Pandeminin ülkemizde ilk görüldüğü 11 Mart tarihinden itibaren ilk etkilenen sektör turizm sektörü oldu. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Turizm Fakültesi Seyahat İşletmeciliği ve Turizm Rehberliği anabilim dalı öğretim üyesi Doç.Dr. Hacı Mehmet Yıldırım, 11 Mart tarihinden itibaren  turizmin yaşadığı süreçleri ve Çanakkale özelinde turizmi değerlendirerek, pandemi süreci ile beraber Turizm sektörü iç turizme yönelmek zorunda kaldığını ifade etti. Çanakkale’nin pandemi  ile kazandığımız yeni tatil alışkanlıklarına aslında yabancı olmadığını belirten Yıldırım, özellikle  Kazdağları ve adalarda yeni tatil trendi olan ‘glambing’ yani ‘Lüks kampçılık’a olan talebin artarak bölgede yeni yatırımlar ve tesislerin yapıldığını ifade etti.

Korona virüs vakalarının ülkemizde görülmeye başlandığı 11 Mart tarihinden beri turizm sektöründe ciddi bir gerileme yaşandı.  Pandemiden önce 18 Mart gibi önemli bir tarihte bölgemizde ziyaretçi sayılarında artış yaşanması beklenirken pandeminin Çanakkale’de hem ekonomik hem de kültürel anlamda etkisi nasıl oldu?
-18 Mart törenleri Çanakkale için özellikle yerli turist açısından yüksek doluluk oranlarının yakalandığı bir tarihti. 11 Mart itibariyle başlayan süreçte 13 Mart itibariyle de okulların kapanması ve kısıtlamaların başlaması ile beraber ve etkinliklerin iptal ile beraber ciddi kayıplar yaşandı. Özellikle  seyahat kısıtlamaları, onun dışında etkinliklerin iptal  edilmesi tabii katılımcı sayılarını sıfıra düşürdü. yani hiç katılımcı olmadan sadece resmi protokol düzeyinde anma törenleri gerçekleştirildi 18 martta. Bu sektörde yer alan işte konaklama işletmelerinde, yiyecek içecek işletmelerinde aynı zamanda ulaştırmaya İşletmeleri acentaları ciddi oranda etkiledi ve ciddi bir gelir kaybına neden oldu.
Bu süreç; bizim beklemediğiniz bir süreçti. İlk vakayla yasakların başlaması arasında çok kısa bir süre oldu. Acentalar da hazırlıklı değildi konaklama işletmeleri de. Yani turizmin paydaşları bu sürece biraz da hazırlıksız yakalandı diye düşünüyorum. Çünkü yoğun iptaller başladı. Özellikle yani 18 Mart özelinde düşünecek olursak yerli grupların iptalleri ve o dönemde geçmiş yıllara bakıldığında yüksek doluluk oranlarını yakalayan konaklama İşletmeleri o dönemdeki turların iptali ile karşılaştı ve bu bir pandemi süreci olarak da ilan edildiği için iptallerde gruplara bir bedel yansıtamadılar. Bu da tabii acentaların ve konaklama işletmelerinin kaybına neden oldu diye düşünüyorum.
 
Pandemi sürecinde var olan veya yeni planlanan projeler etkin bir şekilde yürütülebildi mi? Sizce bu süreci kurumlar etkin bir şekilde değerlendirebildi mi?
-Çanakkale özelinde bakıldığında Majestik Batığı için geçtiğimiz 2019 yılında alınan kararla dalış turizmine açılması kararlaştırılmıştı. Bunlar devam eden ÇARO’nun ortaklığında gerçekleşen projeler. Örneğin, Troas Kültür Rotası projesi de bu projeler içerisinde yer alıyor. Tabii uygulama aşamasında bu projeler etkilendi. Rotaların düzenlenmesi veyahut bu rotalara ilişkin veya dalış turizmine ilişkin tanıtımların yapılması biraz ötelendi ama arka planda idari işlerin devam ettiğini düşünüyorum.  Sektördeki arkadaşlarımızdan da aldığımız bilgiler bu yönde.  Bu süreç başlangıçta Turizm sektöründe bir şok etkisi yarattı çünkü en çok etkilenen sektörlerden biri. Turizm sektörü, en başta reaksiyon gösteren sektörlerden biri oldu ama pandemi sürecinde ilk şoku atlattıktan sonra insanlar yavaş yavaş alışmaya başladı. İnsanlar kontrollü seyahate, kontrollü yaşamaya ve çeşitli yasaklara alıştıktan sonra ve bu pandemi korkusu azaldıktan sonra biraz daha yapıcı politikalarla Turizm sektörünün özellikle yaz döneminde beklediğinden daha az kayıpla kapattığını düşünüyorum.
 
