Gündem

Troia Festivali açılışı, Toria Antik Kenti’nde yapıldı (Videolu)

Çanakkale Belediyesi tarafından bu yıl 60’ıncısı düzenlenen Uluslararası Toria Festivali’nin açılışı, Toria Antik Kenti’nde yapıldı.

 
Festivalin açılışı, Troya Ören yerinde bulunan antik tiyatro alanında gerçekleştirildi. 60. Troia Festivali açılışına Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, CHP Çanakkale Milletvekilleri İsmet Güneşhan ve Özgür Ceylan,  Çanakkale Baro Başkanı Av. Hande Keskin, Kardeş kentler Osnabrück'ten, Pardubice'den, Komrat'tan, Tapolca'dan gelen misafirlerin yanı sıra çok sayıda davetli katıldı. Program’ın açılış konuşmasını Troya Kazı Başkanı ve ÇOMÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rüstem Aslan gerçekleştirdi. Aslan “60. Yıl önemli ama bizim için Troya’da  çalışanlar için Festival açılışı bizi sevindiriyor. Çünkü üzerinde oturduğumuz bu tiyatro tekrar canlanıyor.  Eski atmosferini canlandırıyor ama bizi de hüzünlendiriyor çünkü  2005 yılında yine böyle bir akşamda, yine açılışta bizim çok sevdiğimiz sevgili  Manfred Osman Korfmann   Çanakkale Fahri Hemşehrilik beratını aldıktan sonra  vefat etmişti bu da bizi üzüyor.  Ben buraya 1988’de öğrenci olarak geldiğimde ve Osman hoca ile tanıştığımda bazı ilkelerden bahsetti.  Bizim bu topraklara borcumuz var ve bizim bu topraklara olan borcumuzu , bu topraklarının değerini arttırarak ödeyebiliriz.  Burada yaptığımız bütün projeler,  Milli Park Projesi, Müze projesi  ve diğer bütün projeleri bu amaçla yapıyoruz.  Osman hoca bize hep şunu söylüyordu ‘ Gelecek  bıraktığın izdir’ derdi. Biz de bu izi bırakmak için çalışıyoruz” dedi.
YARIM ASIRDAN FAZLADIR KUTLANIYOR
Daha sonra davetlilere konuşan Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ise “Bugün Festivalimizin 60’ıncı, Anafartalar Zaferinin ise 108. Yıldönümü.  108 yıl önce tam da bugün  emperyalizme karşı direnerek zafer kazanmış Çanakkale Kahramanlarının  hatıralarını yad ediyor, onları şükran ve minnetle yad ediyorum.  Döneminin en büyük deniz kuvvetlerine karşı  Troya’da direnen Hector’u ve Conkbayrında düşmana karşı en önde  elinde kırbacı, yüreğinde cesareti  ruhunda özgürlük ve bağımsızlık aşkıyla yanan Cumhuriyetimizin kurucusu ve Anafartalar kahramanı Mustafa Kemal’i saygı ve şükranla anıyorum.  Festivalimizin 60. Yıldönümünde  sizleri bu büyülü ortamda, Troya’nın bağrında ağırlamaktan  çok mutluyuz.  Düşünün ki Türkiye Cumhuriyeti tarihinin  yarısından fazla bir süredir  bu festival kutlandı.  Salgınlar, darbeler engellese de  60 yıldır bu festival bu kentte yaşadı, yaşatıldı.   Dönemin tüm zorluklarına, imkansızlıklarına rağmen  kültürle, sanatla bir kentin kalkınması için yola çıkan  bugün ne yazık ki hiçbir hayatta olmayan Festivalimizin  kurucu kahramanlarını saygıyla anıyorum.  Onlara bu şehre böylesine büyük bir miras bıraktıkları için  teşekkür ediyorum. Eminim hepsi birer yıldız oldular ve bu gece onlar da aramızdalar.
