Türkiye’nin en büyük 3. adası Bozcaada’da bağ sahipleri üzümleri toplayacak gündelik işçi bulamayınca üzümler tarlada kalıp çürümeye başladı. Adayla özdeşleşmiş çavuşüzümü her geçen gün azalırken, adadaki yerel yöneticiler kötü gidişata davullu zurnalı çare buldu. Geliştirilen ortak proje sayesinde hem turistler eğlendi, hem de bağ sahiplerinin yüzü güldü.
Bozcaada’da düzenlenen bağ bozumu festivali renkli anlara sahne oldu. Kaymakamlık, Bozcaada Belediyesi ve Bozcaada Tarımsal Kalkınma Kooperatifi tarafından tertiplenen üzüm bağı turları büyük ilgi gördü. Binlerce turistin akın ettiği adada 70 liraya kooperatiften üzüm sepeti alan turistler, ada merkezinin 10 kilometre yukarısındaki üzüm bağlarına traktör arkasında gidip kendi üzümlerini kendileri kesti. Elde edilen gelir ise bağ sahiplerine verildi. Organizasyon sayesinde bölgeye gelen turist sayısı artarken, üzüm yetiştiricileri ve bağ sahipleri desteklenmiş oldu.
Davul zurna eşliğinde traktör arkasında 20 dakika yolculuk yapan turistler bir yandan göbek atarken, bir yandan da nefis ada üzümünün tadına baktı. Bu anlar yabancı turistler tarafından da ilgiyle izlendi. Ellerinde makaslarla bağdan üzüm kesen turistler, bağcılara destek verilmesi, bağları ehil kişilerin işletmesi gerektiğini söyledi. Bozcaada Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı İbrahim Günel, 90 yılların başından itibaren turizmin gelişmeye başlamasıyla birlikte adada bağcılığın geri gittiğini belirterek, "Bağcılığın şöyle bir özelliği vardır. Yılın 12 ayı bağa emek verir insanlar. Ancak son yıllarda artık üzümleri toplayacak insan bulamaz olduk. Bağlar sökülmeye başladı. İstanbul, İzmir, Bursa gibi büyük illerden gelen insanlar bağ satın aldı. Bağ evi yaptı, ama bağcılık yapamadı. Çünkü bu iş çocukluktan gelen bir iş. İçinde olmazsanız yapamazsınız. Sürekli orada olmanız gerekiyor. Buradan İstanbul’a günde 20 kamyon çavuşüzümü giderdi. Son 2 yıldır İstanbul’a üzüm gönderemiyoruz. Çünkü üzümleri toplayacak işçi bulamıyoruz. Adaya gelen sezonluk işçilerin bir çoğu da turizm alanlarında çalışıyor. Biz de oturduk bu kötü gidişe nasıl dur deriz diye düşündük. Bu organizasyonu yapmaya karar verdik. Geçen yıla göre bu yıl turlara ilgi çok daha yüksek. Para bağcılara kalıyor. Hiç olmazsa onlar kazanıyor" dedi.
Bağ sahibi Mehmet Talay, turistlere yetiştirdiği üzümler hakkında bilgi verip, üzüm salkımını nasıl kesmeleri gerektiğini anlattı. Ada halkının bağlarını satıp turizme yatırım yaptığını söyleyen Talay, "Satılan bağlar bakımsız kaldığı için söküldü. Adadaki bağ alanı 12 bin dekardan 8 bin dekara düştü. 90 yıllarda İstanbul’a adadan her gün 12 bin kasa üzüm giderken, bu sene belki toplam bin kasa üzüm gitmiştir. Turizm bağcılığın önüne geçti. Ben de dahil olmak üzere hepimiz bağlarımızı sattık. Ada içindeki arsamıza otel yaptık, pansiyon yaptık. Bağlara da sattığımız insanlar bakamadılar, bu duruma geldik" diye konuştu.
En büyük 3. ada Bozcaada, aynı zamanda Türkiye’nin köyü olmayan tek ilçesi. Çanakkale’ye bağlı ilçeye sadece gemi ile ulaşım sağlanıyor. Liman çevresindeki yerleşim yerleri dışında köylerin oluşmamasının tek sebebi, adanın üzüm bağları ve meyve bahçelerinden oluşması. Adada üzümün geçmişi ise M.Ö. 5 bin yılına gidiyor. O dönem basılan sikkelerin üzerindeki üzüm salkımları ve İlyada ve Seyahatname gibi eserlerde anlatılanlar bağcıların adadaki köklerine dair en büyük deliller.
Kaynak: İHA