14 Mayıs’ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilleri seçimine az bir süre kaldı. Önümüzdeki hafta sonu yapılacak seçimlere doğru hızla ilerlerken milletvekili adayları da tempolarını yükseltti. Eski milletvekili olan ve bir dönemin ardından yeniden 1. Sırada gösterilen Ayhan Gider, de çok çalışan adaylardan. Gider, yaptığı çalışmaları ve genel değerlendirmeyi Boğaz Medya’nın canlı yayın konuğu oldu. Gider, “Biz bu seçimde vatan Genel anlamda hep olumlu tepki alıyoruz. Vatandaşın problemi yok mu? Tabii ki var. Sıkıntıları yok mu? Tabii ki var. Bize ilettiği şikayetler, ileteceğin şikayetler tabii ki var. Ancak bunların hiçbirisi bize olumsuz tepki olarak veya bir bizden gönlünün soğuması olarak dönmüyor. Bizim sahada aldığımız ben aşağı yukarı bütün ilçeleri gezdim. Şimdi ikinci turları bitirmek üzereyim. Kalan on günde de biliyorsunuz sabah çok erken başlıyoruz ve gece çok geç saate kadar. Evet. Ben de Jülide Hanım da teşkilatlarımızla 3. ve 4. sıra adaylarımızla canla başla koşturuyoruz. Genel anlamda tepkiler çok olumlu.
Vatandaş global ekonomik krizin farkında. Dünyada ekonomide bir problem var. Türkiye'de de var. Biz zaten problem yok demiyoruz. Vatandaşlarımızın bu problemleri çok az hissedebilmesi için biz çiftçinin ürettiği malı da yüksek ücret veriyoruz, emeklimize de daha fazla maaş vermeye uğraşıyoruz, asgari ücretlimize de daha fazla maaş vermek istiyoruz. Bunlarla vatandaşlarımızın bu global krizden en az etkilenmesi için çalışıyoruz. Bugün Amerika'ya da gitseniz, Almanya'ya da gitseniz Bulgaristan'a da gitseniz, Çin'e de gitseniz bir problem var. Bir pandemi atlattık ve bu bir faciaydı. Burada üretim bantları durdu, lojistik imkanları azaldı. Bunlardan dolayı dünya bir kriz yaşıyor. Avrupa ülkelerinin en çok övündüğü şey gıdayı vatandaşına ucuz vermektir. Çünkü İkinci Dünya Savaşı'nda bir kıtlık yaşadılar. Bundan dolayı da en çok önem verdikleri şey bu. Bugün Avrupa Birliği üyeleri Bakıyorsunuz gıda fiyatlarında enflasyon yaşıyor. Hayatlarında görmedikleri şey. Muhakkak bizde de var. Ancak biz parti olarak, iktidar olarak bunları telafi ederek yürümenin derdindeyiz.
Vatandaş bunu söylüyor. Evet ekonomik sıkıntı var diyor. Ancak şunu da söylüyor. Bunu diyor 15’inden sonra konuşalım. Bunu seçime bağlamıyor. Çünkü karşısına getirilen Recep Tayyip Erdoğan Ve AK Parti'ye alternatif olarak ona sunulan kişi ve ekibin asla bu problemleri çözebileceğine inanmıyor. Onları bu ciddiyette görmüyor. Ben de görmüyorum” dedi.