Tarihte hileler ve hilebazlar hep vardı hep olacaktır.  Akalılar Troya atını savaş hilesi olarak kullanmıştı ve işe de yaramıştı.  1915’te ….. isimli eski bir kömür işçileri büyük bir çıkartma geminin üstünde döneminin tahta  atına dönüştürülmüştü.  Ancak binlerce yıl öncesinde Troya’nın ele geçirilmesini  isteyen tahta at hilesi bu defa  işe yaramamıştı.  Çünkü tarih bu kez, geçmişten ders almış  savaş tarihinin yenilmez komutanı Mustafa Kemal  tarafından yönetilen  bir ordu olmuştu.  Çanakkale ve Troya’nın savunması Anadolu’nun  birliktelikte işgale direnişidir.  Agamemnon komutasındaki Akalılara karşı  halklar, yan yana Troya’da direndi. Aynı Çanakkale’de olduğu gibi.  Hamilton önderliğindeki İngiliz ve Fransız emperyalizmine karşı  Çanakkale’de Kardeşlik yine kendini gösterdi.  100 yıl önce Cumhuriyeti Kuran Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti halkına ‘Türk Milleti’ denir diyerek yine bu kardeşliğe vurgu yapmıştır.  Bu sebeple Festivalimizin 60. Yıldönümünde  ‘Yaşanan tüm savaşlara karşı yaşasın halkların kardeşliği’ diyoruz.
 Troya savaşı öyle etkileyici ve sarsıcıydı ki  kuşaktan kuşağa aktarılarak adete yurtlara da tesir etti.  İşgalciler 1915’te Gelibolu’nun dik yamaçlarını  Troya’nın ele geçirilemez surlarına benzetti.  Anzak koyundan Türk askerlerinin siperlerine bakanlar  onlarda Hektor’un hayaletini görür gibi oldular.  14. Yüz yılda yaşamış düşünür İbn-i Haldun ‘Coğrafya Kaderdir’ diyor.  3 bin yıl önce Akalar da  ilk olarak Gelibolu yarımadasının Egeye uzanan ucuna ayak basmıştı.  Her iki savaşın ilk ölümleri orada olmuştur.  Müttefik Başkomutanı Hamilton’un  savaş günlüklerinde askerlerin  tıpkı Troya savaşındaki gibi  hastalıklarla boğuştuğu ifadeleri yer aldı.  Coğrafya kader, getirdiği savaş olsa da  bizim sarsılmaz parolamız Atamızın da sözleri ile  ‘Yurtta barış dünyada barış’ olacaktır. Bir haklı bir de güçlü vardır.  Zaman elbet hakkı teslim eder.  Fatih Sultan Mehmet buraya gelmiş, İstanbul’u fethederek  troyalıların intikamını aldığını ifade etmişti.  Mustafa Kemal ‘Hektorun öcünü aldık’ demiş.  Çanakkale ve Troya’da bize mesaj şudur  eninde sonunda hak, hukuk ve adalet yerini bulur.  Firavun misali güçlü olanların karşısında  Hz. Musa kazanır.  Nemrut gibi güçlü olanın karşısında Hz. İbrahim kazanır ve yalnızca haklıların destanı yazılır.  Homeros olup İlyada‘da Troya’yı,  Mehmet Akif Ersoy olup Çanakkale Şehitlerine  şiirinde dize dize  o kahramanları nakşederler” dedi.
 
FESTİVALİMİZ CUMHURİYETİMİZİN 100. YILIMIZA ARMAĞAN OLSUN
Festival kapsamında her yıl verilen Homeros Bilim Sanat ve Kültür Ödülünün kime verileceğini de belirten Belediye Başkanı Ülgür Gökhan  festivali cumhuriyetin 100. Yılına armağan ederek şu açıklamalarda bulundu, “Bu antik sahnede çok kıymetli işler, süşünceler, eserler üreten kişilere  Homeros Bilim Sanat ve Kültür Ödülünü veriyoruz.  Bu senenin  Homeros Bilim Sanat ve Kültür Ödülünü Kazdağlarının eteklerinde yaşayan  iki kardeşlerin doğdukları ve büyüdükleri topraklara duydukları minnetin ifadesi   kaybettikleri babalarına ithaf ettikleri  bir müze layık görüldü.  Bir müze ki zenginliğini Kazdağının faunasından , renkliliğini sanki tahtacı Türkmenlerin kıyafetinden almış.  Bir müze ki  mitolojiden günümüze yaşayan  Kazdağlarında yaşayan değerleri bir araya toplamış.  Homeros Bilim Sanat ve Kültür Ödülüne layık görülen  Kazdağı Müzesinin Kurucuları   sayın Uğur ve Murat Bostancıoğlu kardeşleri tebrik ediyorum.  Müze’yi ithaf ettikleri babaları Ali Bostancıoğlu’nun aziz hatırasını da  saygıyla yad ediyorum.
