Dünyada son yıllarda ikilim değişikliği ve beraberinde ortaya çıkan olumsuzluklar vatandaşları olumsuz etkilemeye devam ediyor. Bu konuda yapılan her açıklamada iklim krizi olarak açıklamalar yapılıyor. Bunu doğru olmadığını belirten Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş; bu sözlerle asıl sorunun içinin boşaltıldığını söyledi. Kendisine ait sosyal medya hesaplarında açıklama yapan, Prof. Dr. Türkeş, “İklim değişikliği konusu ve olgusuna ilişkin her söylem, açıklama ve/ya da çalışmada, ‘iklim krizi’ kavramının kullanılması doğru ve yerinde değildir. Bu yaklaşım ‘iklim değişikliği ve değişkenliği’ kavramlarının ve sorunsalının bilimsel ve teknik yanının göz ardı edilmesi ile sonuçlanır. İklim krizi, genel olarak, iklim değişikliği ve insan kaynaklı küresel ısınmanın tehlikeli sonuçları ve etkilerine (örn. insan sağlığı, su kaynakları, gıda güvenliği, ekosistemler ya da ekosistem hizmetleri, vb.) ve iklim değişikliği ile savaşımının yönetilmesine atıfta bulunur. Daha siyasal, yönetsel ve diplomatik vb. bir kavramdır. Bu sınırların dışına çıkıldığında ise, anlam ve işlev kaybına uğrar, içi boşalır." dedi.
 
'Uyum için' 1.5 °C'yi bırakın, 2 °C'nin altında bile olmaktan çok uzağız’’
 
IPCC'nin son raporu hakkında ise yeşilgazete’de yazdığı köşesinde; ‘’IPCC'nin son raporu bulunduğumuz on yılın, olunması gereken yerle arasındaki ısınma farkını kapatmak için küçük de olsa bir şansa sahip olduğunu öngörse de gerçekte 'uyum için' 1.5 °C'yi bırakın, 2 °C'nin altında bile olmaktan çok uzağız. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPPC) 3. Çalışma Grubu’nun 6. Değerlendirme Raporu kapsamında yaklaşık dört yıllık bir çalışmayla hazırladığı “İklim Değişikliği Savaşımı” başlıklı yeni raporu bu hafta başında, 4 Nisan 2022’de “Karar Vericiler İçin Özet Raporu” aracılığıyla Dünya’ya açıklandı. 28 Şubat 2022 günü açıklanan IPCC 2. Çalışma Grubu raporunda olduğu gibi, bu rapor da hem Türkiye’de hem de genel olarak Dünya ülkelerinde büyük ölçüde Rusya-Ukrayna gerilimi ve savaşının gölgesinde kaldı. Ana rapor bilimsel açıdan çok ayrıntılı ve anlaşılması açısındansa çok teknik bir çalışma olduğu için, bu makalede yalnızca Politika Yapıcılar ya da Karar Vericiler İçin Özet Raporu’nu (*) kısaca bireştirmek (sentezlemek) amaçlandı.Birleşmiş Milletler (BM) üyesi ülkelerce günlerce süren çalışmalar sonucunda onaylanan Özet Rapor, ana çizgileriyle şunları içeriyor:(1) Veri belirsizlikleri ve boşlukları dahil olmak üzere son gelişmeler ve var olan eğilimler, (2) Küresel ısınmayı sınırlamak için sistem dönüşümleri, küresel ısınmayı farklı düzeylerde sınırlamaya uygun salım yolları ve alternatif azaltma seçenekleri, (3) İklim değişikliği savaşımı, uyum ve sürdürülebilir kalkınma arasındaki bağlantılar, (4) İnsan girişimi, etkinlik ve eylemlerinin güçlendirilmesi, kurumsal tasarım, politika, finans, yenilik ve yönetişim düzenlemelerinin sürdürülebilir kalkınma bağlamında iklim değişikliği savaşımına (sera gazı salımların azaltılması, yutakların geliştirilip artırılması vb. yollarıyla iklim değişikliğinin zayıflatılması ya da durdurulması ve etkilerinin azaltılması, vb.) nasıl katkıda bulunabileceğinin değerlendirmesi.’’ ifadelerini kullandı.

Arzu Baladur