Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, son günlerde teşkilat olarak ziyaret serisine başladılar. Çok konuşulan bu ziyaretlerle ilgili Boğaz Medya ekibine açıklama yapan Gökhan, Millet İttifakı’nın iktidara geleceğini belirterek, ziyaretlerinin devam edeceğini söyledi.
Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Boğaz Medya canlı yayınına katıldı. Bir çok konuda açıklamalarda bulunan Gökhan, ilk olarak çevre ile ilgili değerlendirme yaptı, Bu yıl yaşanan müsilaj felaketine de değinen Gökhan,”Müsilaj derdimiz konusunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bakanlığında İstanbul’da birkaç toplantı oldu. 22 maddelik bir bildiri yayınlandı, hepimiz imzaladık. Bunların içerisinde ileri biyolojik arıtma diye bir madde var. Bizim iki tesisimiz de ileri biyolojik arıtma zaten. Hatta geldiler gördüler. TBMM heyeti gezdi, çok memnun oldular. Bu bütçe meselesi, her belediyenin bütçesi yok. Toplantıda şöyle bir öneride bulunmuştum; bu noktada bizim Avrupa Birliği, Dünya Bankası gibi kurumlardan hibe ya da düşük faizli kredi temin etmemiz lazım. Mevcut Türkiye şartlarında bunları finanse etmek zor. Ama bunları yapmamız lazım. Katı atık depone alanını örnek verdim, biz burada Avrupa Birliği’nden hibe aldık. Bu şekilde Marmara bölgesi belediyeleri ile ilgili bunu önerdim. Daha sonra, Sayın Cumhurbaşkanı Amerika’ya gittiğinde bu Paris İklim Antlaşması’nı imzaladı. Şimdi 3 milyar Euro hibe kredi talebinde bulunuyoruz. Ama bunun Marmara’da doğru düzgün kullanılması lazım. Marmara bölgesindeki belediyelerin tamamının kullanması lazım. Sadece belediye değil, İl Özel İdare de söz konusu. “ dedi.
TÜRKİYE ÇOK ZOR BİR SÜRECİ GEÇİRMEYE ÇALIŞIYOR
Türkiye’nin son zamanlarda yaşanan ekonomik krizi de değerlendiren Başkan Gökhan, esnaf ve sivil toplum kuruluşlarını ziyaretlerinde edindikleri izlenimi şöyle açıkladı; “
Ekonomiyi görüyorsunuz. Dolar 9’ları geçti. Faizler 18’lerde geziyor. Televizyonlarda görüyorsunuz esnaf şikayet ediyor. Bu arada muhalefet ısrarla seçime gidelim diyor. Ama seçime gitmeden önce TBMM’de 6 siyasi parti bir araya gelip, Türkiye’nin demokratikleşmesi ile ilgili masa kurdular, o hazırlığı yapıyorlar. Güçlendirilmiş parlamenter sisteme bir hazırlık. 6 partinin 4 tanesi şu anda ittifak yapmış durumda, diğer 2 parti de sıcak duruyorlar. Mutlaka onlar da bu ittifakın içerisine gireceklerdir. Gelecek Partisi ve Deva Parti de bu masanın etrafındalar. Bu heyetin içerisinde de bizim Genel Başkan Yardımcımız ve Milletvekilimiz Muharrem Erkek var. Ne olup bittiğini en iyi bilen o. Biz, bu hazırlıkların yereldeki ayağıyız. Bu ne olup bittiğini, kamuoyunun ana aktörleriyle özellikle ekonomik aktörleri ile paylaşmak istedik. Esnaf ve Sanatkarlar Odası Birliği, Ticaret Odası, Ticaret Borsası, MÜSİAD, ÇASİAD, Ziraat Odası, Küçük sanayi sitesindeki esnaf temsilcileri ile bir paylaşalım ve onların düşüncelerini alalım. Bu hazırlıklar sürecinde onların