Korona virüsün ülkemizde görülmeye başlaması neredeyse 1 yıl oldu. Bu uzun süreçte pandemi ile birlikte turizm alışkanlıklarında nasıl değişiklikler oldu? Bundan sonraki süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Pandemi bize şunu öğretti; maske, mesafe ve temizlik.  Bunu her sektörde gördük. Aramıza cam bankolar koyuldu. Cam bölmelerle uzaklaştık. HES kodu gibi bir uygulama ile tanıştık. Konaklama İşletmeleri rezervasyonlarında, müşteri kabulünde bu HES kodlarını almaya başladılar. Yakın bir dönemde oldu bu. Onun dışında Bakanlığın getirmiş olduğu zorunlu uygulamalar var. Örneğin; oda sayısına göre hijyene yönelik belirli zorunluluklar getirildi. Aslında tüketici yönünden baktığımızda yasal prosedürlerin dışında, insanlar bu pandemi süreciyle maske mesafe ve hijyen konusunda daha dikkatli olmaya başladılar.  Önümüzdeki dönemlerde de otellerdeki konseptlerde farklılıklar olacağını düşünüyorum. Odalarda çay-kahve gibi ikramların yanında dezenfektan ve kolonya gibi veya diğer temizlik ürünleri olacağını düşünüyorum ve bunu uygulayan işletmeler var. Onun dışında dijital uygulamalarla temassız bir konaklama deneyimi yaşanacağını düşünüyorum, zaten bu olmaya başladı.  Geçtiğimiz dönemlerde de robot önbüro personellerinin olduğu veya Dünyadaki büyük zincirlerinde herhangi çalışanla karşılaşmadan insanların geceleme yaptığı oteller vardı zaten.
Teknolojik uygulamalar ve temassız kavramı bizde tamamıyla yerleşmeye başladı. Ödemelerimiz temassız olmaya başladı, artık check-in check-out işlemlerinde de ona dikkat edilerek yapılmaya başlandı. Konaklama türlerinde, kitle turizmi dediğimiz özellikle Antalya bölgesinde yapılan bir otelde 500 bin kişinin konakladığı konaklamaların dışında daha bireysel daha küçük çapta daha küçük tesislerin ön plana çıktığını gördük. Karavan ve kampların ciddi oranda artış yaşandığı yani kamp alanları bazı dönemlerde özellikle resmi tatil dönemlerinde yoğunluktan dolayı misafir kabul edemediler.  Tabii Turizm ve destinasyon açısından bakıldığında Bodrum'da yaz doluluğu kışa kaydı yani dönem de uzadı. Özellikle çalışanların uzaktan bazı işlerini halletmeleri yani İşe gitmeden de iş yapma becerisini kazanmamız bize bunu da kazandırdı. Birçok tatil yöresinde özellikle Bodrum'da insanlar ikincil konutlarını birincil konutlara çevirdiler yani Büyük şehirlerde yaşayan kişiler daha çok tatil için gittikleri yerleri artık yaşam alanı veyahut da yerleşim yeri olarak düşündüler.

Çanakkale özelinde yeni turizm alışkanlıklarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bölgede ne gibi farklar yaşandı?
Çanakkale özelinde biz çok şanslı bir coğrafyada olduğumuzu düşünüyorum.  Biz zaten Çanakkale özeline bakıldığında; Assos, Küçükkuyu, Adalar zaten butik anlamda hizmet veren destinasyonlardı. Gelenlerin gidenlerin kontrolü, HES koduna dikkat edilmesi, kuralların esnememesi ile bu bölgeler pandemi sürecinde iyi yönetildi. Çanakkale zaten sürdürülebilir turizm ve ekoturizm uygulamalarında ön planda. Deneyimli olduğu için de Çanakkale avantajlı destinasyonlarından biri oldu diye düşünüyorum. Mesela, bu süreçte kaz Dağları’na birçok ünlü kişi geldi. Yaz döneminde Bodrum'da Çeşme'de veya yurtdışında tatil yapan kişiler kaz Dağları’nda Oksijen ile daha Butik konaklama tercih ederek doğayla baş başa olmayı tercih etti. Çanakkale diğer destinasyonlara göre daha az kayıpla atlattı. Fiyat olarak tabii talep yoğun olunca fiyatları arttı, daha yüksek fiyatlara insanlar konakladı. Turist sayısı olarak değerlendirdiğimizde, Çanakkale turizminin pandeminin ilk dönemindeki şoktan sonra iyi bir dönem geçirdiğini düşünüyorum.
Bu pandemi süreci ile beraber Turizm sektörü iç turizme yönelmek zorunda.  Yani yurtdışındaki seyahat yasakları kalkmadığı sürece diğer ülkelerden gelenlerin Karantina süresi kalkmadığı sürece çok fazla yabancı turist ülkemize gelmeyecek. Yerli turiste yönelmemiz gerekecek. Çanakkale'de zaten yerli turist deneyimi olan bir destinasyondu. Daha küçük oteller daha butik hizmetlerin verildiği destinasyondu. Ve özellikle Küçükkuyu Bölgesi'nde kamp alanlarının olduğunu biliyoruz. Kaz Dağları'nda kamp alanlarını olduğunu biliyoruz. Bu bölgede yeni yatırımlar yeni kamp alanları hatta ‘’glamping’’ diye tanımladığımız lüks kampçılık yapıldı. İngilizce ‘glamorous’ ile ‘camping’in birleşimi olan bir kavram glamping. ‘Glamping’ dediğimiz ‘lüks kampçılık’ aslında Türkçesi bu. Yani üst düzey hizmetlerin olmaması anlamına geliyor. Kamp dediğimizde daha salaş, teknolojiden, rahattan uzak şeyler düşünün. Çanakkale’de zaten öncesinde Küçükkuyu ve Adalarda bu tarz Tesisler vardı. Mesela ben geçtiğimiz günlerde Küçükkuyu seyahatimde yine bu tarz Kızılderili çadırlarının, ahşaptan yapılmış konaklama alanlarının kamp tarzı bireysel ve mesafenin olduğu daha lüks kamp alanlarının yapıldığını gördüm.
 
