Rektör Yücel Acer, göreve geldikten sonra üniversitenin son 1,5 yılda kaydettiği önemli aşamalar, teknopark ortaklığı, öğrencilerin barınma sorunu, FETÖ soruşturması, açığa alınan ve görevden uzaklaştırılan akademik personel gibi bir çok konuya açıklık getirdi.
ilk olarak üniversitenin kaydettiği aşamalardan bahseden Rektör Acer, “Aslında çok da genç bir üniversite değiliz 24 yılı geride bırakmışız önümüzdeki yıl kuruluşumuzun 25’nci yılı. Yani, bir çeyrek asrı geride bırakmış bir üniversiteyiz artık.  24 yılda müthiş ilerlemeleri oldu üniversitenin.  Hem mekânsal, hem öğrenci sayısı hem de hoca anlamında çok ilerledi. Tabi ki ilk noktadan baktığımız zaman ciddi anlamda büyümüş Türkiye’nin öğrenci sayısı bakımından 21. Üniversitesi olmuşuz.  Kurulduğu zaman, kendisinden önce 50’ye yakın üniversite kurulmuştu Türkiye’de demek ki kendisinden önce kurulmuş birçok üniversiteyi de geride bırakarak fiziki anlamda Türkiye’deki bütün üniversiteler arasında 21. Sıraya çıkmış bir üniversite.  Bu geçtiğimiz 24 yıl şüphesiz ki büyük ilerlemeler oldu ama bu bütün fiziki ihtiyaçları karşıladık anlamına gelmiyor.  Üniversitemizin bazı bölümlerinin binaları eksik onları tamamlamaya çalışıyoruz. Altyapı eksik tamamlamaya çalışıyoruz. Şu an devam eden ve başlayacak projeler var.  Kısacası Üniversitemiz henüz Fiziki altyapıyı tamamladık diyeceğimiz bir noktaya gelmiş değil. Ama büyük bir oranda ilerlemişi bir Üniversite” dedi.
 
“2010’A GÖRE İKİYE KATLADIK”
2010 yılında da idari kadroda olduğunu belirten Rektör Yücel Acer o dönem ile kıyaslandığında şimdi öğrenci sayısını ikiye katladıklarını belirtti. Acer “2010 yılını esas almak gerekirse üniversitemiz henüz 18 yaşında iken.  18 yılı geride bıraktığımız zaman öğrenci sayımız yaklaşık olarak 26 bin idi. O zamanlar Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü idim.  Yine idari görevim vardı. O tarihte 26 bin öğrencimiz vardı.  Bu yıl 46 bin öğrenci ile başlamış bulunuyoruz. 2010 yılı ile karşılaştırdığımız zaman nerdeyse iki kat büyümüş bir öğrenci sayısı var. Hatta geçen yıl 47 bin öğrenci ile eğitim öğretim yılına başlamıştık bu yıl 49 bin 150 öğrenci ile başladık. Sadece geçen yıla göre bile 2000 öğrenci aldık.  Dolayısı ile öğrenci sayısından da büyüyen bir üniversite olduk” dedi.
 
“ÖĞRENCİLERİN BARINMA SORUNU YOK”
Çanakkale’de Öğrencilerin barınma sorununun olmadığını belirten Rektör Acer “Benim rektörlük döneminde yaptığım önemli işlerden birisi de Yurt ve Barınma Koordinasyon merkezi kurmamız. Koordinatörlük Rektörlüğe bağlı, Yurt, barınma ve Burs meselelerini öğrenciler için tek elden takip eden  bir birim oluşturduk. Benim takip ettiğim kadarı ile öğrenciler, ciddi bir barınma sorunu yaşamıyor. Hatta biz biraz daha yurt dışından gelip üniversitemize yerleşen öğrencilerin yurt  sorunu ile daha fazla ilgileniyoruz.  Bu da şunu gösteriyor. Çanakkale On sekiz Mart Üniversitesinin kendine ait yurtları yok. Fakat Çanakkale öğrencilerin barınmasını ciddi anlamda çözmüş bir şehir.  Bizim Kampusumuzun içinde hem yurtlar Kurumunun hem de özel yurtlar var. Hem de şehir içinde, hatta ilçelerde özel sektörün bu işi çözdüğünü görüyorum” dedi.
 
