İşsiz olan ve herhangi bir yardım almadığını söyleyen Yalçın, kasaplardan topladığı kemikleri de yaz gününde soba yakıp kaynatarak köpeklere dağıtıyor.
Çanakkale’de Barbaros Mahallesi Karacaoğlan Sokak'ta yaşayan, mesleği mobilya üzerine boyacılık olan Abdullah Yalçın, uzun süredir işsiz. Kiralık bir evde eşi İrem Yalçın’la yaşayan Yalçın, günü birlik işlerde çalışarak geçimini sağlamaya çalışıyor. Yaklaşık 4 yıl önce, 20 yaşındaki kızını trafik kazasında kaybeden Yalçın, beslediği sokak hayvanlarını evlattan öte gördüğünü söyledi.
Sabahları erken kalkarak, Yeni Kordon'da sahile ve çöplere atılan boş şişeleri toplayan Yalçın, bunları mahalledeki markete depozito fiyatı üzerinden satıyor. Buradan elde ettiği parayla, yine marketten sosis, süt, yumurta gibi yiyecekler alan Yalçın, bunlarla evinde ve sokakta beslediği kedilerin karnını doyuruyor. Mahalledeki kasabın çöpe attığı artık etler ve yağlı kemikleri temizleyip, tüpü olmadığı için yaz gününde evinde yaktığı sobada kaynatan Yalçın, bunlarla da köpekleri doyuruyor. İşsiz olan ve hiçbir yardım alamadığını ifade eden Yalçın, buna rağmen kendinden önce kedi ve köpekleri düşünüyor. Özellikle yavru kedilere insanların eziyet ettiğini, araçların altında kalarak ezildiklerini belirten Yalçın, bu nedenle kedileri evde beslediğini hatta kendi yatağında yatmalarına bile izin verdiğini söyledi.

“YEMEKLERİ ÇÖPTEN TOPLAYIP, SOBADA KAYNATIYORUM”
Evde yaklaşık 20 sokak kedisi beslediğini belirten Yalçın, “Dışarıda da yaklaşık 100 kediye bakıyorum. Yani baya bir kedi bakıyorum. Yeni Kordon'da bulanan sokak köpeklerine bakıyorum. Herkes biliyor. Sanayideki köpeklere de ben bakıyorum. Küçük sanayideki bulunan bütün sokak köpeklerine de ben bakıyorum. Çocuk arabasıyla çöplerden topladığım yemekleri eve getirip sobanın üstünde kaynattıktan sonra kedilere, köpeklere yediriyorum. Yazın soba yakıyorum. Tüpüm yok benim. Bu şartlar altında köpeklere, kedilere bakmaya devam ediyorum” dedi.
Herhangi bir yerde çalışmadığını, işsiz olduğunu söyleyen Yalçın, “Sosyal yardımlaşmadan da hiçbir şey almıyorum, vermiyorlar. Onlara da ‘yazıklar olsun’ diyorum. Bisikletim dahi yok benim. Sigorta yok, maaş yok. Zor şartlarda geçiniyorum. 40 yılda bir iş buluyorum, üç beş kuruş elime para geçiyor. Boş içki şişelerini toplayıp onları satıyorum. O parayla sosis alıyorum ve mahalledeki kasabın attığı kemikleri alıp, temizleyip evde sobanın üstünde haşlayıp daha sonra sokak hayvanlarına dağıtıyorum” diye konuştu.

“HAYVANLARA BAKIŞ AÇIM ÇOK FARKLI”
Kedileri öldürmesinler diye evinde sakladığını anlatan Yalçın, “Hayvanların ağzı var dili yok. Onların konuşamadığı, yiyip içemediği, insanlardan bir şey isteyemediğini bildiğim için, onlara benim bakış açım çok farklı. Onlar birer zavallı. Ben kendim zavallıyım, onlar benden zavallı. Sokak kedilerini öldürmeye kalkanlar olduğu için korumak amacıyla evimde saklamak zorunda kalıyorum” dedi.
Bu kadar çok hayvana baktığı için mahalleli vatandaşlarında kendisine tepki gösterdiğini belirten Yalçın, “Onlarla da savaşıyorum. Hayvanlara yemek verdiğim yerlerde bana ‘sinek geliyor’ gerekçesiyle tepki gösterenler oluyor. ‘Anne’ dediğimiz kadınlar, tırnak ucu kadar merhameti olmayan insanlar var. Yazıklar olsun diyorum onlara. Bu hayvanları sanki ben doğurdum. Dünyaya tek başımıza gelmediğimizi, bu tabiatın, doğanın üzerine tek başımıza yaratılmadığımızı Cenabı Allah onlara anlatacak bir gün. Bunlar bize emanet. Ben bu hayvanları daha özel görüyorum, daha tatlı görüyorum. Ben insandan da daha merhametli daha duygusal görüyorum ben bunları. Bundan eminim yani” dedi.

“BU HAYVANLARI EVLATTAN ÜSTTE GÖRÜYORUM”
Yaklaşık 4 yıl önce trafik kazasında 20 yaşındaki kızını kaybettiğini belirten Yalçın, “Oradan da bir darbe aldık. Aslan gibi kızımı kaybettim. Zor şeyler yani. Ben bu hayvanları evlattan üstte görüyorum. Çünkü onlar hiçbir zaman için konuşamıyorlar. Nasıl deyim yani, insanız biz birinden gider dilenci para isteriz, yiyecek isteriz, bir şey isteriz yani. Ben hayvanlar için su kapları koyuyorum, su kaplarını bile çöpe atıyorlar. Yanına yemek koyuyorum, yemek orada pismiş onu atıyorlar. Bu hayvanlara hiçbir şey vermezsen, sen bu canlıyı katletmiş olmuyor musun? Bunun güzelliğini veren Allah değil mi yani? Sana verdiği gibi bana verdiği gibi. Ben bu güzelliği niye bozayım. Ne hakkım var? Ben bunu yaşatmak için mücadele veriyorum. Sen ben bu hayvanlara ekmek vermezsen, su vermezsen, nerede kaldı bizim insanlığımız” dedi.

“HAYVANLARA ÖLENE KADAR BAKACAĞIM”
Mahallenin tepkisine, maddi imkansızlıklara ve hiçbir sosyal yardım almamasına rağmen kedilere bakmaya devam edeceğini belirten Yalçın, “Hayvanlara ölene kadar bakacağım. Yeter ki onlar yaşasın. Ben zaten öleceğim ki” şeklinde konuştu. Yalçın, kediler çöplerde gezmesin rahat etsinler diye sokak kedilerini kendi yatağında dahi yatırıyor.


Kaynak: İHA