DOSTLAR ;
Rumeli'yi , Balkanları ve özellikle de 500 yıldan fazla hükmettiğimiz, Yurt bellediğimiz ve aslında 
Anavatan olarak yitirdiğimiz bu güzel Coğrafyayı, Tarihini anlayabilmemiz için doğru ve yerinde tespitler 
yapmamız gerekmektedir .
Unutmayalım ki ...!
14.yy. da ayak bastığımız Rumeli Diyarında , 20.yy.ın başlarında insanlık tarihinin görmediği ve bir daha 
göremeyeceği ,
Vahşet , Katliam ve Asimilasyonlara maruz kalmak suretiyle , Balkan Coğrafyasını terk etmek zorunda 
kalan 
Osmanlı Devletinin ;
Balkanlar'da İskanını ve Fetih hareketlerini , Hüsran yıllarını ve 1915 yılında Çanakkale'de Destanlaşan Milli 
ve Manevi Ruh'un
Bir Milletin Kurtuluş Mücadelesine nasıl dönüştüğünü çok iyi bilmemiz gerekmektedir .
Şu husus çok iyi bilinmelidir ki ; 
Rumeli Türklerinin yaşayabileceği başka hiç bir Acı ,Ölüm,Sürgün ve Soykırım kalmamıştır .
Bu sebepten ;
Bizler , Tarihimizi ,Milli Kimliğimizi ,Kim olduğumuzu ,Anadolu'dan Rumeli topraklarına nasıl geldiğimizi ve 
Bu Cennet Vatan topraklarını nasıl yitirdiğimizi , Neden terk ettiğimizi çok iyi araştırıp bilmemiz ve tüm bu 
Araştırmalarımızı bizden sonra gelecek kuşaklara aktarmamız gerekmektedir .
Eğer ; Bizler araştırıp yazmaz isek , Başkaları bizim yapamadığımızı yaparlar . Araştırırlar ,Yazarlar ve 
bizlere kendilerine 
göre yazmış oldukları tarihi gelir anlatırlar...!

SELANİK :
Balkan Savaşlarının ardından yaşadıkları ve vatan bildikleri toprakları terk ederek Anadolu'ya gelmek 
isteyen Muhacirlerin,
Selanik Limanı'ndaki gemilere binerek gözü yaşlı , Rumeli topraklarına  son bir kez daha bakıp gördükleri 
Kent , Selanik ...
Ünlü Yazar , Şevket Süreyya AYDEMİR ; 
''Evet , Rumeli göçüyordu .
Rumeli boşalıyordu ...
Rumeli Türkleri geliyorlardı ...
Rumeli'yi asırlarca evvel alan  Rumeli'de,asırlar boyu yaşayan Türkler , 
20.yy.ın alevlenen bu yangının alevleri içinde yanarak , çamurlar içinde eriyerek , 
Her sürünüş te biraz daha azalarak ,
Biraz daha kaybolarak, her an daha koyulaşan bir karanlığın içinde , sonu bilinmez geleceklere doğru 
akıyorlardı''...
Diye anlatmıştır Muhacirleri.
''Geride ne Mal , ne de Mülk ...Bir yangın gibiydi Özgürlük''...
Evet ; Bir yangındı Özgürlük ..
Balkan Göçmenlerinin içindeki yangın Türkiye Cumhuriyeti'nin, var oluş nedenlerinden biridir .
Bizler ; 
Balkanlar'a ve Balkan Muhacirlerine bu gözle bakmaktayız .
Evet ; Bir yangındı Rumeli ...! Bir yangındı Selanik ...!
Gemilerde tıka basa bindirilen , aç ve susuz bir durumda yola çıkan Muhacirler...!
Gemilerde ölen Bebeler...!
Gökyüzüne ulaşan ağıtlar ...!
Salgınlardan telef olan İnsanlık...!
Ya ,Rabbim ...
Böyle acıları bir daha Milletime yaşatma...!!!
