Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, vatandaşları koronavirüs hakkında bilgilendirmeye devam ederken aşının öneminden bahsetti. Şener, ‘’Delta varyant baskın ve aşısızlarda ağır seyrediyor’’ dedi.

Koronavirüsle mücadele sürerken Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nden tayin olan İzmir Katip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alper Şener koronavirüsle ilgili hem dünyadan hem de ülkemizden önemli açıklamalarda bulundu.

Son günlerde ölüm sayıları 200 kişinin üzerinde seyrediyor. Ölümlerin artışını değerlendiren Şener, çünkü Delta varyant baskın ve Aşısızlarda ağır seyrediyor. Eğitimci ve sağlık çalışanlarının aşılanması şart. PCR testi için hastaneye gitmek riskli çünkü sonuçta buradan da enfeksiyon kapabilirsiniz ve sürdürülebilir bir şey değil…o yüzden en iyisi Aşıyı olmak. Aşı tereddütünü oluşturmak için kasıtlı paylaşımlar yapanlar sıradan vatandaşın kafasını karıştırıyor… Ben aşı olmayan herkesin aşı karşıtı olmadığını biliyorum… Eylülde AŞI ruhsat alınca durum değişir; çünkü ruhsatlı bir ürünü kötüleyenlere yaptırımlar gelebilir. Üçüncü/ dördüncü doz gerekli mi? Aşılarda oluşan antikorlar zamanla kaybolur… Ama herkese gereklilik farklıdır… ABD, İngiltere, İsrail 3. Dozu belli gruplara önerdi…6-8. Ay sonra tüm kişilere gerekebilir. Salgın aktif devam ederken sonrası belirli değil’’ dedi.

‘’AŞI KARŞITLIĞI İYİCE ÇIĞIRINDAN ÇIKMIŞ’’
Alper Şener, bir gazetenin’’6 Eylül alarmında kurnazlara gün doğdu! Parayla aşı ve PCR sahtekarlığı yolunu buldular’’ başlıklı haberini değerlendirerek, ‘’Haberde diyor ki; Aslında 22 milyon kişi aşı olmadı?  Bazı özel sağlık kuruluşları aşıyı yaptı gösteriyor. Ve aşıyı da başkasına yapıyor. Bu yolla 3 bin aşı olmayandan bin kaçak aşı olandan alıyor. Sahte PCR test sonucu da bu yolla veriliyor. Aşı karşıtlığı iyice çığırından çıkmış. Tam bir rezillik!’’ diye değerlendirdi.

‘’DELTA VARYANTI AŞIDAN KAÇABİLEN BİR DURUMDA DEĞİL’’
Şener, sağlık profesyoneli aşı karşıtlarının anlayacağı şekilde, Kitlesel aşılama aşıdan kaçan varyant oluşturur mu Sorusuna cevap vererek; ‘’ Yapılan matematik modellerde bunu sağlayan tek durum; yüksek virüs sirkülasyonu ( vaka sayısı) ve düşük aşılanma oranları bunu önlemenin en akılcı yolu da hızla kitlesel aşılama… Sahadan daha ilginç bir tespit var ki, aslında mutasyon ve varyantlar kitlesel aşılanmadan çok önce zaten DSÖ’nün bildirimlerinde var(2020). Yani Delta varyantının adı yeni, ilk tanımlanması eski… Delta varyantının aşılanma oranları yüksek ülkelerde de, aşıya rağmen yaygın görülmesinin tek sebebi var ki; aşılanma hızından çabuk yayılması ve aşılanma sonrası ( İngiltere, İsrail) maske vb önlemlerin hızla kaldırılması laboratuvar deneylerinde Delta varyantı aşıdan kaçabilen bir durumda değil’’ dedi.

