İYİ Parti’den istifa eden Ümit Özdağ’ın Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ile ilgili yaptığı açıklamalardan sonra TBMM’de basın toplantısı düzenleyen AK Parti Çanakkale Milletvekili Jülide İskenderoğlu Çanakkale Belediyesi ile ilgili birçok iddiada bulunarak cevaplaması için sorular yöneltti. İskendereoğlu’nun iddialarının ardından Başkan Gökhan’da yazılı bir açıklama yaparak İskenderoğlu’yu sert bir dille eleştirdi.
İyi Parti Kurucular Kurulu üyesi ve İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ, partisinden istifa etti. İstifa sonrası yaptığı açıklamada Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’ın adını da kullandı. CHP'lilerin, İYİ Parti'yi aşağıladığını öne süren Ümit Özdağ, "Bana kızacağınıza CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanına, İYİ Parti'yi aşağılayan CHP Çanakkale Belediye Başkanına kızın. Çantalar, makamlar karşılığında İYİ Parti'nin onurunu sattınız. Bunların hepsinin kanıtı var" dedi.
Bu açıklamaların ardından Milletvekili İskenderoğlu, TBMM’de basın açıklaması düzenlendi. İskenderoğlu Özdağ’ın iddiası üzerine Çanakkale Belediyesi ve Başkan Gökhan ile ilgili şu açıklamalarda bulundu. “Çok hızlı bir siyasi süreçten geçtiğimiz bu günlerde çok önemli gelişmelere tanıklık ediyoruz.
İstifalar, istifaya zorlanmalar vb. gelinen noktada aslında kimi ittifakların nasıl olduğu nasıl kurulduğu ve nasıl devam ettirildiği de belli oluyor.
Bilindiği üzere İYİ Parti İstanbul Milletvekili Sayın Ümit Özdağ, bugün partisinden istifa etti.
Basın toplantısında istifasını açıklarken Çanakkale’mizi de direkt ilgilendiren çok önemli hayati iddialarda bulundu.
“İYİ Partiyi aşağılayan CHP’li Çanakkale Belediye Başkanına kızın, Belediyeden gelen çantalar, ihaleler ve makamlar karşısında İYİ Partinin onurunu sattınız. Bu söylediklerimin hepsinin kanıtı var. “ şeklinde ifadede bulundular.
Başka partilerden milletvekillerinin istifalarına, her zaman kendi partilerinin iç meselesi olarak baktık.
Ancak Sayın Özdağ’ın basın toplantısında Çanakkale Belediyesi ve Belediye Başkanıyla ilgili dile getirdiği iddialarla ilgili Çanakkaleli hemşerilerimiz ve bir Çanakkale Milletvekili olarak, bir Çanakkaleli olarak bir açıklama bekliyoruz.
Söz konusu ihaleler nelerdir?
Gelen giden çantalar kimden gelmiştir?
Bu çantaların içinde neler vardır?
Karşılığında neler yapılmıştır?
Kimlere ne karşılığı ihaleler verilmiştir?
Kimler hangi makamlara getirilmiştir?
İttifak etmenizin bedeli bunlar mıdır?
Bunlara sadece ilgililerin, Sayın Belediye Başkanının değil, Çanakkale CHP ve İYİ Parti ittifakının da cevap vermesi gerekiyor.
Hizmetlerin sıfır noktasında olduğu Çanakkale Belediyesi’nden hemşehrilerimiz hizmet alamıyor. Altyapı yok. Çevre diye bir dertleri yok.
Çözüme kavuşturulması beklenen yıllardır çözülemeyen sosyal konutlar konusu başta olmak üzere;
- Taşıt köprüsü,
- Yıllardır bitmeyen belediye binası
- Şehir trafiği,
- Cennet Otoparkı,
- Sarıçay’ın bakımı,
- Bazı mahallelerde kentsel dönüşüm,
- Su sorunu için acil formüller bulunması
- Belediyenin borcu gibi önemli sorunlar varken ,,
-Çevre kirliliği varken,
Bunca sorunlar varken, belediyenin kaynakları acaba ittifakın korunmasına hebamı ediliyor?