Balkan Savaşları esnasında pek çok millet türlü acılar çekmişlerdir .
Ancak...Bu acıları en çok çeken Türk Milleti olmuştur .
Osmanlı Avrupası'ndan koparılan topraklardaki Müslümanların %27'si bu savaşlar sonrasında hayatlarını 
kaybetmişlerdir. 
Ki ...Bu ; Modern Avrupa Tarihinin şahit olduğu en yüksek ölüm oranını teşkil etmektedir .
Balkan Savaşları esnasında :
Trakya'da : 200.000 Kişi ,
Edirne'de :  25.000 Türk Askeri öldürüldü .
Dedeağaç'ta : 3.000 kişi , Kavala'da : 7.000 mülteci öldürüldü .Serez'de : 2.000 kişi açlıktan öldü .
Debre'de : 2.000 kişi , Üsküp'te : 5.000 kişi , Priştine'de : 5.000 kişi öldürüldü .
Drama'da  esir alınan Osmanlı Askerlerinin tamamı öldürüldüler .!
Selanik Kentinin teslim edilmesi sonucu , Yunanlıların beslemeyi taahhüt ettikleri ,silahsız 
25.000 kişilik Osmanlı Ordusunun tamamı açlıktan öldüler .!
Sözüm ona ; Anadolu'da ki Sözde Soykırım İddialarının çetelesini tutanlar , bir kez olsun bir zamanlar ,
Balkanların çoğunluk nüfusunu oluşturan Türklere ne olduğunu hatırlamak bile istemediler .
Özellikle Osmanlı -Rus Harbi sonrasında Rodoplar Bölgesinde Bulgarlar ve Yunanlılar tarafından ''POMAK'' 
Kardeşlerimize karşı gerçekleştirilen katliamlar insanın kanını donduracak boyuttadır .
400.000 Pomak katledildi . 250.000 Pomak zorla Hıristiyanlaştırıldı. 
Osmanlı Devletinin Rumeli'yi fethi ile Müslümanlaşan ve Osmanlıya sadakat ile bağlı olan bu insanlar ,
Osmanlıya hiç bir zaman ihanet etmediler .

RUMELİ'DEN ÇANAKKALE'YE...
Osmanlı hakimiyeti dönemlerinde Makedonya,Arnavutluk ve Kosova sınırları içinde yer alan  ,
Yüceler yücesi Şardağı'nın eteklerinde bulunan irili ufaklı pek çok köyde yaşayan ve ;
Makedonlara göre ''Makedonski Müslümani''yani Makedon Müslümanları ,
Sırplara göre ''Yujni Sırbi'' yani Güney Sırpları , 
Bulgarlara göre ''Pomaklar'' olarak tasnif edilen ,özde Türk-İslam olarak bilinen ''TORBEŞLER''...
Oysa ki ;
Aslında Kuman-Peçenek Türk Soyundan gelen , fakat yüzyıllar içinde Sırplar ve diğer egemen güçler 
tarafından Asimilasyona 
maruz bırakılarak Türk-İslam Kültüründen ve 500 yılı aşkın bir süre Osmanlı Devleti'ne olan sadakatlerinden 
koparılmak istenen 
Bu Halk , eğer Slavlar'ın iddia ettikleri gibi ''SLAV'' Irkından olmuş olsalardı ve kendilerini Türk-İslam 
Tebaasından kabul etmemiş olsalardı ...
Birisi bana bu Torbeşler'in Çanakkale Savaşına Gönüllü olarak ve Koşarak neden katıldıklarını izah etsin 
...?
1912 yılına gelindiğinde Balkanlar'da Osmanlı Hakimiyeti bitmiş ,Sırplar bölgeye hakim olmuşlar ,Etnik 
temizlik başlatmışlardı .
