Gündem

Yırtık elbiseli askerler Çanakkale Savaşları’na ait değil

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Atatürk ve Çanakkale Savaşlarını Araştırma Merkezi (AÇASAM) Müdürü Doç. Dr. Barış Borlat, sosyal medya hesaplarında dolaşan yırtık elbiseli askerlerin Çanakkale savaşlarında savaşmadığını söyledi.

 
 
 
Üzerinden bir asırdan fazla zaman geçen Çanakkale Savaşları ile ilgili yanlış bilinen bir çok olay ve görseller bulunuyor. O dönemde dedelerimizin zor şartlarda savaştığını göstermek için gerçek olmayan bilgilerle insanların duyguları ile oynandığı bilinen bir gerçek. Daha önce Çanakkale Savaşları’nda askerlerin aç aç savaştığı ile ilgili yıllardır gelen bilginin yanlış olduğu ortaya çıkmıştı. Aynı durumunda askerlerin üzerindeki elbiselerle ilgili de olduğu açıklandı. Bu gerçeği ortaya koyan ise ÇOMÜ AÇASAM Müdürü Doç. Dr. Barış Borlat. 7 bin arşiv belgeyi inceleyip, Çanakkale Savaşları'nda görev alan askerlerin giydiği kıyafetlerin yırtık olduğuna ilişkin sosyal medya paylaşımlarının gerçeği yansıtmadığını belirten Doç. Dr. Borlat, “Bunlardan bir tanesi de dönemin ait olduğu nizamnamenin şartlarıydı. Bu nizamname, bir askerin standart üzerinde bulunması gereken tüm teçhizatı, kıyafetlerinin ne şekilde olması gerektiğini tarif ediyor. Osmanlı Devleti gibi 600 yıllık bir devlet geleneğine sahip yapının, savaş esnasında olsa bile temel kurallarını korumuş olduğunu görüyoruz. Askerin üzerindeki standart donanıma baktığımızda, sosyal medyada dolaşan hatta yıllarca resmi kamu kurumlarında bile duvara asılan üstü başı yırtık asker fotoğraflarındaki gibi olması mümkün değil. Askerlerin üzerindeki standart donanım eksik olduğunda dahi cepheye gönderilmezdi.
Örneğin, Çanakkale Savaşları sırasında askerlerin üzerinde bulunması gereken temel şeylerden bir tanesi de mataradır. Eylül ayında cepheye sevk edilmesi gereken askerlerin üzerlerinde yeterli matara olmadığı için 500 askeri, Edirne'de bekletilmişler ve bu askerler cephe hattına gönderilmemişlerdir. Ancak bununla ilgili olan gerekli önlemler alınmış, askerin standart donanımı olan bu mataralar teslim edildikten sonra asker ancak cephe hattına gönderilmiştir. Şimdi devletin bu şekilde üzerindeki donanımların bile eksik olduğunda cephe hattına göndermediği bir durum düşünüldüğünde; kıyafetlerin herhangi bir şekilde standart harici olmasını, istisna durumlar dışında düşünemeyiz. İstisna olarak asker bazen cephe gerisinde, muharebe hattına yakın bölgelerde başına fes takabiliyor. Ancak böyle bir durum görüldüğünde komuta kademesinin bununla ilgili onlarca emirle hızla uyardığını görüyoruz. Kesinlikle muharebe hattı içerisinde yöresel kıyafetleri ile olmanın yasakladığını ve bu şekilde cephe hattına gönderilmediklerini söyleyebiliriz.
Beslenmesinden giyim kuşamına kadar bu zincirin çok iyi şekilde yürütülmüş olduğunu düşündüğümüzde asker Çanakkale Cephesi'ndeki giyimi, dönemin en azından temel şartları içerisinde gayet düzenli ve standartlara uygun olduğunu söyleyebiliriz. Bu nedenle özellikle sosyal medya başta olmak üzere birçok yerde geçen askerin giydiği kıyafetlerin kötü, üstünün başının yırtık olduğuna ilişkin fotoğraflar Çanakkale Cephesi'ne ait değildir. Çanakkale Cephesi'nde özellikle cephe gerisi hizmetlerin yürütülmesi için oluşturulan gerek levazım birlikleri gerekse Menzil Teşkilatı'na ait askeri arşivde 7 binden fazla arşiv belgesinin taranması suretiyle hazırlamış olduğum çalışmadaki kayıtları incelediğimizde, bununla ilgili onlarca örneği gördük. Çanakkale Cephesi'nin gerek İstanbul'a yakın olması gerek boğazlar bölgesinde bulunması gerekse cephe gerisindeki birçok vilayetle olan bağlantısından dolayı hizmetlerin çok iyi yürütüldüğüne dair 7 binden fazla arşiv belgesinde çok net ifadeler bulunmaktadır. Bu nedenle Çanakkale Cephesi'ndeki giyim, kuşam, kıyafet konusu, standart istisna durumlar haricinde de gayet iyi olduğunu söyleyebiliriz.” dedi.
Mehmet Güler
Foto: arşiv