Baro açıklamasında şu ifadeler yer aldı; “Yüksek Seçim Kurulu 06.05.2019 tarihli kararında 31 Mart 2019 tarihinde yapılan İstanbul Büyük Şehir Belediyesi seçimlerinin iptaliyle yenilenmesine ve İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığı mazbatasının iptaline karar vermiştir. 298 Sayılı Seçim Kanunu 23. Maddesiyle Yüksek Seçim Kurulu’nun sandık kurullarının oluşumuna ilişkin 135 sayılı Genelgesinin 4. Maddesinde 298 sayılı atıfta bulunmak suretiyle ‘İlçe Seçim Kurulu Başkanı Sandık Kurulunun kalan bir asıl ve bir yedek üyesini belirlemek için önce 22. Maddenin 1. Fıkrası uyarınca bildirilen listeden Sandık Kurulu Başkanı olarak belirlenmeyenler arasından ihtiyaç duyulan sandık kurulu üye sayısının 2 katı kamu görevlisine ad çekmek suretiyle tespit eder ve bu kişilerden mani hali bulunmayanları sandık kurulu asıl ve yedek üyesi olarak belirler. Üyeliklerin bu şekilde doldurulması mümkün olmazsa eksiklikler ilçe seçim kurulu başkanı tarafından o çevrede bulunan ve sandık kurulunda görev verilmesinde sakınca olmayan kimseler arasından tamamlanır.(298/23)’ denilmektedir. Seçim Kurullarının oluşumunda seçime katılan siyasi partilerin bir müdahalesi bulunmamaktadır. Yüksek Seçim Kurulu benzer şekilde Bursa Mustafa Kemal Paşa İlçesi seçiminde sandık kurullarının usulüne uygun olmadan oluşturulduğuna dair itirazı seçim kurullarının 02.03.2019 tarihinde kesinleşmesi nedeniyle tam kanunsuzluk sebebiyle yapılan iptal başvurusunun reddine karar vermiştir. Yüksek Seçim Kurulu’nun aynı özellikteki 20.04.2019 tarihli kararı mevcutken, itiraz edilen İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin bu gerekçeyle iptali ve seçimlerin yenilenmesi kararı Yüksek Seçim Kurulu’nun yakın tarihli kararları arasındaki çelişkiyi ortaya koymaktadır. Bu nedenle hukuki ve vicdani olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Sandık kurulları yasal süreç içerisinde belirlenmiş görevleri kesinleşmiştir. Sandık kurullarına kanunda belirtilen sürede itiraz edilmemiştir. Yüksek Seçim Kurulu’nun gerekçesinin hukuk kuralları ve toplum vicdanında karşılığı olmadığı gibi hukukun üstünlüğü ve demokrasimize onarılmaz bir yara açtığına yönelik kanaatimizi paylaşır, yaşanacak sürecin yakından takipçisi olacağımızı saygılarımızla bildiririz.”
Kaynak: Haber Merkezi