‘’SÜRÜ BAĞIŞIKLIĞI İLE KİŞİLER ARASINDA ENFEKSİYON ZİNCİRİ KIRILIR’’
Kitlesel aşılamanın neden gerekli olduğu yönünde açıklamalarda bulunan Şener, ‘’Her yıl yapılan kitlesel aşılama programları ile dünyada 57 milyon enfeksiyon hastalığına bağlı ölüm önlenir… Bu yolla; çiçek, polio, kızamık ölümleri önlenmiştir… Salgınları kontrol altına alınmıştır. Sürü bağışıklığı ile kişiler arasında enfeksiyon zinciri kırılır… bu çok temel bir enfeksiyon kuralıdır. aynı metodu hastane enfeksiyonlarında da kullanırız; izolasyon ile. Bu metod, tek başına bile hastane başvurusunu, yoğun bakıma yatışı ve ölümü azaltmıştır… ama tek başına salgını bitirmeye yeteceği şüphelidir… Maske, mesafe ve diğer kısıtlamalar ile sağlık sistemlerinin tıkanmaması, diğer sağlık hizmetlerinin aksamaması ve önlenebilir ölümlerin olmaması hedeflenmektedir. Bu uygulamanın başarıya ulaşması ise toplumsal kabul ve uyuma bağlıdır.

‘’GENÇLER AŞINIZI MUTLAKA OLUN’’
Sorular üzerine hala vaka sayısının neden düşmediğini ve ölümlerin neden arttığı hakkında konuşan Şener ’’Tam Aşılı kişi? iki doz aşısını olmuş ve üstünden en az 14 gün geçmiş bireyler. Sürü bağışıklığı ve oranı? Toplumda tam doz Aşılı bireylerin toplam nüfusa oranı - Delta öncesi- %60-70…şimdi ise %80-85 arasında olması istenilen. Şimdi aşağıdaki tabloya bakalım. Türkiye tam aşılı oranı %41…son 7 günlük ortalamalara göre aktif vaka sayısı 100binde 357…toplam vaka sayısı 100binde 7,348…ölüm 100binde 64. Sonuç- Yapılan aşı sayısına bakarak bu kadar aşı yapıldı hala neden düşmedi? Çünkü oransal olarak hala düşük! Son 24 saatte çalıştığım hastanede aşısız 24 ve 28 yaşında iki genç daha vefat etti…Gençler aşınızı mutlaka olun’’ dedi.

‘’BİONTECH YAN ETKİLERİ SAHA VERİSİ YAYINLANDI’’
Sosyal medyasından paylaşımda bulunarak, ‘’Samimi olarak merak edenler için yazıyorum’’ ifadelerini kullanan Şener, ‘’Bugüne kadarki en büyük aşı (Biontech) yan etkileri saha verisi yayınlandı. Risk Oranları şöyle sıklık sırasına göre 100 binde 78 ile Lenf bezi şişmesi - 15 zona  - 10 parestezi   - 9 baş dönmesi,   - 6 bayılma   - 5 apandisit    - 2 myokardit    - 1 perikardit  Daha ilginç olan ise “fırtınalar koparılan” bazı olaylarda risk hesabı yaptığınızda enfekte olanlarda anormal yüksek hangileri mi?     - Aritmi, Akut böbrek hasarı, Akciğer embolisi, Derin ven trombozu, Kalp Krizi, Myokardit, perikardit  aşınızı olun’’ dedi.
Şener, ‘’Son zamanlarda dikkatimi çeken bir şey var nedense? Aşı karşıtı söylemleri yapan “bilim insanı”, “hekim”…söylemleri paylaşımlarımda hep bir “zılgıt” var… Dünyanın en büyük, Amerika’nın en saygın, Türkiye’nin en sevilen, vb. Neden böyle bir şeye gerek duyuluyor sizce? ‘’ diyerek dikkat çekti.