“FETÖ YAPILANMASINI ÖNCEDEN GÖRENLERDEN BİRİYDİM”
FETÖ ve diğer terör örgütü yapılanmaların Türkiye’ye verdiği zarar para ile pul ile ölçülecek şeyler değil çok daha ötesi. Çok daha fazla ötesi Toplumsal zararlar, ekonomik zararlar bir bütün olarak görülmeli. Biz biraz ekonomi zararlara eğilimindeyiz ama  toplumsal zararı çok daha fazladır.  Burada bir FETÖ yapılanmasının olduğunu fark ettiğimizde 17 Aralık 2013’tü ki bunu daha önce fark edenler de vardı. Bunlardan biri de benim. Bunun üzerin  YÖK bir tedbir olarak bu üniversitenin kadrosunu kullanmasına izin vermedi.  Yani bir önceki rektörün son 1,5 yılı bu üniversiteye  bir öğretim üyesi alamadan geçirdiği görülüyor.  2013 yılına kadar FETÖ kadrolaşması devam etti. Sayı olarak baktığımızda Öğretim elemanların sayısı artıyordu. Ama 17 Aralık 2013 yılından sonra YÖK bir tedbir olarak FETÖ yapılanmasını kesmek için  üniversiteye kadro kullanımına izin vermedi.   Yani hoca ile öğrenci arasındaki dengesizlik daha da artmış oldu.
 
“DERECEYE GİRMİŞ ÖĞRENCİLER ÇOMÜ’YÜ TERCİH EDİYOR”
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesinin kendisine has önemli bölümlerinin olduğunu belirten Rektör Yücel Acer, bu bölümlere de Türkiye Genelinde başarılı olmuş öğrencilerin geldiğini belirtti. Acer “Bizim Üniversitenin bazı bölümleri Türkiye’de çok ön plana çıkmış. Zaten bir üniversitenin her alanda başarılı olmazı çok zor. Onun için bir Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesinde iki şeyi sağlamaya çalışıyoruz.  Birincisi olarak tüm bölümlerde minimum bir kalite tutturmak. Yani bir öğrenci bizim Üniversitemizde hangi bölümü okursa okusun o bölümün minimum düzeyde bir kaliteye gelmiş olduğunu görsün.  Bu anlamda üniversitenin altyapısını ciddi anlamda geliştirecek alt yapı proje çalışmalarımız devam ediyor. İkincisi ise öyle bölümler olmalı ki bir üniversitede, o bölümlere ağırlık vermiş olsun ve hem Türkiye’de hem de dünyada o alana ağırlık vermiş olsun.  Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesinin öyle olduğu bölümler var.  Örneğin, bizim hem Tıp Fakültesi hem de sağlık Yüksekokulu hatta sağlık meslek yüksekokuluna gelen öğrencilerimizin Türkiye’de ene başarılı öğrenciler olması.  Eğitim Fakültemize yine Türkiye genelinde derece yapmış öğrencilerin gelmesi. Bunun yanında Japonca, Arkeoloji ve fizik gibi bölümler bizim Türkiye’de en çok tanındığımız bölümler. Bunlara da çok başarılı öğrenciler geliyor. Dolayısı ile  Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi kaliteli öğrenci seçme anlamında yine Türkiye’de sayılı üniversitelerden bir haline geldi” dedi.
 
“GİDENLERİN BOŞLUĞUNU DOLDURMAYA ÇALIŞIYORUZ”
FETÖ soruşturması kapsamında görevden uzaklaştırılan veya açığa alınan akademik danışmanların boşluklarını doldurmak için çalıştıklarını belirten Rektör Yücel Acer “Lisans düzeyindeki, yani 2 yıllık ve 4 yıllık  lisans ve ön lisans okuyan öğrencilerin hocalar ile  olan irtibatı ile Yüksek Lisans ve doktora okuyanlardan farklı. Lisans ve Ön lisans okuyan bir öğrencinin bire bir akademik danışmanı olması gerekmiyor.  Ama bu Mastır ’da Mastır tezi yaparken veya doktorada doktora tezi yaparken öğrencinin bire bir çalıştığı bir akademik danışman hocası oluyor.  Bu danışmanlar FETÖ soruşturması kapsamında ya açığa alınmış veya kamu görevinden tamamen uzaklaştırılmış hocalarımız var.  Dolayısı ile bazı öğrencilerin danışmanı birden ya açığa alınmış oluyor  ya da Üniversiteden atılmış oluyor.  Bu öğrencilerin danışmanlarını belirleyip tekrar atanması bir zaman alıyor.  Çünkü öyle öğrenciler vardır ki nerdeyse tezinin ortasındadır.  Veya bitirme aşamasına gelmiştir.  Bu konuya hakim bir hocanın daha tespit edilip  tayin edilmesi biraz zaman alır ama bu çözülemeyecek  bir mesele değil.  FETÖ soruşturması başladığından beri de Üniversitemizdeki doğru hocaları kazandırma yönündeki çabamız devam ediyor.  Bu üniversitemizi sıkıntıya sokmayacağımız bir süreç” dedi.
 
