AK Parti Kadın Kolları Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) üyesi Jülide İskenderoğlu referendum sürcine ilişkin açıklamalarda bulundu.
İskenderoğlu yaptığı açıklamada, zor bir süreçten geçildiğine dikkat çekerek şunları söyledi; “Ben iyi işler yapılarak anılmak istiyorum. Hepimiz birer ölümlüyüz. Ben bu dünyadan göçüp gittikten sonra bunu da Jülide İskenderoğlu Çanakkale’ye kazandırdı dedirtmek isterim. Zor bir süreçten geçiyoruz. Son bir haftamız. Keyifli ama zor bir süreç. Gönül isterdi ki üç parti beraber daha sivil, daha özgürlükçü, daha demokratik bir anayasa yapsınlar. Hala 82 anayasasını tabir-i caizse yamalı bohça diyerek yüzde yetmişinin değiştiği 19. defa değiştirmeye çalıştığımız bir anayasayla uğraşmasaydık. Ama olmadı. En son Devlet Bahçeli ve Binali Yıldırım masada kaldılar. Beraber 18 maddeye düşürdüler. Ve yola çıktık. Türkiye’nin her yerinde olduk. Her gittiğim yerde
Çanakkale’den geliyorum demek benim için farklı bir gurur. Herkesin kalbinde bir Çanakkale var. Değerlerimiz, şehitlerimiz var. Ben de bunun haklı gururuyla gidiyorum. Farklı karşılanıyorum. Referandum Güneydoğu’da daha fazla, Doğu Anadolu’da başka. Aslında biraz daha Suriye’yi gördükten sonra insanlar vatansız kalmanın ne demek olduğunu görüp değişmesi gereken maddeleri daha iyi algılıyorlar. Doğuda malum partinin etkileriyle bir takım zorluklar yaşıyoruz. Arkadaşlarımızın yaşadığı siyasi zorluklar var. Siyaset yapılan insanları dağdaki terör örgütleri durdurmaya çalışıyorlar. Ama inandığımız değerleri, yaptığımız işi Allah rızası için yapmak çok önemli. İç Anadolu’da zaten öyle bir sıkıntımız yok. Marmara’da birinci partiyiz. Karadeniz de muhteşem. Ben hep kendimizde suç bulurum.
Vatandaşa doğru anlatmaya çalışıyoruz 18 maddeyi. Yalanlarla uğraşmıyoruz. Çünkü yalan söyleyerek bir yere gelineceğini düşünmüyorum. Her yalan bir gün açığa çıkar. Çok ufak bir memlekette yaşıyoruz. 16 Nisan’ın 17 Nisan sabahını biliyoruz. 17 Nisan sabahı eğer Golf’te Donanma’da çay içerken yanımızdaki arkadaşımıza günaydın diyebileceksek bence o mantıkla siyaset yapmak doğru. Yani 18 maddenin haricinde yok sizin maaşlarınızı kesecekler yok ehliyetleri alacaklar, yok lokantaları kapatacaklar gibi yalan siyaseti doğru bulmuyorum. Ne Çanakkale’ye yakıştırıyorum, ne Türkiye’ye yakıştırıyorum. Doğru bulduğum için hepsinin Türkiye’yi daha özgürlükçü ve demokrat bir seviyeye getireceğini düşünüyorum.
Ben aslında bu kanadın Yetmez ama Evetçilerindenim. Referandumunda da daha sivil bir anayasaya sahip olalım istiyorum. Sığ bir muhalefet istemiyoruz. Üreten bir muhalefet istiyoruz. Biz birtakım şeylerin daha iyi gelişeceğine inanıyoruz. Hayır cephesindeki arkadaşları da tü kaka olarak değerlendirmek istemiyorum. Onlar da kendi değerleri için çalışıyorlar. İnsanları karalamadan kötülemeden herkes yapacağını anlatmalı. Niye masadan kalkmaları gerektiğini anlatmalılar. Yüz yüze geldiğimizde bu maddeler, şu maddeler iyi diyorlar. Artı meclisten Milliyetçi Hareket Partisi ve Adalet ve Kalkınmam Partisi olarak biz bunları geçirebilirdik. Bizim derdimiz o değildi. Biz karar vericinin millet olmasını istiyoruz. Cumhurbaşkanlığı Sistemi aslında bir Cumhuriyet Sistem değişikliği değil Parlamenter sistemden Cumhurbaşkanlığı Sistemine geçiştir. Görecekler ki iki başlılık bitecek, bürokrasi azalacak. Hayır cephesi köprüye de barışa da hayır diyor. Hep hayır diyor. Farklı düşünüyor olabiliriz ancak biz hizmette eşitsizliği kabul etmiyoruz. Bizim iktidarı bırakmaya niyetimiz hiç yok. Biz şu an 2017 Türkiyesi’nde devlet hastanesini konuşuyor olmamalıydık. 16 yıldır yapılmayan havuzu konuşuyoruz. Köprüyü bana hep soruyorlardı. Ben söylemeye utanıyordum. Şimdi köprünün temeli atıldı. Bizim partimiz başladığı her işi bitirmiş bir parti. İstikrarlı bir iktidar hizmetin garantisidir” dedi.
Mehmet Güler