da düşünceleri önemli. Çanakkale’de son bir yılda Cumhuriyet Halk Partisi içerisinde bazı sıkıntılar var dendi, bu ekranı değiştirelim istedik. Bu ekranı da değiştirmek istedik. Çanakkale halkındaki memuru, esnafı, emekliyi zaten bizim partinin içindeki durum ilgilendirmiyor. O bizim iç sorunumuz. Ama ekranda bu gözüküyordu, ekranı değiştirelim dedik. Biz artık, mademki iktidara talibiz, Millet İttifakı iktidar olacak. Dolayısıyla ne yapılıyor, ne şekilde olacak hep beraber bunu anlatalım istedik. Dediğim kurumları gezdik. Hiçbir siyasi gözlük takmadan ben belediye başkanı olarak, Muharrem Bey heyetin içerisinde olarak, bu ittifakın başı olarak böyle ziyaretlerde bulunduk. Daha bitmedi, bu ziyaretler devam edecek. Diğer STK’lara, sendikalara da gideceğiz. Biz bu ziyaretlerde verimli sonuçlar aldık. Ne düşünüyorlar, nedir durum diye öğrendik. Onlar hayatın içerisinde olduğu için onların şikayetlerini, taleplerini almış olduk. Bu şekilde bir hareketlenmede bulunduk. Seçim erken mi olur geç mi olur önemli değil. Seçim eninde sonunda olacak ve bu ittifak iktidar olacak. Bunda hiçbir tereddüt yok. Bizim iktidar olmamamız için dünyanın eğik olması lazım. Operasyonlar, spekülatif işler oluyor, birtakım tehditkâr sözler söyleniyor, ‘teşebbüs bile etmeyin’ gibilerinden. Valla biz teşebbüs ediyoruz, edeceğiz. Bizim iktidarımız değil, halkın iktidarı önemli. Zora düşmüş, sıkıntı içerisinde olan halkın bu sorunlarının çözümü için Millet İttifakı’nın iktidar olmaya ihtiyacı var. Şunu söylüyoruz ve bunu yıllardır söylüyoruz; Türkiye Cumhuriyeti devletinin olanakları, gerek toprak yapısı gerek insan yapısı gerek coğrafyası ne kadar sayarsanız sayın, bugün bu ülkeyi çok daha iyi duruma getirmeye müsait. Konumumuz, birikimimiz, enerjimiz, nüfusumuz çok müsait. Nüfusumuzu yurtdışına kaçırıyoruz. Bu insanlara burada sağlıklı bir eğitim verebilirsek, geliştirebilirsek; bugün bu ülkeyi en fazla iki sene içerisinde bayağı bir düzlüğe çıkarıp, farklı bir noktaya getirebiliriz. Milli gelirimiz yerlerde sürünüyor, işsizlik, yoksulluk, pahalılık diz boyu. Bizim bunu halka da anlatmamız lazım. Evet, iktidar olacağız ama sağlıklı bir ortamda bunu yapmaya çalışıyoruz. Bu başkanlık sisteminden vazgeçeceğiz. Yine güçlendirilmiş parlamenter sisteme döneceğiz. Başka çaresi yok.
Eskiden ‘iktidar olacağız, cumhurbaşkanı şöyle Ak Parti böyle’ dediğimiz zaman itiraz geliyordu. Şimdi hiç öyle bir itiraz yok. Onlar da biliyorlar. Onların kendi üyeleri zaten sıkıntı içerisinde. Biz onlara şikayet etmeye gitmiyoruz. Şikayeti nasıl gidereceğimizi anlatıyoruz. Biz hukukun üstünlüğünü, bu tek adam rejiminden vazgeçileceğini anlatıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı seçimlerden sonra ‘bunu bir gözden geçirmek lazım’ demişti. Demek ki bir sıkıntı var ama hiçbir şey yapılmadı. Hukuk devleti, demokrasi, adalet, liyakat, eğitim bütün bunları öngörerek ülkenin düze çıkacağını iddia ediyoruz.
