Çanakkale bölgesinde çok sayıda maden ocakları bulunuyor. Çanakkale’de çıkartılan madenlerden biri de bakır. Türkiye’de cevherden katot bakır üretimi yapan tek izabe tesise sahip olan Eti Bakır’ın kardeş şirketi Truva Bakır, Bayramiç’teki bakır madeni yatırımı için çalışmalarını sürdürüyor. Şirket yeni yatırımıyla Türkiye’nin bu alandaki üretim kapasitesine önemli bir katkı sunarak, ithalatın ikamesine hazırlanıyor. Tesis, bölge halkı için istihdam kaynağı da olacak.
Çanakkale’de yapılacak proje il ilgili bilgiler veren Truva Bakır İşletme Müdürü Ünsal Arkadaş “Projelerimizle ilgili bilgileri birinci elden aktarmak, vatandaşlarımızla sürekli iletişim kurmayı hedefliyoruz. Sadece yasal izinleri alarak değil, işin başlangıcında da paydaşlarla, çevremizde yaşayan insanlarla projemizi tartışmayı, değerlendirmeyi ve sorunları bilinçli çözerek hedeflemekteyiz. Özellikle ülkemizde Madencilikle ilgili oluşan bazı algılar mevcuttur. Bu algıların önüne geçmek, doğru bilgileri paylaşmak yararlı olacak. Bilinçli ve Örgütçü toplumlarda yanlış yapılan projelere karşı çıkmak ve bunları tartışılır hale getirmek oldukça önemlidir. Bunlar aynı zamanda o toplumun gelişmesi ile de alakalıdır diye düşünüyorum. Türkiye’de de bu projelerin tartışılması özellikle daha doğru madencilik projelerinin yapılmasına da vesile olmaktadır. Süreç ilerledikçe Türkiye’de de Maden sektörünün oldukça geliştiğini, iyi projeler yapıldığını görüyoruz. Şu anda Dünya çapında modernlikte, gelişmişlikte proje yapacak özel sektörün bu işin içinde olduğunu söyleyebilirim. Firmamız da sadece yurt içinde değil, yurt dışında da bir takım madencilik projeleri yürütmektedir. Kırgızistan, Kazakistan, Azerbaycan, Romanya gibi bir çok ülkede Balkır madeni projesi yürütmektedir.
“İnsanlığın avcılık ve toplayıcılık döneminden sonra tarım yapmaya başlaması ve bugünkü modern toplumların oluşmasını sağlayan ana unsurun madencilik olduğunu hepimiz biliyoruz. Yani kısacası madencilik hayatımızın en büyük gerçeği. Önemli olan zorunlu olduğumuz madencilik faaliyetlerin çevre ile insanlarla uyumlu halde yürütmek ve iyi madencilik faaliyetleri yürütmek. Bizler de bu amaçla yürüttüğümüz projelerden anlaşılacağı üzere başarılı ve doğru işler yapmak niyetindeyiz. Madencilik bir ülkenin bağımsızlığı ile de alakalıdır. Bir ülke yer altı ve yer üstü kaynaklarının yöneterek yeterli gelişmişliğe ulaşması, o ülkenin bağımsızlığını ve özgürlüğünü de aynı zamanda temin etmektedir. Bugün dünyada olup bitenlere baktığımız zaman bir ülkenin ekonomisinin ve sanayisinin gelişmiş olmasının ne kadar önemli olduğunu anlıyoruz.
Halilağa Bakır Projesi ile hedeflenen belli maden miktarı var yaklaşık 90 bin ton civarından bir maden çıkartılacak Burada çıkartılan madenin değeri yaklaşık 2,5 milyar dolar üzerindedir. Yani ülke ekonomisine sağlayacağı fayda bu. Bu projeyi yürürlüğe koyduğumuzda belli bir istihdam söz konusu olacak. Proje aşamasında 2 bin kişiye istihdam sağlarken işletme döneminde de minimum bin 200 kişilik bir istihdam söz konusu olacak. Bu büyük oranda yerel olması için de gayret içerisinde olacağız. Diğer işletmelerdeki tecrübelerimizle gördüğümüz kadarıyla vasıflı ve eğitimli insanları bulmakta zorlandığımız için ilk etapta personelin eğitimlendirilmesi, sertifikalandırılması dolayısı ile bu süreç çok hızlı ilerlemiyor ama biz bu sürecin mümkün olan en kısa zaman olmasını sağlayarak maksimum faydayı üretmek istiyoruz” dedi.