Ecdadımızın ve tarihin emaneti Çanakkale’miz bunu hak etmiyor.
Çanakkaleli hemşerilerimizin hizmet beklediği bir yerde hangi hezimetler yaşanıyor, merak ediyoruz.
Yaklaşık 20 yıldır Çanakkale Belediyesi’ni yöneten CHP’li Belediye Başkanı Ülgür Gökhan Çanakkale’ye hizmet etmek yerine acaba hangi odaklara hangi merkezlere hizmet ediyor?
Sonuçta belediyelerimizin kaynakları var. Gelirleri var değil mi?
İmkânlar var değil mi?
Peki bu kadar kaynaklar bu kadar imkânlar Çanakkale’de hangi hizmette kullanılmış?
Hangi sorunun çözümünde hangi altyapının inşasında kullanılmış?
7 yıldır sosyal konut diye diye insanlarımız riskli binalarda oturmaya devam ediyor.
Sayın Özdağ’ın ifade ve iddia ettiği, belgeleri olduğunu söylediği bu konularda sadece biz değil kendisine oy veren CHP’li hemşerilerimiz de bir açıklama bekliyor.
Umarım kamu oyununun vicdanını rahatlatacak bir açıklama yapabilirler?
Sayın Basın mensupları,
Katılımınız için hepinize teşekkür ediyorum.
Çanakkaleli hemşerilerimize selam ve saygılarımızı gönderiyorum.
Grup Başkanvekilimiz, Çanakkale Milletvekilimiz Bülent Turan ve Çanakkaleli hemşerilerimizle birlikte Konunun takipçisi olacağımızın da altını çiziyorum.”
BAŞKAN GÖKHAN CEVAP VERDİ
Milletvekili İskenderoğlu’nun TBMM’deki basın açıklamasının ardından Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’da yazılı bir açıklaması yaptı. İskenderoğlu’yu sert bir dille eleştiren Başkan Gökhan şu açıklamalarda bulundu, “Bitlis’te 11 şehidimizin acı haberinin yüreklerimizi dağladığı, evlere ateşlerin düştüğü bir günde, “bir delinin kuyuya taş atıp, kırk akıllının çıkarmaya çalışması” yanlışına düşmeden, sadece 19 yıldır bana inanan ve güvenen Çanakkale halkına olan saygımdan dolayı bu açıklamayı yapma gereği duydum. Fuzuli ne demiş “Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil.” Çünkü herkes inanmak istediğine inanır, kimseyi aksine ikna etmek gibi bir derdimiz yok.
Öncelikle kamuoyundan özür dilerim. Sizlerin böylesine yapay gündemlerle, cambaza baktırıp türlü işler çevirmede mahir olanların algı yönetimleriyle meşgul ettiğimiz için üzgünüm.
Yoksulluk değil artık açlıkla sınanan insanlardan, kapıma gelip iş için yalvaran, “Partiye üye ol önce sonra bakarız” denilip gururuyla oynanan, “temizlik dahil her şeyi yapmaya razıyım Başkanım, yeter ki elimden tutun” diyen atanamamış yüksek lisanslı genç kızımızdan, 82 yaşındaki “aylardır balık yemedim bana alıp eve gönderir misin?” diye utanarak arayan teyzemizden, “Başkanım elmalar elimizde kaldı, yandık, bittik ne olur bir çare” diye kapı kapı dolaşan üreticilerden binlerce kez özür dilerim.
Halka hizmet etmek , onların sorunlarını çözmek için yola çıkmışların artık halktan ve onların daha güzel bir gelecek hakkı için çalışmaktan vazgeçtiğini, tamamen kendi şahsi menfaat ve siyasi ikballerinin esiri olduğunu görmek, halktan nasıl kopup, nasıl yalnızlaştıklarını görmek çok acı.
