Şehitliklerin bulunduğu alan, Milli Park olarak Orman ve Su İşleri Bakanlığı'ndan 2014 senesinde alınarak, Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde kurulan Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığına devredildi. Devir işlemi ile birlikte bölgede görev yapan ve rehber olarak bilinen alan kılavuzların statüsü de ortadan kalktı. Daha sonra şehitliklerde adeta rehber kargaşası yaşanmaya başlandı. Bunun üzerine yapılan girişimler sonucu alan başkanlığı tarafından alan kılavuzlarına izin verildi. Bu da sorunu çözmedi ve kargaşa devam etti. Aynı zamanda rehberler ve alan kılavuzları arasında haksız bir rekabet ortaya çıktı. Buna göre rehberler sabit bir ücret ile turlara katılırken, alan kılavuzları 50–100 TL’ye turları gezdirmeye devam etti.
Bu durum rehberlerin işlerini de zora sokarken, nitelikli rehber sayısında da azalmaya sebep oldu. Duruma tepki gösteren ve artık düzenlenmesinin yapılması gerektiğini belirten Çanakkale Rehberler Odası Başkanı (ÇARO) Adem Biçer, rehber sayısının 150, alan kılavuzu sayısının ise 694 olduğunu, bu nedenle hem rehberlerin haklarının gasp edildiğini, hem de bu kişilerin kendilerini ‘Rehber’ olarak tanıtmasından dolayı mesleğin saygınlığını yitirmesine neden olduğunu vurguladı. Biçer Çanakkale Savaşları Tarihi Gelibolu Yarımadası Alan Başkanlığının artık ilgili mevzuatları uygulamasını beklediklerini belirtti.
KAYIT DIŞILIĞA GÖZ YUMULDU
Çanakkale Rehberler Odası Başkanı Adem Biçer Alan Başkanlığı ile birlikte kanunun yürürlüğe girdiği andan itibaren alan kılavuzlarının belgelerinin geçerliliğini yitirdiğini hatırlatarak 2014 yılında kanun yürürlüğe girdikten sonra 2017 yılına kadar alan kılavuzlarının milli parktan aldıkları belgeler ile kayıt dışı bir şekilde faaliyet göstermeye devam ettiğini belirtti. Buna Çanakkale’de olan herkesin göz yumduğunun altını çizen Biçer,
“Biz bu konuda mücadele etmeye çalıştık. Bu süreç rehberleri inanılmaz olumsuz etkiledi. Birçok meslektaşımız mesleğinden ayrılmak zorunda kaldı. Rehberler yasasında taban ücret uygulaması var. Her yıl Kültür Turizm Bakanlığı her yıl Aralık ayında bir sonraki yılın rehber ücretlerini açıklıyor. Rehber bunun üzerinden işin yapmak zorunda. Onun altında iş yaptığında ve bu tespit edildiğinde meslekten mene kadar cezası var. Hal böyleyken karşı tarafta da kayıt dışı bir faaliyet söz konusu iken rehberlerin bunlarla baş etmesi veya rekabet etmesi söz konusu değil” dedi.
SEÇİM SÜRECİNDE SAYILI FAZLA OLDUĞU İÇİN GÖZ YUMULDU
Rehberlerin bu yıl 338 TL’nin altında tura çıkamaz iken karşıda 100–150 TL’ye tutturabildiğine fiyatlara bu işi yaptığını belirten Biçer, “Herhangi kanuni bir zorunlulukları yok. Zaten çoğu emekli kesim. Hali vakti yerinde insanlar. Dışarıdan gelen insan da alan kılavuzu mu rehber mi bilmiyor. Çok büyük bir hak gaspı söz konusu. Bu hak gaspını önlemek için Alan Başkanlığımız ile sezon başında konuştuk. Çanakkale küçük bir yer. Küçük yerde 150 tane rehber var. Son süreçte 694 kılavuz üretildi. Hal böyle olunca Çanakkale gibi bir yerde sadece Alan Başkanlığının değil Belediyeden, Valiliğe, siyasi partililerimize kadar iş düşüyor. Seçim süreci düşünülerek alan kılavuzlarının burada sayı olarak fazla olması baz alındı. Onların seçim sürecinde desteklerini almak açısından göz yumuldu. Bu benim net gözlemimdir” dedi.
KURUM VE KURULUŞLARIN HEPSİNİ SUÇLARIM
Çanakkale’de yoğunluk olduğu için alan kılavuzlarına başvurulduğunu, rehber sayısının yetersiz olduğunun belirtildiğini söyleyen Biçer, Çanakkale’de yoğun olan gün sayısının yalnızca 18 olduğunu, o da belirli günlerde olduğunu belirtti. Biçer 18 Mart’ı örnek göstererek, “18 Mart’ta tabii ki de rehberler yetersiz olabilir ancak o dönemde otellerin de, otobüslerin de yetersiz olabiliyor. Bunun yalnızca rehberler üzerinden söylenmemesi gerekiyor. Yarımada’da adım atacak yer kalmıyor. Sadece rehber ayağının yetersizliği gündeme geliyorsa ben burada tüm kurumlarımızın, kuruluşlarımızın hepsini suçlarım. Rehberlerin işsiz kalmasında onların büyük rolü var. Yalnızca kılıf uyduruyorlar. Biz bu konuda davamızı açtık bekliyoruz. Bununla ilgili yasal işlem başlattık. Bir tarafın kolunu kanadını kesip, diğer taraftan hiç almadan bir buçuk yıl boyunca bu insanların faaliyet göstermesine göz yumuldu” dedi.