‘’BEN AŞIYI ÖNEREN BİR HEKİM OLARAK OLDUĞUMU İSPATA HAZIRIM’’
Aşı karşıtlarına karşı konuşan Şener, ‘’Şaşırmanız normal çünkü bilgi eksikliğiniz var. ASİE takip edilmiyor ile  başlayan bir diyaloğu laf ebeliği ile veriler ben de değil. Sağlık bakanlığında demem kadar normal bir şeyi bile demagoji yapmanıza gerek var mı? Bu kadar mı çaresiz kaldınız! Ama diğer taraftan da ben şu sorunun yanıtını merak ediyorum Aşı olmayın diyenler ya çoktan “deneysel sıvı” ( kendi deyimleri) aldılar ise ben aşıyı öneren bir hekim olarak olduğumu ispata hazırım! Ya kendileri? Çünkü bu sorulara hiç yanıt alamıyoruz? Neden?’’ diye sordu.

‘’AŞI YAN ETKİLERİNİ BİZDEN DAHA ÇOK SORGULUYORLAR’’
‘’Gözlemlerime göre aşı karşıtları istediği izdivacı yapamayanlar gibi’’ diyen Şener, ‘’Aşı olmuyorsunuz tamam anladık ama aşı yan etkilerini bizden daha çok sorguluyorlar. Bırakın onu olanlar düşünsün. Bırakın Aşının peşini, O evinde mutlu…’’ dedi.

‘’SÜRÜ BAĞIŞIKLIĞI İSE HEDEFE DAHA ÇOK VAR’’
Çocukların ne kadar risk altında olduğunu değerlendiren Şener, ‘’İngiltere verisine göre 18 yaş altında covid 19’dan ölüm milyonda 2… İlginç olan bunların yarısında risk faktörü olmaması…  Erişkinlerden farklı olarak! - ABD’nin verisine göre de 0-24 yaş (2020)  hastaneye yatış %2,5   yoğun bakıma yatış %0,8   ölüm <%0,1- İngiltere’de (bir çalışmaya göre) Yoğun bakıma yatış oranı ise 6,338 başvuruda 259… Sonuç… Risk var ama erişkinlere göre çok düşük! Temel hedefimiz öncelikle ebeveynleri ve üniversite öğrencilerini aşılamak ve okullarda standart önlemler… Ama bir diğer sorun da var ki sürü bağışıklığı hedefleniyor ise; nüfusu genç ülkelerde 18 yaş altı aşılanmadan buna ulaşmak mümkün değil… Eğer ölümü ve yoğun bakımı önlemek hedef ise( ki bu daha popüler şu anda) aşılar hedefe ulaştı… Sürü bağışıklığı ise hedefe daha çok var!’’ dedi.
‘’İleride bugünleri olasılıkla şöyle hatırlayacağız’’ diyen Şener, ‘’Faz çalışması bitmiş aşıyı olmayıp, faz çalışması başlamamış ilaçları ümit ile bekleyen insanların öldüğü zamanlardı’’ diye konuştu.

‘’ÜNİVERSİTELER İÇİN DURUM DAHA SIKI TUTULMALI’’
Planlamalara göre okullar yeni eğitim döneminde açılacak. Okulların açılmasını değerlendiren Şener, ‘’Tüm okul çalışanları aşılanmalı veya 48 saat öncesinden negatif PCR testi ile okul hudutlarına girebilmeli... Çocuklar ile aynı evi paylaşanlar içinde aynı şartlar gerekli...aşı karşıtları için durum çok zor olacak; inanmadıkları pandemi için inanmadıkları PCR test sonucunu beklemek zorunda kalacaklar...Hastaneye gittiklerinde enfekte olma ihtimali var mı? Var tabii ama inanmadıkları için korkmalarına da gerek yok... Üniversiteler için durum daha sıkı tutulmalı; kampüs, yurtlar, kantinler...hepsi riskli alanlar...ve son 1-2 aydır...genç aşısız yoğun bakıma yatışlar artıyor...  3.Toplum bağışıklığını arttırmak için 18 yaş altına da aşılanma gerekecek gibi duruyor...çünkü delta varyantı ve diğer varyantlar
açısından durum hiç yüz güldürücü değil...mevcut 18 yaş üstü nüfus sürü bağışıklığı için yeterli değil’’ şeklinde ifade etti.