Cumhuriyet Halk Partisi, seçime çoktan hazır. Cumhuriyet Halk Partisi, kadrolarını hazırlıyor. Temas ediyor. Bunlar tabi aleni olmuyor. Bugün ana noktalarda kimlere görev verilebileceği hazırlıklar var. Yasaya göre cumhurbaşkanı kaybettiği noktada, bütün onunla gelen üst düzey bürokratlarda düşüyor. Hemen yerine birini bulmak lazım. Tabi ki bunun geçiş süreci olacaktır ama bir hazırlamak lazım. Sonra çok hızlı şekilde yerine ikame edilmesi lazım. Genel Başkanımız da bunu dönem dönem bize söylüyor. “
KÖPRÜ MESELESİ
1915 Çanakkale Köprüsü’ne yaptığı ziyaret nedeniyle eleştirilen Başkan Gökhan o konuyu da şöyle açıkladı; “Köprüye milletvekili ile il başkanı gitmedi diyorlar, CHP’liler gitmedi diyorlar. Ben gittim, neden gittim? Benim konumum farklı. Ben belediye başkanıyım, ben Çanakkale halkını temsil ediyorum. Bu halk içerisinde Ak Partili de var, MHP’li de var, İyi Partili de var. Ben halkı temsil ediyorum. Burada bir yatırım yapılıyor, bir köprü yapılıyor. Bu köprüye taraf mıyız, elbette ki. Bunu yıllardan beri Çanakkale’ye köprü yapılması gerekliliği konusunda söylüyorduk ama buraya yapılmasını istiyorduk. Burada zaten olamıyordu. Sonra teknoloji gelişti ve bu açıklıkta köprü yapılabilme olanağı sağlandı. Binali Yıldırım Bey zamanında bu alana köprü yapılması karar verildi. Alkışladık ve hala alkışlıyoruz. Ben ne yaptım, Çanakkale belediye başkanı olarak, belediye meclisindeki siyasi partilerin grup başkanvekillerini de aldım yanıma, köprüye gittim. Bize çok detaylı bilgi verdiler, hatta kuleye çıktık. Ben sonra dedim ki, teşekkürler yapana. Bu benim ayağım. Şimdi gelelim siyasi ayağa. Bu köprünün yapılması noktasındaki belirsizliğe karşı duruş var. Şu kadar araba geçişi garantisi vermişsin, şu kadar Euro olduğu belli, 15 Euro artı KDV, bu beni ilgilendirmiyor, bu siyasetin işi. Soruluyor, bu köprünün maliyeti kaç Euro ya da dolar? Hangi şartlarda nasıl yaptın ihaleyi? Şunu bir anlat diye soruluyor, ticari sır deniliyor. Kamunun ticari sırrı olamaz. Kamu şeffaftır çünkü kamu dediğin milletin vergileri ile hareket eden bir kurumdur. Borçlanacaksan milletin paraları ile borçlanıyorsun. Diyemezsin ki, ‘ben dışarıdan borç aldım, sana ne’. Hayır, senin aldığın o borç milletin borcudur. Lütfen bu hesap verilsin denildiğinde, bu hesap verilmeyince elbette ki siyaset buraya gitmez, ziyaret etmez. Bunu ısrarla gündeme getirmesinler boşu boşuna. İktidarımızda hepsi ortaya dökülecek ve Türkiye’deki herkese bunun hesabı verilecek. Bu köprü şu şartlar altında, şu kadara olmuştur, ihalesi şu şekilde olmuştur. Hepsinin şeffaf bir şekilde hesabı verilecek. Genel başkan ne diyor eğer fahiş bir durum varsa, o zaman bu işin iptaline kadar gidebiliriz diyor. Bu siyasetin işi, benim işim değil.