KILAVUZLAR KOMİSYON ALIYOR
Biçer o süreçte kimsenin rehberlerin çığlığını duymadığını belirterek ilgililerin gözlerini ve kulaklarını kapattıklarını vurguladı. Daha sonra Alan Başkanlığına kılavuzluk eklendiğini belirten Biçer, “Yönetmelik çıktı bu sefer yönetmeliğin uygulanması söz konusu değil. Burada rehberlere büyük bir hak gaspı söz konusu iken sorumluklar yerine getirilmiyorsa biz de rehberler odası olarak, T.C. vatandaşları olarak anayasal haklarımızı, meslek haklarımızı uygulamaya, uygulatmaya çalışırız. Kılavuzlar tura götürdükleri kişilere belirli yerlerde anlaştıkları dükkânlara götürüyorlar ve komisyon alıyorlar. Profesyonel rehber 20 dakikalık serbest zamanda herkesi ister alışveriş, ister gezme gibi şeylerle ilgilenmesi için bırakır. Bunu esnaflar söylüyor. Aynalı Çarşı’da da aynı durum var. O esnafın da dinlenmesi lazım” dedi.
REHBERLERİN İMAJINI ZEDELİYORLAR
Kılavuzların tura çıktıkları zaman kendilerine ‘Rehber’ dediğini, bu unvanları kullanarak mesleğin de saygınlığını yitirmesine neden olduklarını vurgulayan Biçer, “Onların yaptığı her kötü şeyde ‘ Çanakkale’de rehberler böyle anlatıyorlar, şöyle anlatıyorlar’ diye yakınıyorlar. Anlatan rehber değil ki. Kılavuz. Bizim imajımızı zedeliyorlar. Unvanımızı çalarak iş yapmaya kalkıyorlar. Ben bunları yarımada ile ilgili toplantıların hepsinde dile getirdim. Bizim en büyük şikâyetimiz kılavuzların rehber adı altında iş yapmalarıdır. Zaten kayıt dışısın, bir de ‘Rehberim’ diyor” diye konuştu.
YILDA ORTALAMA 150 TURA ÇIKARDIM BU YIL 50 TURA ÇIKTIM
Bu durumun kendilerini ekonomik olarak da çok yıprattığını belirten Biçer önceki yıllarda ortalama 150–200 arası tura gittiğini ancak bu 9 ay içinde yalnızca 50 tura çıkabildiğini belirtti. Önümüzdeki sezonun kış olduğunu söyleyen Biçer, “Ben burada en eski rehberlerden biriyim. Çanakkale’ye yeni gelen arkadaşlarımız var. Portföyleri yok. Kimse tanımıyor. Bize eş, dost yardımcı oluyor. Bu insanların çıktığı tur sayısı çok daha vahim. Maksimum 15 tura çıkmıştır. Koca sezonda 4 bin 5 bin arası kazanmıştır. Ayıptır. Ne yiyecek? Taş mı yiyecek? Birkaç yıl sonra diyelim ki turizm düzeldi. Terör olaylarından dolayı yabancı turist girmiyor doğru düzgün ülkeye. Güvensiz ülke olarak ilan ediliyoruz her yerde. Bir sürü otel acente kepenk kapattı. Rehberler de başka meslek alanlarına gitti. Kuryelik, garsonluk yapan var. Tarıma, hayvancılığa başlayanlar var. Birkaç yıl sonra diyelim ki sektör tekrar toparlanmaya başladı ama elimizde nitelikli personel kalmadı. Resmi bir açıklama da yapılmıyor” dedi.
BİLGİ AKTARIMI YETERSİZ OLUYOR
Kanunun, yönetmeliğin uygulanmamasından dolayı ücretler belirlenmediği için haksız rekabet oluştuğunu ve rehberlerin mağdur olduğunun altını çizen Biçer, bu nedenle alanda rehber-alan kılavuzunun farkının anlaşılmadığını, bilgide, anlatımda standardın olmadığını belirtti. Biçer sözlerini şöyle sonlandırdı, “Ben bizzat karşılaştım; adam bildiğin kin tohumu ekiyor. ‘İngilizler şöyleydi, böyle idi’ diye anlatıp duruyor. 102 yıl önceki insanların şu anki Türkler ile İngilizlerin Avustralyalılar ile Türklerin birbirine çatışmasına yol açacak beyanlar var. Uyardığımda da ‘Benim yorumum böyle’ deyip çekilip gidiyor. Alan Başkanlığının bu konuda katı bir şekilde ilgili mevzuatı uygulamasını bekliyoruz” diyerek sözlerini noktaladı.
Simge Özden