YERALTI SULARI KULLANILMAYACAK
Maden şirketlerine en çok yöneltilen sorulardan bir tanesi olan su kaynağı için nelerin yapılacağına da değinerek, Yapılacak maden için suyun nasıl sağlanacağını da dile getiren Truva Bakır İşletme Müdürü Ünsal Arkadaş “Çanakkale Madencilik Şehri, başka madenlerin de olduğunu biliyorsunuz. Burada bazı sorular var ve zaman zaman medyada da duyduğumuz özellikle su konusu meydana geliyor. Suyu nasıl kullanacağımız soruluyor. Biz işletmede kullanmak üzere su kaynağından regülatör yardımı ile Kocabaş çayından su nakletmek üzere fabrikanın su ihtiyacını oradan temin edeceğiz. Burada şöyle bir yol izleyeceğiz. Bölgede Devlet Su İşlerinin daha önce yaptığı bir sulama projesi vardı. Biz bu projeyi geliştirerek, aynı zamanda kendi ihtiyacımızı da karşılayacak suyu üretmeyi hedefledik ve projeyi buna göre geliştirdik. Yer altı sularını korumak için Devlet Su İşleri (DSİ) Müdürlüğü’yle dirsek dirseğe çalışacağız. 3 milyon metreküp kapasiteli iki adet gölet projesinin yapımına başladık. Bu göletler sayesinde 3,3 milyon metrekarelik tarım arazisinin sulanması da sağlanacak. Hedeflenen sulama alanları 3 milyon metreküp daha arttırarak yöreye olan faydamızı da arttırıp, DSİ’nin yaptığı projenin maliyetini de üstlenerek su ihtiyacımızı gidereceğiz. Kritik nokta ise alacağımız su, tarım sezonunun tamamen dışında kalan 7 aylık dönemdeki suyu alacağız. Çünkü bu suyun saniyede 2,5 metreküp olduğunu biliyoruz. Bunun sadece %5’lik bölümünü bu yağışların bol olduğu dönemde alıp barajda depolayacağız. Dolayısı ile denize giden suyun sadece %5’lik kısmını alıp depolayacağız. Böylece Yeraltı Su kaynakların yok olması da korunmuş hale geliyor. Dolayısı ile tarımda ve içme suyunda kullanılan değil de kullanılmayan suyu da değerlendirmiş oluyoruz. Sadece bu iş için bile yaklaşık 25 milyar dolarlık bir yatırım yapmamız gerekiyor. Projenin toplam maliyet yatırımına baktığımız zaman ise 320 Milyon dolarlık gibi bir yatırım söz konusu.
Bölgenin ve bölge halkının ihtiyaçları doğrultusunda hem ekolojik dengeyi hem de ekosistemi korumayı hedefleyen çalışmalar yürütüyoruz. Madenleri doğaya en az zararla çıkarmak, sonrasında rehabilitasyon çalışmalarını en iyi şekilde yapmak bizim görevimiz. Çevresel etkiler konusunda maksimum duyarlılıkla inşa edilecek projemiz; insan, çevre ve sürdürülebilirlik hassasiyetiyle üretim yapacak. Halilağa Bakır Madeni, bu bölgede yer altı suyu kullanmayan belki de tek sanayi şirketi olacak. Öte yandan rehabilitasyon çalışmalarımızla ekonomik faydanın yanında çevresel fayda sağlayacağız. Projenin yapım aşamasında ve sonrasında 300 bin ağaç dikerek; doğamıza sahip çıkmaya devam edeceğiz” dedi.
Bünyamin Nami Tonka
Foto: BHA