Sığınmacı ya da mülteci, iltica eden kelimelerini kullanmamız gerekir diye düşünüyorum, göçmen değil. Göçmenler yerleşik nizama geçen demektir. Türkiye’nin sorunu göçmende değil, sığınmacıda. Kaçak gelmiş, göz yumulmuş, hatta çalışma müsaadesi verilmiş ama hala nüfusa kaydedilmemiş insanlar var. Çanakkale’de de özellikle Afganlara oturma müsaadesi verilmişti, uzatmamışlar. Şu anda daha önceden yasal olarak oturan Afganların çoğu kaçak durumda. Bu son derece yanlış bir şey. İkinci olarak, bu insanı kabul etmişsin, çalışmasına müsaade etmişsin ama sonra tekrar izin vermiyorsun. Ama bu insanlar Çanakkale’de oturduğu Ankara tarafından bilinmiyor. Nüfus kayıtlarında yok. Ama Çanakkale’de yaşıyorlar, diğer belediyelerin sınırlarında yaşıyorlar ve biz bu insanlara iyi kötü hizmet veriyoruz. Kirletiyor çöpünü topluyoruz, çocuklarına, ailelerine sosyal yaşam evlerinde ders veriyoruz. İhtiyacı olanlara erzak yardımı yapıyoruz. Bunlar sığınmacı diye bu insanları yok sayamayız. Bu kentte yaşayan her canlıya hizmet etmek zorundayız. Bunlarla ilgili yerel yönetimin yorum yapma hakkı olamaz, bu devletin işi. Sınırları açan, bu kişileri getiren, yerleştiren devlet. Biz, buraya gelmiş ve devletin hoş gördüğü, görmezden geldiği ve izin verdiği insanlara hizmet etmek zorundayız. Ama bu insanlar burada gelip geçici değil. Hafta sonu gelen turist gibi düşünmeyin. Bu insan buraya gelmiş, oturuyor, barınıyor. Biz de Belediye Başkanları Toplantısı’nda bir karar aldık ve Türkiye Belediyeler Birliği’ne bununla ilgili müracaatta bulunuyoruz. Diyoruz ki mesela; Çanakkale Merkez’de kaç tane sığınmacı olduğu belli. Bunlar Göç İdaresi tarafından biliniyor. Göç İdaresi bu nüfusu Ankara’ya bildirir. Bunların adında da sizin adınıza gelen para kadar para gelir. Çünkü onlar da buranın yaşayanı. Şunu diyebilir miyim ben; bırakın ölsün, bunun çöpünü toplama, diyebilir miyim? Bu insanlar ‘ekmeğim yok’ diyor, vermemek olur mu? Göç İdaresi tarafından tespit edilen belediyelerimizde yaşayan sayı kadar ilave para gönderilmesinde fayda var. Bir de bununla ilgili hükümet Avrupa Birliği’nden kaynak alıyor. Bizim belediyelere de bir şey verilmesi gerekiyor. “
KOOPERATİFLEŞMEYE DESTEK OLUYORUZ.
Üreticiden tüketiciye ürünleri ulaştırmak için Halkın Bakkalı projesini başlatan Başkan Gökhan, bu konuyu da uzun uzun ele aldı. Gökhan sözlerini şöyle tamamladı; “
Halkın Bakkalı’nda kooperatif ürünleri satılıyor. Kooperatif ürünleri satılıyor sadece, sağlıklı ürünler satılıyor. Sağlıklı gıda olması dolayısıyla gıdalar biraz daha pahalı. Biz ucuz market açmadık. Kooperatif ürünleri için açtık, onlar da sağlıklı ürün üretiyorlar. Tekzen Bölgesi’nde üretici pazarı için yer arıyoruz.
GENEL SEÇİM ÖNCESİNDE CHP’DE ADAY BELİRLEME NASIL OLACAK?
Esas olan önseçimdir bizde. Bizim anlayışımız budur. Bunun istisnaları var mıdır, vardır. Bunun kararını parti meclisi verir. Ama prensip önseçim olmasıdır. Biz belediye başkanı seçimini böyle yaptık. Sonuç itibariyle bunun nihai kararını parti meclisi verir. Genel başkanın iradesi önemlidir ama Çanakkale itibari ile beklenti budur. Bu neyi getiriyor? Partideki tüm üyeler hareketlenmiş oluyor, önseçimde adaylar yarışmış oluyor. Yavaş yavaş hareketleniyor, bu topluma da yansıyor. Bir rekabet ortamı oluyor. Bunun ne şekilde olacağını, bunun şartlarının ne olacağını parti meclisi ortaya koyar. Bunu yıllardır söylüyoruz bizim tercihimizdir önseçimdir ama önseçim olmadı diye partimize küsecek halimiz yok.
Sayın Makas’ı anlamakta zorlanıyorum çünkü beni anlamakta zorlanıyor galiba. Ben başka şey söylüyorum o başka şey anlatıyor. Onun için baktım izaha muhtaç çok şey var. Şu Millet İttifakını içlerine sindiremiyorlar. CHP ve İYİ Parti, Saadet Partisi, nasıl olabilir diyorlar. Olur tabi, bu millet geleceği için bu birlikteliği istiyor. ‘Geç ideolojik farklılıkları’ diyor ‘Önceliğin çocuğuma aş, kendime iş”
Dilek Akşen
