Gündem

Mera Alanları Daralıyor

Çanakkale Çevre Platformu adına açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Türker Savaş, zeytinlik yasa tasarı ile ilgili verilen kararın kendilerini memnun ettiğini, ancak bir başka sorun olan mera alanlarının daraltılması konusunda endişe duyduklarını belirtti.

Çanakkale Çevre Platformu Ziraat Mühendisleri Odasında mera alanlarının daralmasından endişe duyduklarını ifade eden bir basın açıklaması yaptı. Platform adına konuşan Prof. Dr. Türker Savaş, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanan “Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” nın, 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanunda değişiklik öngören maddesi kamuoyundan  gelen tepkiler üzerine alt komisyona sevk edilmiş ve varılan mutabakatla  söz konusu madde tasarı metninden çıkarılmasını olumlu karşıladıklarını ifade ederek, söz konusu tasarının 30 uncu maddesi ile 4342 Sayılı Mera Kanunun 14. Maddesine getirilmek istenen değişiklikle Endüstri Bölgeleri, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri, Organize Sanayi Bölgeleri, Serbest Bölgeler ve yerleşim alanları içerisinde kalmış sanayi siteleri ve münferit sanayi işletmelerinin yerleşim yeri dışına çıkarılmaları gerekçesi ile meraların bu amaçla kullanılmasının önü açılmak istenmiş; ancak benzer şekilde bu madde de tasarıdan çıkarıldığını belirtti. Her iki kararın da memnuniyet verici olduğunu ifade eden Savaş, zeytin yasasında yapılmak istenen değişiklik konusunda kamuoyunun her yönüyle bilgilendirildiğini söyledi. Ancak meralar konusunun sahip kaldığına dikkat çeken Savaş, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü verilerine göre ülkemizde 1970 yıllarda 21 milyon 698 bin 400 hektar büyüklüğünde olan mera varlığının günümüzde 10 milyon 348 bin 169 hektara gerilediğini belirtti.

DARALMA YÜZDE 29,2
Yalnızca 2001 yılından günümüze kadar mera varlığındaki azalmaya dikkat çeken Savaş, bu oranın yüzde 29, 2 olduğunu kaydetti. Bölgeler arasında en yüksek merak kaybının yüzde 51,6 ile Ege Bölgesi olduğunu belirten Türker Savaş, "Bunu sırası ile yüzde 49,2 ile Marmara ve yüzde 45,4 ile Güney Doğu Anadolu Bölgeleri izlemektedir.  Tasarının 31 inci maddesi ile Mera Kanununun 30'uncu maddesinde değişiklik yapılması hedeflenmekteydi.  Mera Kanununun 30'uncu maddesi mera dışına çıkartılacak parseller için 20 yıllık ot geliri bedeli alınmasını düzenleyen maddedir. Tasarıyla mera alanları bedelsiz olarak mera vasfı dışında kullanılabilecekti. Tasarıdaki ek madde olmaksızın ve 20 yıllık ot bedeli alınmasına karşın mera varlığımızdaki azalmalar ortada iken yasalaştırılmak istenen tasarı mera alanlarının bedelsiz, sınırsız ve geri dönüşümsüz olarak elden çıkmasına yol açacaktı" dedi.

BAKANLIK TARAFTIR
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın zeytinlikler ve meraların korunması konusunda taraf olduğunu ve görevini yerine getirmediğini belirten Savaş, "Bugün ülkemize buğdayın, mercimeğin, canlı hayvanın vs. ithalatla dışardan getirildiği kamuoyu tarafından bilinmektedir. Mera alanları ucuz ve kaliteli kaba yem hammaddesi yanında gen kaynağı olması, canlı yaşam alanı sunması, erozyonu önleme ve hava kalitesini arttırma gibi sayısız faydalar sunmaktadır. Küresel kuraklığın giderek önemli bir tehdide dönüştüğü günümüzde mera alanları otsu bitkiler sayesinde hızlı ve bol miktarda biyolojik kütle üretebilme yetisine sahiptirler;  bu ise çevre ve insanlık için çok büyük önem taşımaktadır. Ancak tasarıdan çıkarılmayan ve geleceğimizi olumsuz etkileyecek bir madde bulunmaktadır. Tasarının 26. maddesi, 3621 sayılı Kıyı Kanunu’nda da değişiklik yaparak, kıyılarda sağlık tesisleri ve endüstri bölgelerinin yapılmasının önünü açmaktadır. Bu durum ekolojik açıdan hassas ve değerli kıyı ekosistemlerinin tahrip edilmesine neden olacaktır" ifadelerini kullandı.

Simge Özden