Bu açıklamada ismini bile anmaya ihtiyaç duymadığım bir siyasinin, partisinden istifası esnasında çok da bilgi sahibi olmadığını önündeki notlara bakıp konuştuğundan anladığım bir konuda şahsımı hedef almasına inanamadım. Önce birtakım iftiralar atıp, sonra da “söylediklerimin hepsinin kanıtı var” dediği konular hakkında cevap vermeyi bile kendime zül sayarım.
Kameralar karşısına çıkıp, orada cevap hakkı olmayan seçilmiş insanlar hakkında söylediklerinin kanıtlarını da keşke ortaya serseydi de Ekrem kardeşim de ben de böyle deli saçması suçlamalara muhatap edilmeseydik. Bu ithamlarına karşılık şahsım ve kurumum adına suç duyurusunda bulunarak, hukuki bir süreçte hakkımı arayacağımı da ifade etmek isterim.
Siyasi mevcudiyetinin canı çekişen bu şahsın; “Makam, çanta, ihale” gibi kelimelerini kendine referans alıp, ilk fişeği ateşlemesi sonrası, basın toplantısı yapmasına çok da alışkın olmadığımız vekilimizin “Çanakkale’nin evladı, ecdadımız” gibi hamasi sözler eşliğinde sesini duymak da ayrıca güzel oldu.
Öyle anlaşılıyor ki Millet İttifakının yükselişi epey korku yaratmış. Elden giden büyükşehirlerden yandaşlara akıtılan menfaat musluklarından nemalanmak eski alışkanlıklarıydı. Artık Millet İttifakı var, o tatlı hayatlar bitti, bizleri karıştırmayın, bizlere kara çalmaya çalışmayın, çünkü tutmaz.
Bizler ağlaya ağlaya istifa ettirilen, parsel parsel sattığını kendi ağzından itiraf eden, istifalarına neden olan konularla ilgili hiçbir hukuki sorumluluk yüklenilmeyen Belediye Başkanlarınıza benzemeyiz Sayın Vekilim.
Kanıt gösterilmeden sarf edilen sözleri, “hayati önemde çok önemli siyasi gelişme” olarak değerlendirmek de gerçek bir akıl tutulmasıdır. Bu kulaklar sizler hakkında da neler duyuyor bir bilseniz Sayın Vekilim. Kanıtı olmayan, kaynağı bilinmeyen sözleri bizler laf ola beri gele diye değerlendiriyoruz. Söyleyeni susturuyor, üzerinde bile durmuyor, gerektiğinde sizlere de siper oluyoruz.
Benim İYİ Parti’yi aşağılamam gibi bir konunun söz konusu olmadığını meclisteki konuşmamın, cımbızlanmamış, tam halini dinleyen herkes anlar. Olayları gerçek mecrasından koparıp, İYİ Partili yol arkadaşlarımızla aramıza fesat tohumları ekme çabanız, yalnızca Çanakkale değil hiçbir ilimizde tutmayacak.
Türkiye’yi il il dolaşan, ülkenin gerçek sorunlarıyla bu sorunları, sıkıntıları bizzat yaşayanlarla hemhal olan Genel Başkanlarımız Sayın Meral Akşener ve Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na olan ilgi giderek artıyor.
Çünkü insanlar artık yüzlerde maske gibi yapışmış duran değil, gerçekten gülen gözleri gördü Meral Hanım’da. Sofrasında akşamları kendisiyle aynı yemeği yediğine şüphe duymadığı dost eli kavradı Sayın Kılıçdaroğlu’yla. O nedenle buradan sizlere ekmek çıkmaz Sayın Vekilim.
Şu an bir kamu görevi gören bir vekil olarak gayet iyi bilirsiniz ki tüm kamu kurumları Kamu İhale Kanunu’na tabiidir. Her alım kanunun öngördüğü şartlara göre gerçekleşir. Kurumlar Sayıştay Başkanlığınca sıkıca denetlenir. Hele ki iktidar partisine mensup olmayan bir partinin Belediyesiyseniz denetim, müfettiş eksik olmaz. En azından bizde böyle, bunu çok iyi biliyorum.
