlar dine karşı olmakla suçlanan laiklik bayraktarı CHP’nin yanında laiklik karşıtı “Milli Görüş”ün partisi Saadet var; AKP’nin yanında ise Maoculuktan gelen Vatan Partisi yer almakta…Milliyetçilikte de öyle. Bir süredir kendi misyonunu unutup ümmetçilerin peşine takılmış olan MHP, kendi içinden çıkmış olan İYİ parti ile cenkleşiyor.Çok kullanılan etnik milliyetçilik kartı da son günlerde geçerliğini yitirdi. Bir tarafın HDP’ye yakınlığı varsa, ötekinin Hüdapar’la ilişkisi sıkı fıkı.Aritmetikte olduğu gibi, burada da birbirlerini götürüyorlar’’ dedi.
 
 ''Bugün Avrupa’da da tarihsel uzlaşmadan söz eden yok''
 
Tarihsel bilgiler veren Şahin devamında; ‘’1974’te laik CHP ile İslamcı MSP arasında koalisyon kurulduğunda bundan “tarihsel uzlaşma” diye söz edenler olmuştu. Tıpkı Avrupa’da Hristiyan demokratlarla sol partiler arasındaki uzlaşma gibi.Deniyordu ki, önemli olan işçilerin dinsel inançları değil, sömürülen emekçi olmalarıdır. Onları yeri aslında soldur.1974’teki gelişmeler, sıra iş yapmaya gelince bu türden uzlaşmaların ne kadar kolay çökebildiğini ortaya koydu. Bu koalisyon bir yıl bile dayanmadı. Evli evine köylü köyüne gitti.Bugün Avrupa’da da tarihsel uzlaşmadan söz eden yok. İşçilerin bir kısmı, somut durumları ve korkuları nedeniyle, yabancı düşmanı faşist partilere oy veriyorlar.Bizde de öbeklerin seçimden sonra bir arada kalmalarını sağlamak fevkaladezor olacaktır.’’
 
 
Aslında referandum diyereke sözlerine devam eden Şahin; ‘’Ancak ben bu seçime, ideolojinin geri döneceği asıl seçimden önceki ara seçim, hatta referandum gözüyle bakıyorum.Dışardan bakıldığında birbirine benzeyen iki öbek arasında yapılacak olan referandumda ülkenin rejimi oylanacaktır. Kuvvetler ayrılığı, ifade özgürlüğü, hukukun üstünlüğü, insan haklarına saygı gibi temel demokratik değerlere dayanan bir parlamenter sistem mi, yoksa bunları umursamayan bir tek adam rejimi mi?’’ dedi.
 
 
Şahin yazısının son bölümünde;  ‘’14 Mayıs’taki öbekler arası seçimin bu özellikleri şüphesiz siyasal kampanyaları ve siyasal iletişim yöntemlerini de etkileyecektir: İdeolojik kutuplaşmanın düşük ya da anlamsız olduğu seçimlerde seçmeni sandığa götürmek zordur. O yüzden partiler somut hatta uçuk vaatlere odaklanacaktır. Haksız sayılmazlar: Maalesef insanların rejim için değil geçim için oy kullanmaları daha olası.Büyük medyanın kendi kendisini imha etmiş olması ve diğerlerinin de açıkça angaje olmaları nedeniyle, başta sosyal medya olmak üzere diğer yöntemlere başvurulacaktır. Oralar da mayın tarlasıdır. İsveç’te Kur’an yakma olayında Rus parmağı haberi bu kampanyaya kimlerin de katılacağı konusunda bir uyarıdır.Seçim ya da referandum – 14 Mayıs’ta atılacak oylar Türkiye’nin dış ilişkilerini ve bloklar arasındaki yerini de belirleyeceği için, her türlü kirli oyuna hazır olmamız lazım. Zor yerlerden geçeceğiz!’’ diye son buşdu.
 
 
İbrahim Akın Kazancı