 Festivalimizin 60, Cumhuriyetimizin 100. Yılında sanata vurgu yapıyoruz.  Bir dönem bu  toprakların sahipleri  gaflet, delalet, hatta hıyanet  içindeydi. Saraylarını ve saltanatlarını korumak için adeta bütün millet ateşin içindeydi.  100 yıl önce Cumhuriyet kurulurken 13 milyon nüfusun çoğu  okuma yazma bilmiyordu.  40 bin köyün 7 bininde okul yoktu.  1 milyon kişi frengi, 2 milyon kişi sıtmaydı.  Madenleri, limanları, telefon ve elektrik şirketleri yabancıların elindeydi.  Ayçiçek, yağ, şeker  üretilmiyordu. Ekmekli un bile dışardan geliyordu.  Bütçesi iflas etmiş, kadın insandan sayılmıyordu.  Atatürk’ün ifadesi ile Uçurumun kenarındaki yıkık bir ülke  türlü düşmanlarla kanlı boğuşmalar , yıllarca süren savaş ve sonrasında  içerde ve dışarda saygı ile tanınan  değerli bir vatan kuruldu. Milli İngiliz gazetesi manşetinde Avrupa’nın hasta adamı Yakın Doğu’nun Herkül’ü oldu.  Şimdi Cumhuriyetin 2. Yüzyılı başlıyor.  Akdeniz’de kısrak başı gibi  uzanan ve İpek halıya benzeyen bu cennet ülkede  en büyük esere sahip çıkmak ve Cumhuriyeti korumak  ülküsünden asla vazgeçmeyeceğiz.  Cumhuriyeti çocuklarımız için ve varlığımızı sürdürebilmemiz için bağrımıza basacağız.  Çünkü barışı ve özgürlüğü koruyanlara ancak Cumhuriyet yakışır.  Cumhuriyetimizin korucusu Mustafa Kemal Atatürk’e şükranlar olsun, 60. Festivalimizin güzelliği Cumhuriyetin 100. Yılına armağan olsun.”
ÖDÜLLER VERİLDİ
Konuşmaların ardından  ödül törenine geçildi.  İlk olarak  Afiş tasarım yarışmasının ödülleri verildi. Yarışmaya Antalya’dan katılan ve tasarımı mansiyon ödülüne layık görülen  Rümeysa Topuz’un Ödülünü Belediye Başkanı Ülgür Gökhan takdim etti.  Yarışmada afiş birincisi olan ve Sakarya’dan yarışmaya katılan   Şeyma Suna  oldu.  10 yıldır Troya Festivali için afiş tasarlayan  Suna geçtiğimiz yıl da mansiyon ödülünü almıştı.  10 yıldır yarışmaya katılan Şeyma, geçtiğimiz yıl vefat eden babasına birincilik sözü vermişti. Bu yıl o sözü tutan Şeyma, ödülünü de babasına ithaf etti. 
