Çanakkale’de bir araya gelen Demokrasi Güçleri Platformu üyeleri, tutuklanan öğrenciler için özgürlük talebinde bulundu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından başlayan protestolara katıldıkları için birçok üniversite öğrencisinin gözaltına alınıp tutuklandığını belirten platform üyeleri, Truva Atı önünde toplandı.
Katılımcılar sloganlar atarak gençlere destek verirken, Çanakkale Emek Barış Demokrasi Güçleri adına basın açıklaması yapıldı. Platform adına ilk açıklamayı yapan Sevim Kırnıç, “19 Mart’tan sonra ülkemizin dört bir yanında düzenlenen barışçıl gösterilere, eylemlere, mitinglere katıldıkları için 300’den fazla üniversite öğrencisi ve genç tutuklanmıştır. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 8 Nisan'da yaptığı açıklamada 20 ayrı soruşturmada 819 kişi hakkında kamu davası açıldığını, bunlardan 278'inin tutuklu olduğunu duyurmuştu. Hakkında soruşturma açılan ve tutuklananların birçoğu, 1 gün dahi ceza infazı olmayan 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefetle suçlanıyordu. Tutukluların bir kısmı iddianamenin kabulü kararları üzerine tahliye edildi, bazılarına ev hapsi, yurtdışı çıkış yasağı, imza verme gibi adli kontrol kararları uygulandı. Ancak bugün hala 131 kişinin tutukluluk halinin sürdüğü görülüyor. Forumlara katılan gençlere yönelik yeni gözaltılar var. Kentimizde de sosyal medya paylaşımları gerekçesiyle ifadeye çağrılan arkadaşlarımız var. Tahliye kararı gerekçelerinde yer aldığı gibi; atılı suçların hiçbiri tutuklamayı gerektirmemektedir” dedi.
“Ülkemizin geleceği korkuyla değil, gençlerimize duyulan güvenle yazılır”
Açıklamasına devam eden Sevim Kırnıç, gençlerin barışçıl protestolara katılarak anayasal haklarını kullandığını vurgulayarak şunları söyledi: “Peki ne yaptılar? 19 Mart’tan sonra Türkiye’nin dört bir yanında düzenlenen barışçıl gösterilere, eylemlere, mitinglere katıldılar. Bu eylemlere katılan milyonlarca yurttaş gibi ülkede yaşanan hukuksuzluklara, haksızlıklara, en temel insan haklarının ayaklar altına alınmasına karşı çıktılar. Kayyum atamalarından YÖK sultasına kadar üniversitelerin özerkliğini, bilimsel özgürlüğünü tamamen ortadan kaldıran kuşatmaya yeter dediler. Güven içinde kalabilecekleri bir yurt, sağlıklı yemek haklarını istediler. Mezun olduklarında torpilin, kayırmanın, mülakatın değil, liyakatin esas alınmasını istediler. Tüm bu taleplerini dile getirmek için ise sadece anayasal haklarını kullandılar. Toplanma haklarını, konuşma haklarını, itiraz etme haklarını kullandılar. Bizler biliyoruz ki, bu ülkenin sokaklarında, üniversitelerinde, kampüslerinde yankılanan genç sesler, yalnızca bugünümüzü değil, yarınlarımızı da inşa eder. Gençliğe uygulanan her baskı geleceğimizi tehdit eden bir gölgedir. Ve o gölgenin karanlığı toplumun tamamını kapsar. Öğrenciler ve gençler hepimizin geleceğidir. Düşüncelerini özgürce ifade eden her bir genç, bu toprakların vicdanıdır. Ülkemizin geleceği korkuyla değil, gençlerimize duyulan güvenle yazılır.”
“Gençliği karartmayın” çağrısı
Eğitim Sen Çanakkale Şube Başkanı İnal Akoğlu ise alanda yaptığı açıklamada, Milli Eğitim Bakanlığı’nın politikalarını eleştirerek öğrencilere yönelik baskıların sona erdirilmesi gerektiğini ifade etti. Akoğlu, “Buradan bir kez daha vurgulayalım. Bizler, hakkımız olan ‘insanca yaşanabilir ve güvenli bir gelecek’ talebimiz için alanlarda olmaya devam edeceğiz. Bedeli ne olursa olsun öğrencilerimizin, gençlerimizin, çocuklarımızın yanında olmaya, onlarla birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz. Ülkeyi yönetenlere, yargı mercilerine bir kez daha sesleniyoruz: Ülkemizin geleceğini karartmayın. Tutuklu öğrencileri, gençleri, çocuklarımızı derhal serbest bırakın” dedi.
Atakan Alkış