1915 yılına gelindiğinde , Yedi Düvel Osmanlı'ya karşı savaş açmış ve Boğazlara egemen olabilmek ve 
Türk Milletini Geriye
Anadolu'dan çıkarıp yok etmek için Çanakkale'ye saldırmışlardı ...!
Şardağ'ın ve Korab Dağı'nın Makedonya toprakları içinde yer alan ve günümüzde Mavrovo -Rostuşe 
Belediyesi olarak bilinen , 
Osmanlı döneminin en eski Kaymakamlık merkezlerinden biri olan ''REKALAR'' Bölgesinde bulunan 
köylerde yaşayan ''TORBEŞLER'',
Ve , Kosovanın ''PRİZREN'' Şehrinin güneyinde yer alan ''Dragaş Belediyesi'' nde yaşayan Torbeşler ,
Debre'de , Camilerde  okunan Osmanlı Cihad Çağrısı üzerine ; Debre , Jupa, Rekalar Bölgesi ve Kosova'da 
bulunan 
Camilerde verilen Vaazlar sonucunda Türk Topraklarında gözü olan düşmana karşı ,
Türk Milletinin başlatmış olduğu bu Kutlu mücadeleye katılmak için ''KOSOVA TABURU'' nu 
oluşturmuşlardır.
Debre'de , bir köy İmamının beklemeye tahammül etmeyerek gece yola çıktığı köylülerce Sabah Ezanı 
okunmayınca anlaşılmıştır.
Zira ; Sabah Ezanını okuyacak İmam , Çanakkale'ye Savaşmaya gitmiştir.
Başka bir köyde ise ; Sabah Namazının ardından , Cami İmamının Halifenin Cihad çağrısını Vaaz etmesinin 
ardından ,
Cemaatin Gençlerinin tamamı evlerine dahi uğramadan savaşa katılmışlardır .
Pekala ; Bu şekilde Çanakkale'ye koşan bu insanlar, kendilerini TÜRK kabul etmemiş olsalardı Savaşa 
neden katıldılar.!
İşte , Bu sorunun asıl cevabı bu İman Sırrında gizlidir .
Eğer bu İnsanlar SLAV Irkına mensup olsalardı ,ben sizlere soruyorum .
''Acaba hangi SLAV , bu derece istek ve İman ile Türkiye'ye ve hem de , TÜRKLÜK ve İSLAM için 
savaşmaya gider''...
Arnavutluk ,Novi Pazar , Sancak Bosna,İpek,(BOSNA -SANCAK TABURU )
Kosova, Gora, Rekalar ,Debre, Prizren , Priştina, (KOSOVA TABURU ) ve ,
Bulgaristan , Rodoplar ,Yunanistan Batı Trakya'dan  on binlerce Gönüllü seferber olmuşlardır .
Sadece Debre civarından 365 kişi ,Gora Bölgesinden 490 kişi savaşa katılmışlardır . de
Gora'dan Şehit olanların sayısı :460 kişidir .Sadece 30 kişi geriye dönebilmişlerdir .
Geriye dönen Gaziler öyle Törenle ve Şaşaa ile karşılanmadılari .Gece vakti ve gizlice köylerine 
girebilmişlerdir .
Nedeni ise ; Gönüllüler savaşa giderlerken köyün yaşlıları tarafından ,Sırpların korkusundan gündüz 
döndükleri takdirde
Köye girmemelerini ve Zafer çığlıkları atmamalarını tavsiye etmişlerdi .Böyle bir tembih ;
Oğullarının akıbetini öğrenmeye çalışan annelerin, çocuklarının Şehit düştüğünü öğrenip ağıtlar 
yakmamaları içindi.
Ertesi günü elbette Gazilerin savaştan döndükleri haberi yayılır , Eşleri ,Çocukları ,Nişanlıları dönmeyenler 
de , sevdiklerinin 
Çanakkale'de Şehit düştüklerini öğrenirlerdi.!  Şehit olanların  isimleri belli olunca , aynı yörede tarihin en acı 
ağıtları yakılır ,
Dul kalan kadınlar çocukları ile birlikte baba evlerine geri dönerlerdi .