Ülkemizde artık prestijli ödüller arasında yer alan Homeros  Bilim ve Kültür Sanat Ödülü 2015 yılında Uğur ve Murat Bostancıoğlu tarafından  kurulan ve Güre’de bulunan  Kazdağı müzesine verildi.  Ödülünü almak için sahneye çıkan Murat Bostancıoğlu  yaptığı açıklamada  “Kazdağı Müzesi 1015 yılında Etnografya galerisi olarak faaliyete başladı.  Temmuz 2020’de Türkiye Cumhuriyeti  Kültür ve Turizm Bakanlığınca  özel Kazdağı Müzesi olarak tescillendi.  Yılda 20 bin kişinin ziyaret ettiği müzemiz, görsel objeler, bölgeden çıkmış eserlere kadar bir çok  eser yer alarak misafirler Kazdağı Bölgesi ile ilgili bilgilendiriliyor.  Bugün burada Homeros’un İlyadasında, Troya Antik Kentinde  2002 yılından beri verilen ve çok prestijli olan Homeros  Bilim ve Kültür Sanat Ödülü onurunu ve sevincini yaşıyorum.  Geçen zaman içinde Yaşar Kemal’den Nuri Bilge Ceylan’a, Fazıl Say’dan  Troya Müzesine kadar çok önemli kişiler bu ödüle layık görülmüştü, ne mutlu ki bu ödül bugün Kazdağı Müzesine veriliyor.  Müze Kurucusu ben ve kardeşim adına bu ödülü bize layık görenlere teşekkür ediyorum” dedi.  Konuşmanın ardından Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Müzenin kurucularından Murat Bostancıoğlu ‘na   Homeros  Bilim ve Kültür Sanat Ödülü takdim etti.
 
Gerçekleştirilen ödül töreninde bir ödül de Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’a verildi.  Almanya Osnabrück Belediyesi tarafından verilen prestijli madalyalardan biri olan  Möser Madalyası   Osnabrück Belediye Başkanı Katharina Pötter tarafından Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’a verildi.  Ödülü vermeden önce bir konuşma yapan ve ödülün verilmesi ile bilgiler veren Osnabrück Belediye Başkanı Katharina Pötter “Sayın Belediye Başkanım Gökhan bey, siyasi ve bürokrat  olarak yıllarca insanlar için almış olduğunuz sorumluluk bilinci , başarı içi çabanız  değişik siyasi görüşler gösterdiğiniz halde  kültürel ve tnik farkındalık anlayışı  ile kabul görmeniz  kişiliğinizi öne çıkarmaktadır.   Ayrıca  bugüne kadar getirilen hizmetleriniz Osnabrücük tarafından takdir edilmektedir. Biz sizi bu madalyayı taşıyanlara dahil etmekten büyük mutluluk duymaktayız  bu ödül ile sizler bizim için çok ayrı bir yer edinmiş oluyorsunuz.  Bu madalya ile uzun yıllardır yapmış oolduğunuz uluslararası kültürel hizmetler de  onurlandırmanın mutluluğu içindeyiz. Uzun zaman sonra bir yazardan  sonra bu madalyayı hak eden ikinci kişi sizsiniz. O İtalya’da siz Bugün Troya’da  bu anlamlı ödülü aldığınız için ayrıca mutluyum” dedi.
Belediye Başkanı Ülgür Gökhan da  Osnabrück Belediye Başkanı Katharina Pötter’den alarak  yaptığı açıklamada “Alman dostlarımız Möser Madalyasının gerekçesini, farkındalığa, demokratik  değerlere, kültürler arası etkileşime  ve her iki şehrin ilişkilerine sunduğum katkılar olarak belirlemiştir.  Bu gerekçeler benim için ayrı bir iftihar kaynağıdır.  Bu madalyayı şahsımın nezdinde barışsever Çanakkalelilere ithaf ediyorum.  Bu kıymetli nişana ilişkin verilen  görev yönetimin baskıcı değil aydınlatıcı, özgürlükleri kısıtlayıcı değil  işbirlikçi olamsını savunmuş . Malumunuz o ki biz ve bizden öncekilerin de vurgusu daima  özgürlük, barış ve adalet olmuştur.  Eminim bizden sonrakilerin de öyle olacaktır ve ülkemiz ışıldayan değerlerle parlayacaktır.   Savaştan barışı doğuranların torunu olarak  bugün bizi birleştiren festivalin aracılığı ile  en gür sesimizle barış diye haykırıyoruz” dedi. 
Madalya ve ödül töreninin ardından Çanakkkale Onsekiz Mart Üniversitesi Devlet Konservatuarı Öğretim Üyeler iden oluşan Trio Aulos grubu müzik dinletisi gerçekleştirildi. Piyanoda Bahadır Çokamay,  Flütte Merve Çokamay ve Kornoda Koray Ay’ın yer aldığı müzik dinletisinin ardından açılış programı tamamlandı.
Turgut -  mine