Gündem

Deprem çalıştayında hatırlatıldı: 1912 yılında 7,4 şiddetinde deprem oldu

Çanakkale’de düzenlenen deprem çalıştayında, Çanakkale’de 1912 yılında 7,4 şiddetinde deprem yaşandığı hatırlatılarak bölgenin riskli bir bölge olduğu vurgulandı. Çalıştayda ayrıca il genelinde depreme hazırlık çalışması yapılması gerektiği vurgulandı.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) ve Çanakkale Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü iş birliği ile 2. Deprem Çalıştayı düzenlendi. Yedi farklı alanda yapılan özel toplantılarla katılımcılara depremle yaşamak, riskleri azaltmak ve farkındalığı artırmak konularında derinlemesine bir anlayış sunma fırsatı sağladı. Çalıştay, yerel yönetimler, akademisyenler, mühendisler, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve çeşitli sektörlerden uzmanların bir araya gelerek ortak çözümler üretmeyi hedefledi. Çalıştaya Çanakkale Vali İlhami Aktaş, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü (ÇOMÜ) Prof. Dr. R. Cüneyt Erenoğlu, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü Bekir Çelen, İl Sağlık Müdürü Op. Dr. Gökhan Baştürk, Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tolga Bekler, il müdürleri, akademisyenler, kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri, Sivil Toplum Kuruluşlarının temsilcileri katıldı.

Çalıştayın açılış konuşmasını Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü Profesör Doktor Cüneyt Erenoğlu, yaptı. Erenoğlu konuşmasında Çanakkale'nin coğrafi konumu ve tarihsel geçmişi göz önüne alındığında deprem riskinin önemli bir sorun olduğunu belirterek şunları söyledi “Çanakkale, tarihi ve doğal güzellikleri ile ülkemizin önemli bir kentidir. Ancak şehrimiz, jeolojik yapısı nedeniyle deprem riski yüksek bir bölgedir. Hem jeolojik dönemlerde hem de özellikle son 100 yılda bölgede meydana gelen depremler, bu riskin ne kadar ciddi olduğunu göstermektedir. 1912 yılında meydana gelen 7,4 büyüklüğündeki depremde, Çanakkale ve çevresindeki birçok yerleşim yeri büyük zarar görmüştür. Yakın yıllarda da farklı büyüklüklerde meydana gelen depremler nedeniyle yine özellikle ilçelerimizdeki birçok yerleşim yeri hasar görmüştür. Deprem riskini azaltmak için, öncelikle depremsellik riskini doğru bir şekilde belirlememiz gerekir. Bu kapsamda, Çanakkale'nin depremsellik riskini belirlemek için gerekli çalışmalar hayata geçirilmektedir. Bu çalışmalar tamamlandığında, deprem riskine karşı alınması gereken önlemler daha doğru bir şekilde belirlenebilecektir" dedi.

ÇALIŞMALAR DEVAM EDECEK

Deprem bölgesi olan Çanakkale’de çalışmalarına devam edeceklerini belirten Rektör Erenoğlu, “Bu kapsamda, 2023 yılında 17 Ağustos 1999 depreminin 24. yıldönümünde ilk çalıştayımızı düzenlemiştik. Bu çalıştay, deprem konusunda farkındalığı artırma ve hazırlıklı olma konusunda önemli bir adım oldu. Bugün, ikincisini düzenlediğimiz deprem çalıştayımızın açılış töreninde sizlerle birlikte olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Bu çalıştay, Çanakkale'nin depremsellik riskini ve bu risklere karşı alınması gereken önlemleri ele almanın yanında ilk çalıştayın sonuçlarının tartışılması için önemli bir platform oluşturacaktır. Çalıştay kapsamında, deprem konusunda uzman akademisyenler, paydaşlar ve Çanakkaleliler bir araya gelerek, depreme hazırlıklı olmak için yapılması gerekenleri ilk çalıştayda olduğu gibi, yine odak grup toplantıları formatında ele alacaklardır. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi olarak, deprem konusunda farkındalığı artırmak ve hazırlıklı olmak için çalışmaya devam edeceğiz. Bu çalıştayın da bu konuda önemli bir katkı sağlayacağına inanıyorum. Çalıştayın verimli geçmesini ve elde edilecek sonuçların kentimize ve ülkemize faydalı olmasını diliyorum" ifadelerini kullandı.  

