Karaciğer karın sağ üst bölgesinde yer alan kırmızı kahve renkli bir organdır ve safra üretimi ile yağ yapıdaki maddelerin sindirim kanalında daha küçük maddelere ayrışmasını kolaylaştırır. Bu fonksiyonuna ek olarak toksik maddelerin dönüşümü, zararlı maddelerin vücuttan atılması, protein sentezi ve birçok metabolik aktivite için gerekli biyokimyasalların sentezi gibi önemli görevleri mevcuttur.
Karaciğerdeki yağ birikiminin çeşitli nedenlerle normal seviyenin üzerine çıkması karaciğer yağlanması olarak tanımlanır. Zaman içerisinde karaciğerde geri dönüşümsüz hasara neden olabileceği için bilinçli olunması gereken bir durumdur.
Karaciğer Yağlanması Nedir?
Hepatik steatoz olarak da isimlendirilen karaciğer yağlanması organda çok fazla yağ birikimi ile karakterize bir sağlık problemidir. Vücudun en büyük ikinci organı olan karaciğer katı ve sıvı gıdalarla alınan besin maddelerinin işlenmesinden zararlı maddelerin vücuttan uzaklaştırılmasına kadar geniş bir yelpazede metabolik aktivitelere sahiptir. Bu organda aşırı düzeyde biriken yağ, inflamasyona (iltihaplanmaya) neden olarak karaciğerin hasarlanmasına ve zaman içerisinde karaciğer üzerinde yara dokusu gelişimine neden olabilir.
Karaciğer yağlanması aşırı düzeyde alkol tüketen bir bireyde tespit edilmesi halinde durum, alkole bağlı yağlı karaciğer hastalığı olarak tanımlanır. Düzenli ve yüksek miktarda alkol tüketimi olmayan veya normal sınırlarda alkol tüketimi olan bireylerde ise alkole bağlı olmayan yağlı karaciğer hastalığı olarak isimlendirilir.
Karaciğer Yağlanması Belirtileri Nelerdir?
Karaciğer yağlanması genel olarak sessiz seyir izleyen bir rahatsızlıktır. Hastalığın erken evrelerinde hastaların ya hiç şikâyeti yoktur ya da belirtiler sınırlı düzeydedir. Halsizlik ve sağ üst karın bölgesinde rahatsızlık hissi meydana gelmesi karaciğer yağlanması sonucu oluşabilecek erken evre belirtiler arasında yer alır.
Karaciğer yağlanmasının erken evrelerde tespit edilmesi genellikle başka nedenlerle sağlık kuruluşlarına yapılan başvurular sırasında gerçekleştirilen rutin tetkikler vasıtasıyla olur. Bu tetkiklerde karaciğer enzim düzeyleri ile ilgili anormallikler saptanması ile ileri araştırmalar gerçekleştirilir ve bu sayede karaciğer yağlanması erken evrede tespit edilebilir.
Yağlanma düzeyi arttıkça hastalığın ilerlediği söylenebilir. Karaciğerde hücresel hasar meydana gelmesi ve inflamasyon oluşması ile hastalık tablosuna eklenebilecek çeşitli belirtiler şu şekilde özetlenebilir:
Giderek kötüleşen halsizlik
Kilo kaybı
Sarılık
Ciltte örümcek bacaklarını andıran tarzda görülebilir damarlar oluşması
Geçmeyen kaşıntı
Uygun yaşam tarzı değişiklikleri ve tedavi ile erken evrede tespit edilen karaciğer yağlanması geri dönüşümlü bir olaydır. Hastalığın tespit edilmemesi ya da kişinin olumsuz yaşam tarzı davranışlarına devam etmesi halinde ise rahatsızlık ilerler. İleri evre karaciğer yağlanmasında oluşabilecek belirtiler ise şu şekildedir:
İştah kaybı
Bulantı, kusma
İstemsiz kilo kaybı
Kanamaya yatkınlık
Ciltte kolay morarma
Sağ üst karın bölgesinde yoğun ağrı hissedilmesi
Kişilik değişiklikleri
Uyku problemleri
Özellikle alt ekstremitede belirgin ödem gelişimi
İdrar renginde koyulaşma
Ciltte kaşıntının artması
Bu belirtilere ek olarak hastalığın ilerlemesi halinde başlangıç döneminde mevcut olan sarılık bulgularının da şiddetlendiği tespit edilebilir.
Karaciğer Yağlanması Neden Olur?
Karaciğer yağlanması gelişimine dair yatkınlığı artırabilecek çeşitli risk faktörleri mevcuttur. Bu durumlar genel olarak şu şekilde özetlenebilir:
Aşırı düzeyde alkol tüketimi
Vücut kitle indeksinin yüksek olması veya obezite
Şeker hastalığı veya kontrolsüz şeker yüksekliği
Rafine şeker ve işlenmiş gıdalardan zengin bir diyet uygulanması
Trigliserit yüksekliği
Fiziksel aktivite azlığı
Sindirim problemleri
Genetik yatkınlık
Karaciğer yağlanması bu durumlara ek olarak ani ve yüksek düzeyde kilo kaybı veya bazı ilaçların kullanımı sonrasında da ortaya çıkabilir.
Kaynak: www.medicalpark.com.tr