Belli projeler için yer yerinde oynatan, aylarca dağda nöbet tutan adları “Çakma çevreciler “ olarak çıkan sözde çevreciler, Marmara Denizi ve Tuzla Bölgesi’nde yaşanan çevre katliamına sesiz kalmaları dikkat çekiyor. Tarihin en büyük çevre felaketinin yaşandığı bu bölgelerle ilgili şimdiye kadar ortada gözükmeyen çakma çevrecilerin nerede oldukları ve neden sesiz kaldıkları merak ediliyor.
 
Çanakkale’den başlayıp Marmara Denizi’nin tamamını kaplayan müsilaj adı verilen jel tabaka son zamanların en büyük çevre felaketi olarak görülüyor. Salya, denizin çevresindeki 7 ile hem turistik bakımında hem de deniz ürünleri yönünde büyük zararlar veriyor. Pandeminin yavaş yavaş gevşetildiği bu günlerde tam deniz sezonu başlarken bu sorunun ortaya çıkması adeta şok etkisi yarattı.

Bu pisliğin ortadan kaldırılması için Türkiye adeta seferber oldu. Başta Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olmak üzere çevredeki illerin kurum ve kuruluşları bu sorunu ortadan kaldırmak için çalışıyor. Bilim insanları ise denizdeki bu sorunun yıllardır denize atılan pisliğin sonucu olduğunu gösteriyor. Birçok medya kuruluşu da deniz kenarındaki fabrikaların tüm pisliğini yıllardır denize bıraktığını ve sorunun bundan kaynaklandığını duyurdu.

ATIKLAR DENİZE BIRAKILMAYA DEVAM EDİYOR
Tüm bu sorunlar yaşanırken, müsilajın başlangıcı olan Çanakkale’de de bir çok fabrika ya pisliğini denize bırakıyor ya da deniz suyunu soğutma suyu olarak kullanması nedeniyle denizin sıcaklık seviyesini değiştiriyor. Özellikle Çanakkale şehir mekrezinden başlayıp Karabiga’ya kadar birçok fabrika deniz kenarında yer alıyor. Ve bu fabrikaların yıllardır denizi kirlettiği belirtiliyor.
 
MEYVE SEBZE DEPOSU TUZLA CAN ÇEKİŞİYOR
Ayvacık İlçesine bağlı Tuzla bölgesi, sebze ve meyvenin deposu durumundaydı. Bölgede yetişen kaliteli ürünler hem ihraç ediliyordu hem de iç piyasaya sürülüyordu. Bu bölgedeki tarımın gelişmesi ile bölge de hızla kalkınıyordu. Köylüler tarımdaki verimlilik ve gelişme sonucu kalkınan köylerin başında geliyordu. Olumlu yönde devam eden bu durum bölgede JES’lerin peş peşe kurulması ile son buldu. JES’lerin çevreye verdiği zarar nedeniyle tarımdaki verimlilik yavaşa yavaş düştü. Çevre kirliliğin artması ile sebze ve meyveler büyük zarar gördü ve çitçileri zor durumda bıraktı.

Yıllardır burada verdikleri emeklerle tarımı ve hayvancılığı bir yere getiren köylüler, JES’lerin kurulması ile gördükleri zararların ardından mücadele çalışması başlatıldı. Çitçi ve çevredeki vatandaşlar tarafından kurulan Gülpınar Sürdürülebilir Yaşam Derneği, Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği yıllardır bu JES’lerle mücadele ediyor. Dava üzerine dava açan dernekler, davaları kazanmasına rağmen şirketler, başka isim adı altında ve başka yöntemler kullanarak çalışmalarına devam ediyor.

KARADA MARMARA DENİZDE TUZLA CAN ÇEKİLİYOR
Gözler Çanakkale’de başlayıp Marmara’ya yılan çevre felaketine çevrilirken, Tuzla’da da benzer durum yaşanıyor. Yıllardır bölgeye bıraktıkları atıklarla tarım biterken, su kaynaklarında canlılar da yaşanmayacak duruma geldi. Sık sık çaylarda balık ölümleri yaşanıyor. Aynı şekilde de tarım arazilerindeki meyve ve sebzeler de hem verim düştü hem de ürünler büyümeden çürümeye başlıyor.

Bu sorunlar nedeniyle bölge zor durumda. Yıllardır bu konuda başta yargı olmak üzere başvuracak yer bırakmayan çiftçiler, Marmara Denizi’nde yaşanan çevre felaketinin Tuzla bölgesinin de yaşadığını belirttiler. Bölgenin geri dönülmez bir duruma gelmemesi için bir an önce önlem alınması gerektiği vurgulandı. 

ÇAKMA ÇEVRECİLERDEN SES ÇIKMIYOR
Çanakkale’de kendilerini ‘çevreci’ olarak tanıtan çok sayıda kişi, şimdiye kadar baştan Doğu Biga Maden olmak üzere birçok projeye karşı eylemler yaptı. Eylemleri adeta uluslararası boyuta kadar taşıdı. Sonra sözde bu çevrecilerin amacının çevre değil, bazı güçlerin yönlendirmesi ile projelere karşı durmak olduğu ortaya çıktı. Bu gelişmelerden sonra da adı ‘çakma çevreciler’ e çıkan bu gruplar, Çanakkale genelinde hem denizde hem de karada yaşanan çevre felaketine sessiz kalmaları dikkat çekiyor.
Marmara Denizi’nde yaşanan salya ve Tuzla bölgesinde meydana gelen çevre felaketleri yaşanırken herkesin dikkatini çeken çakma çevrecilerin sesiz kalması. Tuzla’da JES’lerin Marmara Denizi’nde ise fabrikaların çevre katliamını yaşattığı bilinmesine rağmen Çakma Çevreciler sosyal medya sayfalarında bile tepki göstermemesi dikkatlerden kaçmıyor.

Hülya Öz