''Çanakkale İçında Zincirli Bunar,''
''İçmayın Bre Arkadaşlar Zehirli Sular.''
İşte böyle Dostlar ;
Çanakkale , sadece sıradan bir Savaş değildi.!
Türk Milletinin var olma Destanı ve aynı zamanda Kurtuluş Savaşının Ruhlarda hazırlanışı idi...
Tüm Şehit ve Gazilerimize Allah'tan Rahmet diliyorum .
Allah bu Aziz Millete bir daha böyle acılar yaşatmasın...!
Çanakkale'de sadece Boğaz Savunması yapılmadı .Çanakkale Savaşını uzun uzun düşünmek lazım .
Balkanlardan , dolayısıyla da Makedonya'dan, Kosova'dan, Arnavutluk'tan ,Karadağ'dan , Bosna'dan , 
Sancak'tan,
Bulgaristan'dan ve Batı Trakya'dan Çanakkale Savaşına katılanlar yalnızca Türkler değillerdi.
Osmanlıyı Hami ve Devleti olarak bilen Arnavutlar , Boşnaklar ,Pomaklar , Torbeşler de bu Savaşa ve
Ortak Vatan için can vermişlerdir .
''Çanakkale İçinde Aynalı Çarşı .''
''Ana Ben Gidiyom Düşmana Karşı.'' 
Bu Türkü aslında Kastamou Yöresine aittir.
Oysa bu Türkü Rumeli'de ''Çanakkale Türküsü'' olarak bilinir .
Çanakkale Türküsü , Rumeli'nin yüksek tepelerinde yankılanınca , Rekalar bölgesinde ve Gora'da yaşayan 
Torbeşler ,
Ve o muazzam doğa saygı duruşuna geçer. Rumeli'nin bu Cennet köşesinde başlar eğik , gözler yaşlı ve 
Çanakkale Türküsünün yanık ezgisiyle fırtınalar kopardı.
Bizler , Düğünlerimizde Davul-Zurna ekibi ''Debreli Hasan , Gazi Osman Paşa ve Çanakkale İçinde Aynalı 
Çarşı'' adlı Türkülerin EZGİ leri çalınmadan 
Düğüne başlamazdık. Bu gelenek Yörede günümüzde de devam etmektedir .
Değerli Arkadaşlar ;
Biz Türklerin ,Tarihimizi öğrenmemek gibi lüksümüz yok.! Eğer biz yazmazsak , öğretmez ve öğrenmez isek 
,inanın birileri gelirler,
Araştırırlar, Yazarlar  ve bizlere öğretirler .!
Balkanlara ve orada yaşayan kardeşlerimize onların sahipsiz olmadıklarını her fırsatta göstermemiz gerekir.
Zira ; Balkan Harbi ve Çanakkale Savaşlarında kazandığımız Manevi Ruh ve İman Birliğinin 
Vatan sevgisi ile birleşerek Türkiye Cumhuriyetinin Kuruluşunda başta Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ,
Silah arkadaşları Kumandanlar ,Şehit ve Gazilerimiz ile ,Dünyaya Türk Milletinin Şanlı Tarihini yeniden 
yazdıran
Bu Şanlı Milletin Aziz Evlatları ,Tarihinize sahip çıkınız...!
Balkanlarda  Anavatanını kaybetmenin acısını yaşayan biz Balkan Muhacirleri ,
Bir kez daha VATANSIZ kalmak istemiyoruz...!!!
Bu Memleket BİZİM ...!
Bir Memleket ikinci kez kaybedilemez...!!!
UNUTMAYALIM Kİ .
BAŞKA TÜRKİYE YOK...!!!
SELAM VE SAYGILARIMLA...
İLBER ŞİYAK
ARAŞTIRMACI-YAZAR


Kaynak: Haber Merkezi