PROJELER BİZE NASİP OLDU
Cumhuriyetin 100. Yılını hatırlatan Gider, 100 yıla layık projelerin kendilerine nasip olduğunu belirterek şu açıklamaları yaptı; “Bu çok kıymetli bir şey. 100 sene önce bu cumhuriyeti kuranlar bir şey söyledi. Dediler ki tam ve bağımsız Türkiye. Manda ve himaye kabul edilemez. Atatürk Samsun'a çıktıktan sonra Erzurum'da da, Amasya'da da, Sivas'ta da, Ankara'da meclise açtığı zamanda hep aynı şeyi söyledi ‘ Manda ve himaye kabul edilemez’ Çok net. Bunun karşısında olanlar Ve bunun karşısında olanlar da ciddi görev sahibi, makam sahibi adamlardı. Onlar da diyorlardı ki ‘ekonomi çok zor durumda. Ülke çok zor durumda. İşte İngiliz himayesine girdim. Amerikan mandası gelsin. Halkımız daha rahat etsin’ dediler. Ancak bu ülkeyi kuran irade bunu kabul etmedi. Biz bu iradenin temsilcisiyiz. Türkiye 100 yılı bu demek. Ekonomide, ticarette, sanayide, teknolojide, bilişimde velhasıl her alanda özellikle savunma sanayinde Bu yıl yüzyılı Türkiye'nin yüzyılı yapmak Türkiye yüz yılı yapmak sevdamız var. Bu Atatürk'ün ve ekibinin başlattığı bir projedir. Tamamlamak bize nasip oluyor.
Bugün biz İHA'ları, SİHA'ları yapmışsak, bugün TCG Anadolu'yu yapmışsak, bugün biz yerli silahımızı üretiyorsak, helikopterimizi üretiyorsak, bugün biz Kuzey Irak'taysak, Suriye'deysek, Libya'daysak, bugün biz petrolümüzü, doğalgazımızı arıyorsak işte bu milli devlet olmanın gereğidir. Yerli ve milli olmanın gereğidir. Manda ve himaye kabul etmemenin bir sonucudur. Türkiye yüz yılıyla vadettiğimiz bu. Muhalefetin vaatlerine gelince, bunu çok samimi söylüyorum, siyaset yapmak için söylemiyorum. Üstünde çalışılmış elle tutulabilir, içi doldurulmuş bir tane projeleri yok. Tamamı oradan buradan aparılmış. Zaten seçim ciddiyetleri de ‘Ben Kemal, geliyorum’ Yani karikatürize edilmiş bir yaklaşım. Halka verebilecekleri hiçbir şey yok. İttifaklar yapılıyor değil mi? Bunların bir tabanı olması gerekmez mi? Bir ortak paydası olması gerekir. İttifakın içindekilere bir bak. Saadet Partisi'ni bir yere koyacaksan CHP'yi nereye koyacaksın? HDP ittifakın ortağı değil diyorlar. HDP'nin Genel başkanı Mithat Sancar açıklama yaptı. Aynen cümle şu. ‘Dönce aday çıkaramayarak zımnen desteklediğimiz Kemal Kılıçdaroğlu'nu Ama stratejik hedeflerimizin örtüştüğünü görerek açıktan destekleme kararı aldık’ dedi. HDP'nin stratejik hedefleri nelerdir? Cumhuriyet Halk Parti'nin hedefleri nelerdir? MHP'yi yeterince ülkücü bulmadığı için ayrıldığını iddia eden İYİ Partili dostlarımın hedefleri nelerdir? Ben çok merak ediyorum. Böyle bir ekip nasıl oluşur? Demokrat Parti Menderes'in Demokrat Partisi olduğu iddiasındaysa Menderes'i asan ekiple nasıl aynı masada oturuyor? Cumhurbaşkanlığı hükümet seçimine geçildikten sonra referandumdan sonra bu sistemi öven genel başkanları var. Bugün çıkmış diyorlar ki ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi iyi değildir. Çıkacağız’ dün öyle söylemiyordunuz. Koltuk bulsaydınız hala aynı fikirde miydiniz? Sizin ortak paydanız ne?”
Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olmasın’ Böyle bir ortak payda olmaz. Tamam Recep Tayyip Cumhurbaşkanı olmasın dediniz. Devamında ne diyorsunuz? Nedir Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığından rahatsız olduğunuz? Hep söyledikleri bir laf. ‘Diktatörlük’ Diktatörlük bu adamların aklına tarihte zaman zaman gelmiş. Ne zaman gelmiş? Bir Menderes döneminde gelmiş. Menderes kim? ‘Yeter söz milletindir’ diyen adamı darağacında sallandırdılar. Türkiye'nin şahlandığı dönemdir. Türk köylüsünün şahlandığı dönemdir. Sanayinin geliştiği dönemdir. İkinci dönem Özal dönemidir ‘Devlet millet içindir’ denilen bir dönem. Gerek yollarda gerek telekomünikasyonda şahlandığımız dönemdir. Üçüncü dönem Recep Tayyip Erdoğan dönemi. Bunlar hala Zap suyuna köprü yapma derdindeyken kaçıncı boğaz köprüsünü yapan adam? Doğal gazı, petrolü çıkaran adam. Milli gemileri İHA'yı, SİHA'yı yapan adam. Nedense Türkiye şahlanırken bu adamların aklına diktatörlük geliyor. Çünkü somut söyleyebilecekleri hiçbir şey yok.
O ittifakın bir tabanı yok. Çıksınlar lütfen bana desin ki Meral Hanım veya diğer paydaşlar Kılıçdaroğlu'nu ayrı tutuyorum. Onun cumhurbaşkan makamı için veremeyeceği şey yok. Onu artık çok net gördük. Ancak Meral Hanım ve diğer paydaşlara soruyorum. Allah rızası için soruyorum. HDP'yle ortak stratejik hedefler nelerdir? Bu yolu nasıl yürüyorsunuz? Bana bunu söyleyin. Ben bütün bildiklerimden vazgeçeyim.
Bunların tamamı bizim yirmi yıldır yaptığımız şeyler. Biz asgari ücrete niye zam yapıyoruz? Emekli maaşlarına niye zam yapıyoruz? Ekonomide sıkıntı var, dar gelirlimizi ezdirmeyelim diye. Değerli arkadaşlar bize ne diyor? Böyle koca koca anlı şanlı ekonomistler çıkıyor de ki maaşlara zam yapmayın enflasyon daha da artar. Niye? Sıkıntıyı garibanın sırtına koyalım, zengin rahat etsin diye mi? Öyle şey yok. Biz milletin partisiyiz, biz belli seçkincilerin veya zenginlerin partisi değiliz. Bu milletin partisiysek bizim için emekli önemlidir, işçi önemlidir, çiftçi önemlidir. Buğday fiyatları da, meyve sebze fiyatları da, et, süt fiyatları da çiftçimizi tatmin edecek noktalara gelmiştir. Öbürü çok kolay bir yöntem. Vura abalıya ücretler sabit kalsın enflasyon düşsün. Çiftçinin ürettiği sabit kalsın enflasyon düşsün. Niye? Zengin daha zengin olsun diye. Masaların etrafında toplanıp toplanıp bunlara mı karar veriyor bu arkadaşlar? Asla böyle bir şeye müsaade etmeyiz. Biz çalışmalarımıza devam ediyoruz. Seçim hükümetin hiçbir çalışmasını arttırmamış veya azaltmamıştır. Biz doğal gaz aramaya Seçim zamanı başlamadık, biz petrol aramaya seçim zamanı başlamadık. Diyorlar ki niye bugün petrol buldunuz daha önce bulamadınız? Önce Irak'ta, Suriye'de olmak zorundaydık ki PKK'nın geçiş noktalarını keselim. Ki burada rahat çalışalım. Nasıl siz Libya'da petrol buldunuz? Çünkü biz Libya'yla anlaşma yaparken siz burada bağırıyordunuz ne işiniz var orada diye. Eğer Libya'yla Türkiye'yle anlaşma yapamasaydı eğer biz bunları dinlemiş olsaydık Yunanistan Mısır'ın attığı imzalardan sonra biz Akdeniz'e giremiyorduk. Biliyor musun? Biz sadece kendi kıyılarımızda balık tutabilirdik. Ama bunların hayatlarında hiç böyle büyük hedefleri, büyük hayalleri olmadığı için soğan fiyatıyla seçim geçirmeyi düşünüyorlar. Soğan fiyatı artar, düşer, müdahale ederiz. Gerekirse yenisini ektiririz, gerekirse getiririz. Bunlar çok kolay işler ve çözüyoruz biz bunları.
