Tarihi ve turistik yerleri bakımında en zayıf ilçelerden biri olan Çan ilçesi daha çok kaplıca ve Kaleboddur fabrikası ile tanınıyor. İlçede ayrıca devlete ait bir termik santral de bulunuyor. Madden konusunda zengin olan ilçede çok sayıda maden ocağı da yer alıyor.
Çan ilçesinin kuruluş tarihi hakkında kesin bir bilgi yoktur. Tarihi kaynaklarda eski çağlarda adının Gergithes olduğu görülür. İlçe sınırları içinde bazı antik kalıntılar bulunması eski dönemlerden beri yerleşim yeri olduğunu anlamına geliyor. Etili yakınlarındaki antik kallikolone kentinin, üç tanrıça arasında güzellik yarışması yapılan yer olduğu söylenmektedir. Homeros’ta Ares’in Troyalıları bu tepeden saldırttığı yazar. Antik çağ tarihçilerinden Strabon ve Heredot “Gergisler” in yerini belirtirken Çan yöresini göstermiş. Scliemann’ın Truva’da bulduğu bir yazıtta tüm Gergislerin M.S.188 yılında Roma imparatorluğunun eline geçtiğini yazar.
İlçe kaplıcaları ile ünlüdür. Ayrıca: Türk sanayi üretiminin en büyük fabrikalarından biri olan “Çanakkale Seramik Fabrikaları” yörenin en büyük sanayi kuruluşudur. Elbette, bu büyük sanayi kuruluşunun burada kurulu bulunmasının en büyük nedenleri: gerek tesisleri kuran kişinin buralı olması ve gerekse tesislerin çalışması için gerekli ham maddenin yöreden temin edilebilmesi. Ama, sanırım en büyük neden, “Kalebodur” olarak isimlendirilen tesislerin sahiplerinin, bu yörenin insanı olmaları. Ne mutlu ki, yetişip büyüdükleri yöreye, böyle büyük bir yatırım yaparak yörenin gelişmesine, kalkınmasına ve istihdam yaratılmasına etkileri olmuş. İlçenin hemen ortasından: Karabiganın doğusundan Marmara denizine dökülen “Biga Çayı” geçiyor.
Eski dönemlerde hayvancılıkla geçimini temin eden yöre insanı yerleşim yerinin çukur bir vadide yer alması ve yoğun bir sis tabakasının bulunması nedeniyle, hayvanlarını sisli havalarda bulabilmek için her birine çan takmış ve fazla miktarda çan ihtiyacı nedeniyle bölgedeki tüm çan satıcıları buraya geldiğinden haftada bir gün ''Çan Pazarı'' adıyla pazar kurulmaya başlanmıştır. Bu sebeple yörenin Çan Pazarı olarak anılmaya başlandığı, zamanla Çan adının bu şekilde oluştuğu söylenmektedir.
87 kilometrekarelik bir alanı kaplayan Çan İlçesinin toprakları genellikle engebelidir. Güneybatı bölümünde ilçenin en büyük yükseltisi Ağı Dağı, Yangılık Tepesi, Güneydoğuda Düzpirem Tepesi (, Doğuda Asmalı Tepesi, Erenler Tepesi , Kuzeybatıdaki Karadağ da Azap Tepesi en önemli yükseltileridir. En çukur yeri ise Kocabaş Çayı(Tarihteki adı GRANİKOS)'nın Biga İlçesi topraklarına geçtiği yerdir. Ovalar, su kenarlarında ve tepeler arasındadır. Karakoca Ovası, Bahadırlı Ovası, Helvacı Ovası en önemli ovalarıdır. İlçenin belli başlı tek akarsuyu vardır. Tarihi adı Granikos olan Kocabaş Çayı 90 kilometre uzunluğundadır. Bu çay İlçenin güney kısmındaki dağlık bölümde olan Türkmen Deresi'nden doğar. Çan-Biga İlçelerinin topraklarını sulayarak Karabiga'dan Marmara Denizi'ne dökülür. Gölcük Deresi, Dereoba Deresi, Kaz Dere, İnceçay Deresi, Yuvalar Deresi, Soğuksu (Altıkulaç) Deresi önemli kollarıdır.
ÇAN GEZİLECEK YERLER
Çanakkale’nin neredeyse tüm ilçeleri deniz kenarında yer almasına rağmen Çan ilçesi içeride kalmıştır. Çan ilçesinde yer alan seramik fabrikasından dolayı ilçe ekonomik olarak gelişmiştir. İlçede tarihi yapı yoktur. İlçe içinde bulunan kaplıcaları ile dikkat çekmektedir. Çan ilçesinde yer alan gezilecek yerler şunlardır:
ÇAN KAPLICASI
İlçe merkezinde yer almaktadır. Belediye tarafından işletilmektedir. Burada konaklama tesisi bulunmaktadır. Kaplıca suları 46 derece sıcaklığa sahiptir. Kaplıca suları; karaciğer, bağırsak, safra ve idrar yolları hastalıklarına iyi gelmektedir.