“Bu çantaların içinde neler var, karşılığında neler yapılmıştır” diye sormuşsunuz Sayın Vekilim. Dünkü meclis toplantısında da söylediğim gibi, benim bildiğim tek çanta, size de Ankara’ya göndermiş olduğumuz Halkın Bakkalı ürünlerinden oluşan çantadır. İçinde sizin de gördüğünüz üzere ekmek, bulgur, un, reçel gibi yerel ürünler vardı. Bizim bildiğimiz başka çanta yok, bizim heybelerimizde ancak hak, hukuk, adalet olur. Başkasına dönüp bakmayız, Allah’tan korkar, kuldan utanırız biz Sayın Vekilim.
“Verilen Makamlar”la ilgili derin endişelerinizi gidermek için de Çanakkale Belediyesi örgüt şemasını incelemeniz, Belediye Meclisi Grup Başkan Vekilinizden bu konuda bilgi istemeniz yeterli olacaktır. Bizim makamımız gönül makamıdır sizi de bekleriz Sayın Vekilim.
Hizmetlerin sıfır noktasında olduğu konusunda da haksızlık etmemenizi rica ederim. Daha geçen ay sizin de açılışına teşrif ettiğiniz çevre yatırımlarımızı gözlerinizle gördünüz. Bu kent hiç hizmet almadan nasıl oluyor da “Türkiye’nin En Yaşanılır Kentleri” sıralamasında hep en üstlerde oluyor hiç düşündünüz mü Sayın Vekilim?
Ekonomik olarak zaten darda olan ülkemizin pandemi ile nasıl daha büyük bir darboğaza girdiğini, tüm gelirlerde olduğu gibi Belediye gelirlerinin de nasıl azaldığını, yatırımları hayata geçirmenin nasıl zorlaştığını, müteahhitlerin bir bir nasıl piyasadan yok olup üç beş müteahhit dışında ülkede neredeyse herkesin kan ağladığı bir ortamda olduğumuzu sizin de gördüğünüze inanmak istiyorum Sayın Vekilim. Ülkede işler iyiye gitmiyor, insanlarımız sizin gibi hep kocaman gülümseyemiyor.
Tamamlayamadığımız yatırımlar ve gerekçeleri ile ilgili neredeyse her mecliste kent halkına bilgi veriyorum. Çözümü için sizlerle de, Belediye Meclisi Grup Başkan Vekilinizle de sürekli istişare halinde olduğumuzu gayet yakından biliyor olmalısınız Sayın Vekilim.
Alt yapı, üst yapı, çevre, ulaşım, sosyal destekler gibi hizmet alanlarında neler yapıyoruz? Tüm yatırımlarımızı bir ziyaretinizde tek tek size gezdirmek isterim Sayın Vekilim.
Kaynağının her kuruşu kent halkına ait olan ve sadece kent halkının menfaatine kullanılan belediye bütçesinin nasıl kullanıldığından da sakın şüpheniz olmasın. Her kuruşun hesabı verilmektedir. Bu benim hem görevim hem de namusumdur Sayın Vekilim.
Bizim odağımız halktır, biz başka odaklar etrafında kümelenip sonra kandırıldık demeyiz. Sadece halkın menfaatidir bizim odağımız. Biz, başka odak bilmeyiz. Sizi böylesine mesnetsiz konuları gündem alan basın toplantılarında görmek istemiyoruz Sayın Vekilim. Çünkü, biliyorum siz de inanmıyorsunuz. Çünkü siz de beni çok ama çok iyi tanıyorsunuz.
Sizlerden Ankara’ya gönderdiğimiz vekillerimizden ülkemizin gerçek sorunlarına çözüm bekliyoruz. İş, aş, eşitlik, adalet, daha fazla özgürlük, çocuklarımıza, torunlarımıza aydınlık bir gelecek istiyoruz.”
Hülya Öz