Bugünkü Ezine’nin ilk kuruluşu Danişmend Oğulları dönemine rastlamaktadır. Yöreye gelen Türk Beyleri, Cuma Namazlarının toplu kılınmasını temin amacıyla halen İlçe Merkezinin güney kısmında bulunan Ulu Camii yaptırmışlardır. Buraya Farsça Cuma anlamına gelen AZİNE demişlerdir. Kentin oluşumu bununla başlamış ve Azine sözcüğü zamanla Ezine olmuştur.
 
İlçenin bulunduğu yöre, eski çağların en eski şehir medeniyetine sahip yerlerinden biridir. Çanakkale Boğazı’nın doğu yakasında bulunan Dardanel, Ezine’ye 30 Km. uzaklıkta M.Ö.3150 yıllarında kurulmuştur.
 
Osmanlılar devrinde Ezine ve çevresine doğudan göçler sonucu gelen Türk Boyları yerleştirilir ve nüfus dengelenmesine çalışılır. Bu bölgede mevcut Rumlar, bütün Osmanlı tarihi boyunca her türlü hak ve hürriyete sahip olarak varlıklarını sürdürmüşlerdir. Osmanlı Devletinin 18.Yüzyıldan itibaren gerilemeye başlaması ve önemli topraklar yitirmesi sonucu kaybedilen topraklarda yaşayan Türk aileler özellikle 93 Harbinden (1877-78) Osmanlı-Rus Savaşı’ndan itibaren Anadolu’ya göç etmeye başlamış, göç eden kafilelerden bir kısmı Ezine çevresine yerleştirilmişler.
 
Birinci Dünya Savaşı’nın aleyhimize bitmesi sonucu Anadolu, İtilaf Devletleri ve Yunanlılar tarafından işgal edilmeye başlanır ve Ezine’de 04 Eylül 1920 günü Yüzbaşı Maravana komutasındaki bir Yunan taburu tarafından işgal edilir. Ezine’yi işgal eden Yunan taburu bölgede işkence ve tutuklamalara girişir. Bu arada bazı azınlıkların ve Rumların taşkınlıkları görülür. Mustafa Kemal’in emri üzerine tüm yurtta Müdafa-i Hukuk Cemiyetleri kurulmaya başlar. Bu arada Ezine’de de böyle bir cemiyet kurulur. Kurucuları Hafız Ahmet Efendi, Hafız Tevfik Efendi, Çepelzade Rıza Efendi, Tikveçli Ali Bey, Asım Efendi ve Şükrü Bey’dir. Daha sonra bu kişiler işgal taburunca tutuklanırlar ve silah arama bahanesiyle çevre köyleri basıp halktan zorla para toplar ve işkence ederler.
 
26 Ağustos 1922 tarihinde başlayan Büyük Taarruz sonrasındaki Yunan bozgunu esnasında Ezine iki defa Yunan uçakları tarafından bombalanmıştır. 22 Eylül 1922 günü Fahrettin Altay komutasındaki müstakil süvari kolordusuna bağlı 2.süvari tümeni birlikleri Miralay Zeki Bey komutasında Ezine’ye girerler ve böylece 2 yıl 18 gün süren işgal sona erer.

ALEXANDRİA TROAS ANTİK KENTİ
Ezine ilçesine bağlı Dalyan köyü sınırları içerisinde kalan Alexandria Troas Antik Kenti'ndeki kazılarda, içerisinde demir ve bronzdan imal edilmiş tarım ve marangoz aletlerin yer aldığı 1500 yıllık geçmişe sahip küp (Pithos) bulundu.
Ezine ilçesi Dalyan köyü sınırları içerisindeki Alexandria Troas Antik kentinde, 2011 yılından bu yana devam eden kazı çalışmaları, yeni keşifleri de beraberinde getiriyor. Bu yıl Doç Dr. Erhan Öztepe başkanlığında, 30 kişilik ekiple yapılan kazı çalışmalarında, içerisinde demir ve bronzdan imal edilmiş pek çok tarım ve marangoz aletinin bulunduğu 1500 yıl öncesine ait küp tespit edildi. Kazı ekibi tarafından gün yüzüne çıkarılan, içerisinde tarım  ve marangoz aletleri bulunan küpün, antik dönemde bakliyat türü gıda maddelerinin muhafazası yanında, mezar olarak da kullanıldığı belirlendi.