Çanakkale Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü Bekir Çelen ise, "Peki, neden buradayız? Bu çalıştay, deprem riski altındaki bölgelerde yaşayan insanların can ve mal güvenliğini artırmak için neler yapabileceğimizi tartışmak üzere bir araya geldiğimiz önemli bir etkinliktir. Bu çalıştayın amacı, deprem riskini azaltmak, farkındalığı artırmak ve dayanıklılığı güçlendirmek için bilimsel, teknolojik, sosyal ve kültürel çözümler üretmektir. Bu amaçla, kentlerimizi daha güvenli, dirençli ve sürdürülebilir kılmak için eylem planları oluşturacağız. Bugün burada, deprem riskine karşı toplumsal bilinci yükseltmek ve güvenli bir gelecek inşa etmek için bir adım daha atmış olacağız. “Deprem değil, bina öldürür” diye bir söz vardır. Bu söz, deprem riskine karşı hazırlıklı olmanın ve dayanıklı yapılar inşa etmenin ne kadar hayati önem taşıdığını gösterir. Deprem riski, ülkemizin en büyük doğal afet tehlikelerinden biridir. Tarih boyunca birçok deprem yaşadık ve ne yazık ki bu depremler yüzlerce hatta binlerce can kaybına yol açtı. Bu felaketlerin en acı hatıralarından biri, 1999 yılında yaşanan büyük Marmara depremi ve ardından gelen Kocaeli depremidir. Bu olaylar, depreme karşı hazırlıklı olmanın ve dayanıklı yapılar inşa etmenin ne kadar hayati önem taşıdığını gösterdi.

