Milattan önce 3 bin yıllarına kadar dayanan çarpana dokuması, çuval, sepet, heybe saplarında, koşum takımlarında, çadırlarda, keçelerin tutturulmasında, önlük ve elbise kuşaklarında gibi yerlerde kullanılmıştır. Balıkesir’de yaşayan çarpana dokuma ustası Ebru Deniz, festival boyunca yaptığı çalışmalar hakkında kendi standına gelen vatandaşlara mesleği hakkında bilgi vererek çarpana dokuma kültürünün unutulmaması gerektiğini dile getirdi.
Çarpana dokuma tekniğinin bir matematiği olduğunu ifade eden Usta Ebu Deniz, “ Balıkesir doğumluyum. Kız Meslek Lisesi mezunuyum. Ortaokul ve liseyi kız meslek lisesinde okudum. El sanatları bölümünden mezun oldum. Şuanda üzerinde çalıştığım alan çarpama dokumadır. Unutulmaya yüz tutmuş geleneksel el sanatlarından biridir. Tarihi çok eski yıllara dayanmaktadır. Milattan önce 3 binli yıllara dayanıyor. Göçebe hayat sürdürülürken kullanmışlar. Bebeklerini taşımışlar, koşum takımlarında kullanmışlar, hayatın birçok alanında kullanmışlardır. Renkleri ve desenleriyle kendilerini ifade etmişlerdir. Çadırları süslemekte çok kullanılmıştır. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte çok daha ucuza ve çok rahat emek sarf etmeden ürünler çıkmasıyla beraber çarpana dokuma da yavaş yavaş tarihin içinde kaybolmaya yüz tutmuştur. Biz bun u tekrar gün yüzüne çıkarmaya çalışıyoruz. Genel anlamda Balıkesir’de eğitimini veriyoruz. Gölcük tarafında bir takım festivallere ve eğitimlere çağırıldı. Orada epey ismi duyuldu. Şöyle bir özelliği var tarihi çok eski bizim herhangi bir tezgahımız yok. Kartlar ile çalışıyoruz. Farklı sayılarda kartlar ile yapıyoruz. Kullanacağımız yere ve ihtiyacımıza uygun uygun şekilde tabi biz farklı malzemeler ile yapıyoruz. İlk çağlarda deve derelerinden yapıyoruz. Kemikleri yontmuşlar, ağaçları yontmuşlar o şekilde devam ettirmişler. Çarpana yaparak ben hep bunu sürekli düşündüğüm bir şeydir. Bir matematiği var. Hayranlık duyuyorum. İlk önce bir desen şemamız var. Desen şemasına uygun olan kartlarımızın dört tane deliğine a,b,c,d diye isimlendirdiğimiz şemaya göre uyguluyoruz. Daha sonra desenin gerektiği gibi ileri geri çevirmek süratiyle aradan atkı ipliği geçirerek, karları da ileri geri geçirmeye devam ederek şeklimizi oluşturuyoruz. Çarpana dokuma da desenler ve renkler bir anlam ifade ediyor. Nazara karşı desenler, bereketi temsil eden deseneler, kem göz için deseneler vardır. Ben sadece kendi alanımla ilgili değil unutulmaya yüz tutmuş bizim kültürümüze ait ne kadar sanat varsa hepsinin bir şekilde birileri ucundan tutması lazım. Çünkü bunlar bizim değerimiz. Bunu kaybetmememiz lazımdır. Ben elimde geldiğince bunu yapmaya çalışıyorum. İşin işine giren zaten o ruhu kapıyor. Kültürümüzün tarihe gömülmesini istemiyoruz” dedi.
Arzu Baladur