KÜPÜN BOYU İNSAN ÖLÇÜLERİNE YAKIN YÜKSEKLİKTE
Antik kentin suru içerisinde özel mülkiyete ait bir alanda tarla sahibi tarafından tesadüfen tespit edilen Pithos'un, yakın geçmişe kadar Ege yöresinde depolama amacıyla kullanılmış.
İnsan ölçülerine yakın yükseklikteki Pithos içinde ele geçen demir tarım aletlerine bakıldığında orak, toprak kazıyıcı çapa, yabani otların kesilmesini sağlayan pala, düzleştirici çapa, otların atılmasını sağlayan diğren, karasabanın toprağı kazıyan demir kalın uçları gibi çeşitli aletler oldukları görülmektedir. Bu aletlerin yanında ele geçmiş olan koşum takımı, sabanı çeken hayvanların birbirine bağlanmasını sağlayan tahta parçaya bağlantıyı sağlayan uzun çiviler de ele geçmiştir. Marangozluk aletleri olarak da adlandırılabilecek olan testere, el rendesi, ahşap delici ve kazıyıcı spatula gibi el aletlerinin varlığı M.S. 5'inci yüzyıla dayanmaktadır. Bronzdan imal edilmiş tarım ve marangozluk aletleri, Geç Roma-Erken Bizans dönemi çiftçisinin ahşap işlerle uğraştığını gösteriyor.

İNANÇ TURİZMİ AÇISINDAN ÖNEMLİ BİR YERLEŞİM YERİ
Alexandria Troas, inanç turizmi açısından da önemli bir antik kenttir. Aziz Pavlus (Paul) bu kentte kalmış. Hristiyan dünyası açısından da Efes gibi önem arz eden bir şehirdir. Kültür ve Turizm Bakanlığı son 6 yılda Alexandria Troas kazılarına 1 milyon TL para harcandığı belirtildi.

CEZAYİRLİ HASAN PAŞA KÖŞKÜ
Üvecik ve Mahmudiye köyleri arasında Yerkesiği mevkiindedir. Cezayirli Hasan Paşa çiftliğinden geriye kalan kasır şeklinde bir kuledir.Paşanın av köşkü olduğu da söylenir. 1785 yıllarında yapılmıştır. Cezayirli Gazi Hasan Paşa, (d. 1713 – ö. 17 Mart 1790).
 
III. Selim saltanatında 3 Aralık 1789 – 17 Mart 1790 tarihleri arasında sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamı ve askeridir. Evcilleştirdiği bir aslan ile birlikte dolaşması ile meşhur olmuştur. Palabıyık lakabı ile anılırdı.

EZİNE PEYNİRİ
İlçe daha çok peyniri ile tanınıyor. Çok meşhur olan peynirin tadı ve kokusu diğer peynirlerden ayıran özellikleri. İlçede çok sayıda peynir üreticisi var. Peynirler buradan üretilerek çeşitli markalarla başka şehirlere götürülüyor. Peki Ezine peyniri nasıl anlaşılıyor. Ezine ilçesinde üretilen ve milyonlarca vatandaşın damak tadına hitap eden meşhur Ezine peyniri, şu sıralar gündemden düşmüyor. Ezine peyniri neden bu kadar lezzetli?
Kazdağları eteklerinde bulunan Bayramiç, Ayvacık ve Ezine ilçesindeki hayvanların, bölgede bulunan kara nane ve kekik yiyerek beslendikleri için süt üretimleri hem verimli hem de leziz oluyor. Bu bölgelerde otlayan inek, koyun ve keçinin sütü ve bundan yapılan peynirin lezzetinin ayrı olduğu ifade ediliyor

Bünyamin Nami Tonka