Nüfus yoğunluğu, yapı stoku, zemin durumu gibi faktörler deprem riskini artıran unsurlardır. Ayrıca, Çanakkale’nin zengin tarihi ve kültürel mirası da depremden korunmayı hak etmektedir. 1912 yılında yaşanan büyük depremin şehrimizi nasıl etkilediğini unutmamalıyız. Bir çok insan hayatını kaybetmiş, şehirde büyük yıkımlar yaşanmıştır. O zamanlar, depreme karşı hazırlıklı olmak, dayanıklı yapılar inşa etmek, bilimsel ve teknolojik çözümler üretmek gibi imkanlarımız yoktu. Ama bugün, durum çok farklı. Bugün, deprem riskini azaltmak, farkındalığı artırmak ve dayanıklılığı güçlendirmek için elimizde birçok imkan var. Bu imkanları en iyi şekilde değerlendirmek için buradayız. Bu acı olaylar, deprem riskini azaltma yönünde üzerimize düşen sorumluluğun büyüklüğünü gösteriyor. Bu sorumluluğun bilincinde olan Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız, depremle ilgili konulara büyük önem vermektedir ve bu alanda çalışan birçok paydaşımızla bir araya gelmeyi hedeflemektedir. Bu çalıştay, deprem riskine karşı farkındalığı artırmak ve güçlü bir dayanıklılık kültürü oluşturmak amacıyla önemli bir platform sunmaktadır. Ayrıca, Bakanlığımızın öncülüğünde geliştirilen Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli, bilimsel ve teknolojik çözümlerle ülkemizi deprem ve iklim değişikliği gibi afetlerden koruma amacını taşımaktadır. Bu model, bilimsel verileri, teknolojik araçları ve paydaş işbirliğini bir araya getirerek ortak bir akıl ürünü olarak hayata geçirilmektedir. Bu model sayesinde ilimiz ve ülkemiz, afetlere karşı daha dayanıklı hale gelme yolunda önemli adımlar atmış olacaktır. Çalıştayımızın teması, “Depremle Yaşamak: Riskleri Azaltmak, Farkındalığı Artırmak: Çanakkale Örneği” şeklindedir. Bu tema, Çanakkale’nin deprem riski ile ilgili mevcut durumunu, ihtiyaçlarını ve önceliklerini yansıtmaktadır. Ayrıca, bu tema ulusal ve uluslararası düzeyde de önemli bir konudur. Çünkü deprem riskini azaltmanın, toplumsal bilinci artırmanın ve dayanıklılığımızı güçlendirmenin yolu, çok yönlü bir yaklaşım gerektirir. Birincisi, sürdürülebilir planlama. Kentleşmenin sınırları, kentlerin fiziksel, sosyal ve ekonomik yapısının depreme uyumlu hale getirilmesi, kentsel tasarım ve mimari ölçeklerde deprem riskini azaltacak stratejiler. Çanakkale’nin kentleşme durumu, kent dokusu, kent kimliği, kent planlaması, kent yönetimi, kent kültürü gibi konular. İkincisi, uygun zemin. Deprem riskinin zemin özellikleriyle ilişkisi, zemin etütlerinin önemi ve yöntemleri, zemin iyileştirme teknikleri ve uygulamaları, zayıf zeminli alanlarda yapılaşmanın engellenmesi veya sınırlandırılması. Çanakkale’nin zemin haritası, zemin sınıflandırması, zemin davranışı, zemin stabilitesi, zemin güçlendirme, zemin izleme gibi konular. Üçüncüsü, yapı güvenliği. Mevcut ve yeni yapılarda depreme dayanıklılık sağlamak için gerekli standartlar, yönetmelikler, denetimler, testler, sertifikalar, malzeme seçimi ve kullanımı. Çanakkale’nin yapı stoku, yapı kalitesi, yapı performansı, yapı güvenliği, yapı kontrolü, yapı yenileme gibi konular.  Dördüncüsü, kentsel dönüşüm. Mevcut yapı stokunun yenilenmesi, riskli alanların belirlenmesi, dönüşüm sürecinin yönetimi, finansmanı, katılımı ve denetimi, dönüşüm sonrası yaşam kalitesinin artırılması. Çanakkale’nin kentsel dönüşüm projeleri, kentsel dönüşüm stratejileri, kentsel dönüşüm uygulamaları, kentsel dönüşüm sonuçları, kentsel dönüşüm sorunları ve çözümleri gibi konular. Beşincisi, kırsal dönüşüm. Kırsal alanların yeniden yapılandırılması, kırsal mimarinin depreme uyumlu hale getirilmesi, kırsal altyapının geliştirilmesi, kırsal nüfusun eğitimi ve bilinçlendirilmesi. Çanakkale’nin kırsal alanları, kırsal kalkınma, kırsal turizm, kırsal kültür, kırsal miras, kırsal çevre gibi konular Altıncısı, dijital altyapı. Dijital altyapının kurulması, geliştirilmesi ve kullanılması, deprem öncesi, sırası ve sonrasında dijital teknolojilerden faydalanma yolları, dijital verilerin toplanması, analizi ve paylaşımı. Çanakkale’nin dijital altyapısı, dijital dönüşüm, dijital hizmetler, dijital katılım, dijital güvenlik, dijital inovasyon gibi konular bu başlık altında ele alınacaktır. Yedincisi, afet farkındalığı. Deprem öncesinde, sırasında ve sonrasında yapılması gerekenleri bilmek, afet planları hazırlamak, afet eğitimi almak, afet gönüllüsü olmak gibi konularda toplumun afet bilincini artırmak. Çanakkale’nin afet farkındalığı, afet eğitimi, afet yönetimi, afet iletişimi, afet psikolojisi, afet gönüllülüğü gibi konular. Bu yedi konu başlığı, 17 Ağustos’ta düzenlediğimiz ilk çalıştayda da ele alınmıştı. Bu çalıştayda ise bu konu başlıklarını Çanakkale ölçeğinde değerlendireceğiz. Çanakkale’nin deprem riski ile ilgili özel durumlarını, sorunlarını ve çözüm önerilerini masaya yatıracağız. Her bir konu başlığı altında, alanında uzman bilgi ve deneyime sahip moderatörler eşliğinde değerli bilgiler paylaşılacaktır. Ayrıca, siz katılımcıların da görüş ve önerileri, bu konu başlıklarının zenginleşmesine ve çözüm odaklı tartışmalara katkı sağlayacaktır. Bu çalıştayın sonunda, Çanakkale için deprem riskini azaltacak ve farkındalığı artıracak somut öneriler ortaya çıkarmayı hedefliyoruz. Bu öneriler, ilimizin depremle yaşamak konusunda daha hazırlıklı ve dirençli olmasına katkı sağlayacaktır. Çalıştayımıza gösterdiğiniz ilgi ve katkıdan dolayı hepinize teşekkür ediyorum. Bu çalıştayın başarılı bir şekilde sonuçlanmasını ve deprem riski altındaki bölgelerdeki toplumların daha güvenli bir yaşam sürdürebilmesini umuyorum. Bilgi ve deneyimlerinizi paylaşarak, birlikte daha dirençli bir gelecek inşa etme yolunda önemli adımlar atacağımıza inanıyorum” dedi.   

Atakan Alkış

Foto: BHA