‘’MASKE YÜZE UYUMLU OLMALI’’
‘’Az bilinen ve  gündeme gelen bir şeyin altını çizmek lazım diyen Şener, ‘’Standart N95/ FFP2 maskeler çocuklar için dizayn edilmemiştir… çocuklar için KN95’ler var…bir diğer konuda “ sakal”… maskenin yüze yapışmasını engellediği ve boşluk bıraktığı için tam koruma sağlanmayabilir… Maske yüze uyumlu olmalı…’’ dedi.

‘’AŞILAMA ORANI HALA HEDEFTEN UZAK’’
Türkiye’nin aşılanma oranları hakkında konuşarak, ‘’Aşılanma hızımız iyi,  oran hala hedeften uzak… çift doz aşılı %45…Delta sonrası sürü bağışıklığı hedefi %80 oldu… Vaka sayılarında artış ve özellikle güneydoğu da yoğun bakıma yatan hasta sayısı artışından anladığımız aşısız gençlerde kümelenme Doğal bağışık reinfeksiyon, ikinci/ üçüncü doz olmamış hasta grubunda dikkat çekiyor… Aşılanma olsa bile mukozal immün yanıt (sIgA) tam oluşmadığı için maske- mesafe devamı çok önemli… Sürü bağışıklığı oluşana kadar’’ dedi.

‘’OKULLARIN AÇIK KALMASINI SAĞLAMAK DAHA ÖNEMLİ’’
Okulların açılmasında strateji belirlemenin gerekli olduğunu savunan Şener bazı önerilerde bulundu; ‘’öğretmenler firesiz aşılanmalı, okullarda belli kriterlerde( her ilde farklı) tarama stratejisi olmalı, fiziki mekânlarda denetim, en son aşılanma yapılacak gruplar ve bence okulları açmak tamam, açık kalmasını sağlamak daha önemli’’ dedi.
Okulların açılması söz konusu sorular üzerine Çocuklar için risk değerlendirmesi yapan Şener, ‘’ABD verisine göre… *Toplam 601bin ölümün 337’si 0-17 yaş arasında *18-29 yaş referans alındığında yatarak tedavi alma ihtimali çok düşük… Açmak önemli…açık kalmasını sağlamak daha önemli’’ dedi.

‘’KİM NE YAPSIN SİZİN GENİNİZİ!’’
Sorular üzerine konuşan Şener ‘’Daha önce benzerini paylaştım ama… aşıda ki mRNA hücre çekirdeğine girebilir mi? HAYIR… çünkü  Standart mRNA’da yer alan Urasil yerine…burada 1-methyl-3'-pseudouridylyl kodludur…zaten stabil olmadığı ( çabuk çözüldüğü) için lipid nanopartikül kaplıdır… Lipid Nano Partikül ne?  Yeni değil ilaçların dağılımını yavaşlatmak için kullanılan benzerleri var…yıllarca HBV tedavisinde Peg IFN kullandık… Liposomal Amfoterisin B’de var… Yani özet olarak kayıp krallık Atlantis’in son varisi olmadığınıza göre kim ne yapsın sizin geninizi’’ diye konuştu.
‘’Bilimsel düşüncede peşinen kabul ve tamamen red olmaz’’ diye  konuşan Şener, ‘’Yapılan çalışmaların objektifliğine bakılır…ve matematik bir sonuç çıkar; bu eğer fayda sağlıyor ise sorun yoktur. Aksini iddia ediyorsanız ispat etmeniz gerekir!  komplo teorilerinin dedikodunun komşuda şöyle oldu vb şeyleri bilim yok hükmünde sayar çünkü ölçülemeyen ve test edilemeyen şeylerin tartışılma alanı değildir… aşınızı olun. ‘’ dedi.
 
Mine Yel