Neredeyse durma noktasına gelen Turizm sektöründe hangi paydaşlar daha fazla etkilendi, ekonomik anlamda yapılan destekler hakkında düşünceleriniz neler?
-Bu dönemde devlet tarafından çeşitli destekler yapıldı. Tabi sektör tarafından bakmak gerek ne kadar yeterli olup olmadığına ama özellikle Turizm sektöründe Turizm paydaşlarına baktığımızda; konaklama sektöründe konaklama düzeylerinin yine belli bir seviyede kaldığını gördük. Çanakkale'de olsun diğer destinasyonlarda özellikle şehir otellerinde olsun, İstanbul'da olsun belirli düzeyde konaklama oranlarına ulaşıldı ve belirli bir iş yapma potansiyeli oldu. Çalışanlara yapılan kısa çalışma ödeneği ile bir yardım bir destek olundu ama ne kadar yeterli olup olmadığını sektör tarafından konuşulması gerektiğini düşünüyorum. Bu turizm paydaşlarına baktığımızda aslında en çok etkilenen sektör yiyecek içecek sektörü oldu. Yiyecek içecek sektöründe restoranlar ve kafeler uzun süre kapalı kalmak durumunda kaldı, hala kapalı olanlar var. Bunların hala kira ödemeleri devam edenler var, indirim alanlar var, kira yardım desteği alabilenler var.
Ulaştırma sektöründe de ciddi bir sıkıntı yaşadı. Turistik taşımacılık yapan firmalar herhangi bir gezi düzenleyemedi. Kültür gezileri iptal oldu. Yurtdışı turlarda yapılan transferler olsun diğer gezi programları olsun Ulaştırma sektörü ciddi anlamda etkilendi. Onun dışında konaklama sektörünü zaten bu yaz döneminde ve pandemi sürecindeki deneyimleriyle önümüzdeki dönem eğer ki mutasyon süreci iyi atlatılırsa yani daha az zararlı atlatılırsa ki farklı mutasyonlarla da karşılaşmaya başladık; İngiltere varyantı, Brezilya varyantı bu sayı değişecek gibi görünüyor… Önümüzdeki süreçte de kimin ne yapacağı, kimin ve söyleyeceği çok net değil yani çok puslu bir ortam. Tabii aşı bir şekilde insanları rahatlattı, ölüm oranlarında düşüşler gözlendi. Tabi bunda kısıtlamaların da etkisi var.

Çanakkale’de normal şartlarda Mart ayında turizm açısından sezon başlıyor diyebiliriz. Son bir yılda büyük değişiklikler yaşayan turizm sektöründe sizce bu dönemde turizm paydaşları sezona nasıl başlayacak?
-Önümüzde 18 Mart törenleri var.  Kısıtlı katılımla olacağını düşünüyorum.  Dünyada çok büyük etkinlikler iptal edildi. Dünya Kupası ve bunlardan bir tanesi Expo. Yoğun katılım gösterilen Kapalı alan etkinlikleri açık alan etkinliklerinin çoğu bir sonraki seneye ertelendi, iptal edildi veya alternatif olarak online yapıldı. Kongreler, fuarlar açık havada veya Online olarak yapılmaya başladı.
Turizm paydaşlarından biri de aslında etkinlik firmaları bu Event firmaları, kabuk değiştirdiler.  Online yatırım yapmak durumunda kaldılar.  Aslında bir derecede kolaylaştı yani maliyetler biraz düştü. Etkinlik sektörü; Çiçek, ses, ışık, sahne tasarım gibi firmalara da gelir yaratan bir sektördü. Tabi bu sektörle iş yapan iş birliğinde olan diğer işletmeleri de etkiledi.   Gelir açısından etkinlik sektörü diğer birçok işletmeleri de hareketlendirdi. Etkinlik firmaları dijital olarak Zoom gibi, Google gibi, Teams gibi uygulamaları kullanarak bu süreçte organizasyonlarını bir şekilde gerçekleştirdiler. Devam ettiler ama küçülmek durumunda kaldılar diye düşünüyorum.

Arzu Baladur