Kendine ait Youtube kanalında ülkenin kalkınması, vatandaşların refah seviyelerinin arttırılması gibi konularla ilgili haftada bir çözüm önerileri sunan Elkılıç, tüm vatandaşların Youtube kanalındaki videoları izleyerek, müracaatlar başladıktan sonra da seçim kuruluna gidip imza vererek kendisine destek olmalarını istedi.
Çevre Sağlık Teknisyeni Birol Elkılıç ile neden Cumhurbaşkanı olmak istediğini, ailesinin ve arkadaşlarının nasıl tepki verdiğini, siyasi geçmişini konuştuk.
Cumhurbaşkanlığına aday olmak konusunda sizi motive eden şey nedir?
“Çevre Sağlık Teknisyenliği yelpazesi geniş bir meslek. Vatandaşlar arasında pek bilinmez. İçme sularından göl sularının sağlığına, iş yerlerinin denetiminden sanayi bölgelerin atıklarına kadar.Bir ayağı köyde bir ayağı şehirdedir. 34 yıllık meslek yaşantım ben de bir tecrübe biriktirdi. Türkiye Cumhuriyeti Devleti geniş ağı olan bir devlettir. Bu süreçte sorunları ister istemez gözlemleme şansım oldu. Tecrübe biriktirdim. Biz büyük bir devletiz ve bazı hataları ister istemez görüyorsunuz. Artık bu hataların yapılmamasını istiyorsunuz.”
Çözüm bekleyen sorunlara örnek vermek gerekirse…
“Mesela sanayi. Sanayi belli bir coğrafyaya toplanmış durumda. Oysa sanayi her il ve ilçede küçük birer bant dâhil olsa, olmalı. İnsanların işe ihtiyacı var. İşsizliğin düzensiz göçler neticesinde mega kentler ortaya çıkıyor ve plansızlığın neticesinde ciddi problemler doğuyor.”
Peki, neden zirve, neden daha küçük adımlarla değil de direk Cumhurbaşkanı olmak istiyorsunuz?
“Benim amacım Türkiye. Benim seçilme şansım sizinki gibi, seksen milyonda bir. Hepimizin bir şansı var. Ben bu şansı zorluyorum, zorlarken de bir şeyler anlatmak istiyorum.”
Ben şunu merak ediyorum, özgüveninizi takdir ediyorum ama ülkeye hizmet eğer temel amacınız ise neden imkânsıza doğru yürüyorsunuz?
“Ben Kepez’de ikamet ediyorum. Ben Kepez Cumhuriyet Mahallesi Muhtarlığına aday olsam fikirlerim sadece o mahallede kalır. Ben güçlü bir devletten bahsediyorum. Büyük bir plana ihtiyacımız var. Mesela sanayi planı. Etrafınıza bakın. Hiç birinizi biz üretmiyoruz. Üretsek bile fason üreticilik yapıyoruz.”
Dil biliyor musunuz? Uluslararası ilişkiler, siyasi bilimler gibi konularda eğitim ya da çalışmalarınız var mı?
“Normal okul düzeyinde aldığım eğitimim var. 4 yıllık lisans mezunuyum.”
Peki, sadece sanayi mi, bir ülkenin kalkınması için sizce yeterli mi?
“Hayır, sadece sanayi değil. Tarımdan turizme eğitimden adalete birçok alanda yeni planlara ihtiyacımız var. Ben belediye meclisi üyesi olsam mesela kim dinleyecek.”
Tek bir kişinin tüm bu alanlarda çözüm getirecek planlarının olabileceği bence mümkün değil, dış ilişkiler, farklı parametreler, anlaşmalar, hammadde gibi bir çok sorunla boğuşurken özellikle…
“Benim böyle bir iddiam yok. Mesela sanayi planı. Ama bunun için Bakanlık var, profesörler var, uzmanlar var. Tarımda da öyle. Ben sadece işi organize eden, hızlandıran olacağım. Benim yapmam önemli değil, benden sonra gelen de yapmalı. Bu topraklar ziyan olmamalı.”
Daha önce siyasi deneyiminiz oldu mu, parti üyeliğiniz var mı?
“Hayır, hiçbir parti ile üyelik bağım yok, deneyimim de yok. Hiçbir siyasi kuruluşu ne eleştireceğim ne de öveceğim. Ben sadece planlarımı sosyal medya üzerinden anlatıyorum. Tüm sosyal medya hesaplarında videolarım var. Kimse ile dirsek temasım yok.”
Prosedürü biliyor musunuz peki, daha çok adım var önünüzde.
“Evet, ben şu an aday adayıyım. Sadece kendim duyurdum. Yüksek Seçim Kuruluna başvurular başlayınca dilekçemi vereceğim. Belli bir sürede benim için 100 bin imzalı dilekçe verilmesi gerekiyor. Demokrasi şekilde var ama uygulama var. Siyasi partiler kendi adaylarını belirliyor, işleri kolay. Benim için 100 bin kişinin il ve ilçe seçim kuruluna gidip imzalı dilekçe vermesi gerekiyor. Aslında bu işlemler online de yapılabilir. Evdeki çocuğu bakkala gönderemiyoruz, nasıl o kadar kişiyi ikna edebilirim”
O zaman bir sürü adayımız olmaz mı, işin ciddiyeti kaybolmaz mı, metrelerce oy pusulamız olabilir, şimdi bir ülkenin cumhurbaşkanı olmak istiyoruz, bu iş ciddi bir iş…
“En azından benim gibi bağımsız adaylar için daha demokratik bir uygulama olabilir.”
Aileniz nasıl karşıladı bu kararı?
“Çocuklarım pek ihtimal vermedi, güldüler bana. Eşime çok teşekkür ediyorum. Ben sendeki yüreğe bir kez daha âşık oldum dedi. Çünkü taşın altına elimi koymak istiyorum sadece konuşmuyorum.”
Şunu da ifade etmek isterim, sağlam da bir psikolojiniz var çünkü sürekli sizinle dalga geçecekler…
“Evet, Bursa’da bir haber yapılmıştı. Altına öyle yorumlar gelmiş ki çok gülüyorum. Bana çalışma arkadaşlarım başkan derdi yıllardır. Şimdi onlar da dalga geçiyor yıllarca başkan başkan dedik, olacağı buydu diyorlar. Bir arkadaşım kahve yapmış getirmiş, hayırdır dedim, ne olur ne olmaz dedi. “
BİROL ELKILIÇ KİMDİR?
1970 yılında Ardahan'da doğan Erkılıç, 32 senedir İnegöl'de yaşıyor. 32 sene İnegöl Sağlık Müdürlüğü'nden çevre sağlık teknisyeni olarak görev yapan 52 yaşındaki Erkılıç, çevre, köyler ve sanayi denetimlerinde bulundu. Üniversite mezunu olan Birol Elkılıç 2 çocuk babası.
Dilek Akşen