Pazara çıkın eğer bir durgunluk varsa farklı şeyler konuşalım Ben sanayi sitelerini geziyorum. Biraz önce Kepez Sanayi Sitesi'ndeydim. Çanakkale Sanayi gezdim, Çan'ı gezdim. Çalışan, üreten insandan ben hiç şikayet almıyorum. Şikayet şu, çırak bulamıyoruz, iş çok yetişemiyoruz. En çok kimden şikayet alıyorum? Mirasyedilerden çok şikayet oluyor. 50 tane, 100 tane daire kalmış. Onun geliriyle oturuyor, Bacak bacak üstüne atıyor elinde de pahalı bir arabanın anahtarlığı. Sayın Cumhurbaşkanına da ayar veriyor. Amerika'nın işini de biliyor, Rusya'nın işini de biliyor. Bizim işimizi de biliyor. Ama hayatındaki hiç üretmemiş. Çiftçiden, Sanayiciden. Esnaftan aynı tepkiyi almıyorum. Çünkü o iş yapıyor, kazanıyor.
Gençler kendi gelecekleri için oy verecekler. Biz büyüyen Türkiye hedefliyoruz ve büyüyen Türkiye bizim olmayacak, onların olacak. Biz memleketi onlardan ödünç aldık, büyüklerimizden miras almadık. Bugün bizim yerli sanayi hamlemizin hepsi gençlerimizin daha gelişmiş bir ülkede yaşayabilmeleri hedefindendir. Diğer vaatlerimizi saymıyorum bile. Işte bilgisayardan, telefondan birer kereye mahsus ÖTV almayacağız, KDV almayacağız, internet bedava olacak. Bunlar çok basit. AK Parti'nin zaten yapageldiği işler. Ama asıl önemli olan. Biz onlara büyük ve gelişmiş bir Türkiye vadediyoruz. Biz de bilirdik, kalp işareti yapıp, sempatikle komik arası bir yerlerde siyaset yapmayı. Biz de bilirdik. Sadece olumsuzluklar üzerinden konuşarak rahat rahat siyaset yapmayı yedi kere kaybetsek sekizinciye milletin karşısına çıkmayı ama asla öyle bir şey yok. Biz onlar için çalışıyoruz. Onlar için varız.
Bu yaygaranın bir tane niyeti var. ‘Biz seçimi kazan kaybettik de şimdiden cazgırlık yapıyoruz’ diyor Millet İttifakı. Kaybedecekleri seçimin mazeretini sandıkta. Sandık ortada. Ha şunu da söyleyelim. Onların sandık Başında ne kadar çirkinleştiklerini biliyoruz. Hiç uğraşmasınlar biz onlara uymayız. Biz efendi gibi görevimizi yapar, sandıklarımızı da sonuna kadar koruruz. Herkes tek tek oyunu bu sandığa atıyor mu atıyor. Birlikte sayılıyor mu sayılıyor. Yok efendim boyandı mı? Boyanmadı mı? Mühürlü mü? Mühürsüz mü? Bunların tamamı yenilginin Mazeretidir.
Sanıyorum dokuz civarı biz iskele meydanında kutlamalarımızı yaparız. 7 Haziran yol kazası hariç Biz Çanakkale'de birinci partiyiz. Hep birinci parti olduk. Hiç kimse farklı farklı şeylere niyetlenmesin milletimiz ona izin vermez AK Parti birinci partidir”
Arzu Baladur