TEPEKÖY KAPLICASI
Çan ilçe merkezine 22 km uzaklıkta Küçüktepe Köyünde yer almaktadır. Karaılıcalı Kaplıcaları olarak da bilinen Tepeköy Kaplıcası Kaz Dağı eteklerinde, ormanlık alanda bulunmaktadır. Kaplıcanın suları 37-49 derece sıcaklığa sahiptir. Kaplıca suları, her türlü kireçlenme, cilt hastalıkları, bel fıtığı, kadın hasatlıkları, boyun fıtığı, böbrek taşı ve kumlarının dökülmesine iyi gelmektedir. Muhteşem bir tabiatın içinde yer alan Tepeköy Kaplıcasının çevresinde piknik yapmak mümkün. Ayrıca kaplıcanın çevresinde bir tesis bulunmaktadır.
YENİCE
Kazdağlarının eteğine kurulmuş olan Yenice, Çanakkale’nin en büyük ilçesidir. İlçenin en dikkat çeken özelliklerinden birisi bitki örtüsüdür. Ormanlık alanlarda yükseltinin dolayısıyla değişen mikroklima ve yetişme çevresi koşullarının etkisi ile değişik ağaç türleri ve bunların oluşturduğu karışık topluluklar vardır. Bölge ormanlarında Akdeniz, Karadeniz ve kara ikliminde yetişen türler (Kızılçam, Karaçam, Meşe Türleri, Kestane Göknar, Gürgen, Kayın, Çınar, Kızılağaç, Dışbudak, Ihlamur, Fındık) görülmektedir. Yenice Ormanları, endemik Kazdağı Göknar’ı( Abies egui-trojani) ve nadir bulunan türler bakımından da dikkat çekicidir. Kazdağı Göknarı’nın vatanı Kazdağı’dır. Adını Troya Antik antik kentinden alan bu göknar türüne yalnızca bu yörede rastlanmaktadır. Yenice, alternatif turizm olanakları bakımından (termal-doğa sporları-atıcılık vb.) cazibe merkezi durumundadır. Asar Mevkii Bakanlar Kurulu kararı ile Turizm Merkezi olarak ilan edilmiştir. İlçede kısmen doğa turizmi yapılmaktadır. Nesli tükenmekte olan hayvanlardan karaca ve doğal alabalığın varlığı bölgedeki zengin faunanın örneğidir. Yapılan Arkeolojik çalışmalarda bölgede, Truvalılar, Hititler, Bergama Krallığı, Roma İmparatorluğu ve Bizans İmparatorluğuna ait kalıntılara rastlanmaktadır. Troia’lıların at yarışı düzenledikleri Agonya Ovaları ve M.S. II. Yüzyılda İmparator Hadrianus’un ayı avı düzenlediği Asar Dağlarında birçok tarihi kalıntı da mevcuttur.
HADRİANUS KALESİ ( ASAR TEPE KALESİ – HİSAR KALE)
Burası M.S. 2.yüzyılın başında Yenice yöresinde görkemli bir ayı avı düzenleyen İmparator Hadrianus’un emri üzerine inşaa edilmiştir.Yenice İlçesinin güneyinde Agonya Ovası’na hakim bir tepede kurulmuştur.Halk arasında Asar / Hisar ve Kale) tepe olarak bilinir. Mimarisinde kullanılan malzeme Roma Dönemini gösrerir. Arkeolajik kazı yapılmamıştır. Doğu yönündeki duvarın büyük bir kısmı durmaktadır. Batı duvarında yıkılmadan önce aslan resimleri bulunmaktaydı.Kaleye Namazgah Köyü üzerinden ulaşılabilir.
KÜÇÜK HİSARLIK KALESİ
Yenice İlçesine 15 km kadar Kuzeyde Sofular ile Karadoru köyleri arasınsa yüksek bir tepede kurulmuştır. Kalenin esas iskanının Helenistlik dönemine ait olduğu tehmin edilmektedir. Kale kalıntısı mevcuttur. Kalenin 8 tümlüsü bulunmaktadır.
Yenice’nin en eski yerleşimi Seyvan Köyünde Issız Cuma adıyla anılan ahşap çatılı cami mimarisi ile dikkat çekmektedir.
İlçede, Doğa yürüyüşü, Doğa Fotoğrafçılığı, Yamaç Paraşütü, Dağ Bisikleti yapılabilecek turizm aktiviteleridir. İlçe merkezinde ve Kalkım’da 3 yıldızlı birer otel bulunmaktadır. İlçede ki toplam yatak kapasitesi 250’nin üstündedir.
ISSIZ CUMA CAMİİ
Yenice ilçesine bağlı Seyvan Köyünde yer almaktadır. Yörenin ilk camisi olan Issız Cum Camii; 1335 yılında Gazi Osman Paşa tarafından yaptırılmıştır. Koca çınar ağaçlarının arasında yer alan Issız Camii dikdörtgen planlıdır. Issız Caminin en önemli özelliği hiç çivi kullanılmadan tamamen ahşap olarak yapılmasıdır. Camide göze çarpan başka özellik bulunmamaktadır. Günümüzde Issız Camii ibadete açıktır.
HIDIRLIK KAPLICALARI
Yenice ilçesine bağlı Hıdırlar Köyünde yer almaktadır. 73 derece sıcaklığa sahip olan Kaplıca Suları banyo olarak kullanılmaktadır. Hıdırlık Kaplıca suları; romatizma, nevralji ve bazı kadın hastalıklarına iyi gelmektedir. Sıcak çamur banyosu da yapılmaktadır. Yeşil bir alanda bulunan Hıdırlık Kaplıcası çevresinde birçok kaplıca tesisi yer almaktadır.
Bünyamin Nami Tonka