Karaman, “Öncelikle şeker hastalığı, kalp hastalıkları, uykuda solunum durmaları veya yüksek tansiyon gibi hastalıklarımız varsa onların tedavisini dikkatle yaptırmak önemlidir. Hareketliliği arttırmak, kilo vermek ve dengeli beslenmek felç geçirme riskimizi azaltır” dedi.
Halk arasından felç olarak bilinen inme, beyne giden kan akımının ani bir şekilde kesilmesi veya azalması ile birlikte beyinde yeterli oksijen ve beslenme sağlanamaması sonucunda beyin hücrelerinde hasar oluşması durumunda meydana geliyor. Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Handan Işın Özışık Karaman, inme hastalığı hakkında değerlendirmelerde bulunarak, korunma yollarını aktardı.
ÜLKEMİZDE KALP HASTALIKLARI VE KANSERDEN SONRA ÜÇÜNCÜ ÖLÜM NEDENİDİR
Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Handan Işın Özışık Karaman, felcin beynin belli bölgesini besleyen damarda ki tıkanma veya kanama sonucu meydana geldiğini söyleyerek, “Dünya’da ve ülkemizde kalp hastalıkları ve kanserden sonra üçüncü ölüm nedenidir. Sıklığı yaşla birlikte artar. 75 yaş üstünde her bin kişiden 14 ile 18 de görülür. Kadınlarda 55-64 yaş arasında inme erkeklere göre 2-3 kat daha azdır. İleri yaşlarda kadın-erkek farkı azalır. En sık belirtileri yüzde kayma, kol ve/veya bacakta güçsüzlük veya uyuşukluk, çift görme, konuşma bozukluğu, dengesizlik, ani başlayan bulantı ve kusma, ani başlayan şiddetli baş ağrısı, sara (epilepsi) nöbetleri ve şuur kaybıdır. Felçler beyin damarlarnda tıkanma, daralma, yırtılma nedenli olabileceği gibi kalpten beyine pıhtı artmasına bağlı olarakda gelişir. Ayrıca şeker hastalığı, kontrol altında olmayan yüksek tansiyon, ailesel pıhtılaşma hastalıkları, romatizmal hastalıkların bazıları gibi hastalıklarda felç riski artar.Kalp Ritm bozukluğu, Mekanik protez kapak, Kalp Krizi, Kalp boşluklarında pıhtı oluşması, Kalp Kası hastalıkları, Kalbi tutan tümörler ve Kalp zarlarının enfeksiyonu en önemli kalp kaynaklı felç nedenleridir. Değiştiremeyeceğimiz risk faktörleri vardır örneğin yaşımız, cinsiyetimiz, ırkımız ve aile özelliklerimiz gibi. Ailemizde felç geçirenler fazla ise riskimiz artar. Bazı ırklarda felç daha sık gözlenir. Bir de değiştirebileceğimiz risk faktörleri vardır. Sigara bunlardan biridir. Sigara içenlerde felç daha sık gelişir ama sigarayı bırakakarak riskimizi azaltabiliriz. Hareketsizlik felç riskini arttırır ancak günlük hareketimizi arttırırsak felç riskini azaltabiliriz. Yüksek tansiyon, şeker hastalığı ve kalp hastalıkları felç riskini arttırır ama ilaçlarımızı düzenli kullanırsak riskimizi azaltırız. Fazla alkol, kilolu olmak felç riskini arttırır. Ayrıca uykuda solunum durması, bazı kullanılan ilaçlar da felç riskini arttırmaktadır” ifadelerini kullandı.
YÜKSEK TANSİYON GİBİ HASTALIKLARIN TEDAVİSİNİ DİKKATLE YAPTIRMAK ÖNEMLİDİR
Felcin tedavileri hakkında bilgi veren Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Handan Işın Özışık Karaman, “Hastanın felcinin özelliğine göre beyin tomografisi ve manyetik rezonans görüntülemesi, kardiyak incelemeler (EKG ve Ekokardiyografi gibi), Karotisvertebraldopler ultrasonografi ve beyin anjiografi incelemeleri yapılır. Ayrıca altta yatan pıhtılaşmaya eğilim yaratan hastalıkları saptamak için kan tetkikleri de yapılacak tetkikler arasındadır. Bazı uygun hastalarda erken saatte hastaneye müracaat olursa pıhtı çözücü serum tedavileri verilebilir. Bu tedaviye damar içi trombolitik tedavi denir. Bu tedavinin uygun olmadığı hastalarda ise felcin nedenine yönelik ilaç tedavileri uygulanır. Öncelikle şeker hastalığı, kalp hastalıkları, uykuda solunum durmaları veya yüksek tansiyon gibi hastalıklarımız varsa onların tedavisini dikkatle yaptırmak önemlidir. Hareketliliği arttırmak, kilo vermek ve dengeli beslenmek felç geçirme riskimizi azaltır” dedi.
Muzaffer Cirtel