Dünyada can almaya devam eden Koronavirüs’ün dün ikinci yılını doldurdu. 11 Mart 2020 tarihinde kabul edilen bu bulaşıcı hastalık nedeniyle Çanakkale de zor günler geçirdi ve çok sayıda kişi hayatını kaybetti.
 
Dünya Sağlık Örgütü’nün koronavirüs pandemisini ilan ettiği ve Türkiye’de ilk COVID-19 vakasının açıklandığı 11 Mart 2020’den bu yana iki yıl geçti. 14,5 milyon vakayla dünyada dokuzuncu sırada yer alan Türkiye salgını en ağır yaşayan ülkelerden. Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı resmi rakamlara göre bile vefat sayısı 95 binin, gerçek rakamlar ise 250 binin üzerinde.
 
ÇANAKKALE HAZIRLIKSIZ YAKALANDI
Çin’de başlayıp dünyaya hızla yayılmaya başladığı dönemde her bölge pandemi hastaneleri kurmak için hızlı çalışmaya başladı. Türkiye’de de vaka sayısı görülmeye başladığı günlerde Çanakkale’de neler yapılacağı konusunda uzmanlar görüş alışverişinde bulundu. O dönem Çanakkale merkezde boş olan ve kullanılmayan 3 hastane binasından birinin pandemi hastanesine çevrilmesi istendi. Bunun için en uygun hastanenin ise Esenler Mahallesi’nde bulunan eski Kadın, Doğum ve Çocuk Hastanesi olduğu ifade edilmişti.
Bu öneriyi dikkate almaya dönemin İl Sağlık Müdürlüğü, Çanakkale’de vakalar başlayınca paniklemeye başladı. Vakaların hızla artmasının ardından ilk olarak ÇOMÜ Araştırma Hastanesi’nin bir bölümü pandemi hastanesine dönüştürüldü. Vakalar hızla artınca yoğun bakın servisi yetmedi ve bu sefer buna Mehmet Akif Ersoy Devlet Hastanesi de eklendi.
 
İKİ HASTANE DE PANDEMİ HASTANESİ OLDU
Her iki hastanede pandemi hastanesine dönüştürülmesi kentte panik havası hakim oldu. Şehir merkezinde bulunan iki hastanenin de pandemi hastanesi olması nedeniyle vatandaşlar hastanelere gitmekte korktu. İşe bu dönemde il sağlık müdürlüğüne tpekiler yağmaya başladı. Boş bekleyen hastanelerden birisinin pandemi hastanesi yapılması gerektiği belirtilerek, yanlış yol izlendiği belirtildi.
VAKALAR REKOR KIRDI
Sağlık alanındaki kötü yönetim nedeniyle kentte vaka sayıları da rekor kırmaya başladı. Rekor üzerine rekor kıran Çanakkale, vaka sayısında uzun süre zirvede yer aldık. Vaka sayısındaki rekor artışında normal hastaların kovidli hastalar ile aynı yerde tedavi görmesine bağlandı. O dönem bu yanlıştan geri adım atılmayınca o dönem tepkiler de yağmaya başlamıştı.
AŞIDA DA VAKADA DA ZİRVEYE OTURDUK
Koronavirüs aşısının bulunması ile dünya genelinde vatandaşlar rahat bir nefes almıştı. Aşı bulunduktan uzun süre sonra Türkiye’ye geldi. Çanakkale’ye de aşı en geç gelen illerden biri oldu. Aşının faydaları ve zararları konusunda tartışma devam ettiği dönemde Çanakkale’de aşılama hızlı başladı. İl Sağlık Müdürlüğü’ndeki değişiklikle aşılama hızla başladı. Öyle bir duruma geldi ki aşıda Çanakkale uzun süre zirvede kaldı. Aşıda zirvede kalan Çanakkale’de vakaların düşmesi beklenirken, istenilen düşüş yaşanmadı. Bir süre sonra vakalarda da Türkiye zirvesine oturduk. Geçen süre içinde son yapılan değerlendirmede Çanakkale’de vakaların düştüğü görüldü.
Son paylaşılan vaka haritasında Çanakkale’nin vaka sayısı binlerin altında düştüğü görüldü. Maske yasağının kaldırılmasının ardından vakaların nasıl seyredeceği merak ediliyor.
Çanakkale Tabip Odası Başkanlığı Kovid-19’un ikinci yıldönümü dolayısı ile bir açıklama yaptı. İlk günden beri gerçekleri gizleyen ve çarpıtan, yanlış yürütülen sağlık politikaları hayata geçirildiği vurgulanan açıklama şöyle; “
“Her biri bir can.
Her biri bir insan.
Her biri bir anne, bir baba, bir eş, bir dost, bir arkadaş, bir sevgili, bir çocuk!
Her birinin acısını yüreğimizde taşıyoruz.
Korunması ve önlenmesi mümkün olan bir hastalık yüzünden öldüler.
Bu dönemde neler oldu:
SALGIN değil ALGI yönetimine çalışıldı, salgından “başarı hikayesi” çıkarıp siyasi rant hedefiyle politikalar üretildi.
Salgının başlarında maske sıkıntısı yaşanırken, devamında aşılar vatandaşlarla zamanında buluşturulamadığı gibi aşı tereddüdüne neden olacak söylemler ile aşı karşıtlığının da önü açıldı.
İlk günden beri gerçekleri gizleyen ve çarpıtan, yanlış yürütülen sağlık politikaları hayata geçirildi.
Eksik, yanlış, tutarsız salgın yönetimi hayatları karatmaya devam etti.
Alınmayan önlemler, uygulanmayan tedbirler ve bilim insanlarının, meslek örgütlerinin, uzmanlık derneklerinin, sağlık emek örgütlerinin uyarılarına kulak tıkandı.
Temel, zorunlu, acil mal ve hizmet üreten işler dışında bütün işlerde çalışmanın durdurulması ve ekonomik destek çağrılarına rağmen “Çarklar dönecek, üretim sürecek!” ısrarı ile salgın devam etti; destek sermayeye, açlık emekçiye düştü.
Salgın tabii ki bitecek. Bu günlere nasıl gelindi kısa özeti budur.
Sorumluları biliyoruz!
Biliyoruz ve unutmuyoruz.
Unutmuyoruz ve affetmiyoruz!
Sevgi, Özlem, Yas ve Öfke!”
 
Mine Yel