“51’İNCİ SIRADAN 34’İNCİ SIRAYA YÜKSELDİK”
Kalite anlamında 2016 yılı için açıklanan rakamlara göre Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesinin Kalite anlamında 51’inci sıradan 34’inci sıraya yükseldiğini belirten Rektör Yücel Acer “Ben rektör olduğum zaman da sık sık vurguladım.  Benim Rektör olmamdaki esas unsurlardan bir tanesi de bu üniversitedeki FETÖ kadrolaşmasına son vermek ve bu üniversiteyi  temize çıkarmak. Bu da temel hedeflerimin iki tanesinden biriydi.  Bunu sık sık vurguladım bu lafta kalan bir şey de olmadı.   Rektör olarak atandığımdan 15 Temmuz’a kadar geçen yaklaşık 1,5  yılında bu çabamız devam etti. Ve şunu gözlemledim ben. Maalesef mevzuat bu kişiler yaptırım imkanı vermiyor.  En fazla soruşturma yapıyorsunuz eski rektör de dahil  belli cezalar veriyorsunuz  ama bu bir şey ifade etmiyor.  Çünkü bu insanlar bu Üniversitede çalıştığı sürece ve ben burada yönetimde olduğum sürece bu insanlar Üniversitenin yönetimini zora sokacak, zarar verecek bir çalışma içerisine girdiler.  Bir yıldan fazla biz bunu net bir şekilde gördük.  Bu konu ile ilgili kurumlar ile de sık sık görüştüm.  Bunların kullandığı İnternet sitelerinde, basında örneğin Üniversitemizin hastanesi ve değişik kurumları hep aşağılanmaya, paralanmaya, zora sokulmaya çalışılmış.  Bu tür faaliyetler içinde olan kişilerin Üniversitemizden uzaklaştırılması, bu Üniversite’ye fayda sağlar.   Bu insanlar hoca gözüküyor olsa da Üniversiteye zarar verdikleri için  gitmeleri Üniversiteyi hızlandıracaktır. 2015’in Mart ayında rektör olarak göreve başladığımda Türkiye Üniversiteleri arasında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi kalite anlamında 51’inci sıradaydı. 2016 yılı için açıklanan rakamlara göre  ise bizim Üniversitemiz 34’üncü sıraya yükseldi” dedi.
 
“ÇOMÜ’NÜN GERİ KALMA LÜKSÜ YOK”
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesinin geri kalma lüksünün olmadığını belirten Rektör Acer “Bu FETÖ yapılanması ile mücadele edilmesine 2011 yılından beri inanan birisiyim.  Çünkü ben bu üniversiteye çok emek verdim. Çok emek veren insanlar var.  Gayrı Meşru bir yapının gelip de burada  belli bir oranda Üniversiteyi kontrol etmesi beni şahsen çok rahatsız etmişti.  O dönem de idari görevimden istifa ederek ayrıldım ama Rektörlük benim için bu sürecin tamama erdirilmesi. Yani bu FETÖ yapılanmasının tamamen üniversiteden sökülüp atılması için  temel iki gerekçemden bir tanesidir.  İkinci gerekçem de bu kadar emek verdiğim Üniversitenin kalite anlamında bir sıçramaya ihtiyacı vardı.  Çünkü Çanakkale seçkin bir il, öğrenciler burada okumak istiyorlar.  Çanakkale’nin tarihimizde, kültürümüzde ve Türkiye Cumhuriyetinin şu anki sosyal yaşamında önemli bir yeri var.  Çanakkale savaşlarının yaşandığı Gelibolu’ya binlerce insan geliyor.  Dolayısı ile Burası özel olduğu için buranın geri kalma lüksü yok.  Bu anlamda Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesinde olması gereken noktaları şöyle özetledim kafamda; Üniversite altyapısını tamamen çözmüş, hatta belli bölümlerde Türkiye’de git gide yükselen bir üniversite sağlamak idi. 1,5 yıl içerisinde belli bir oranda gerçekleştirmesini sağladık.  Ben işe, Hocaların bilimsel araştırmalarını sonuna kadar destekleyen ve teşvik eden bir üniversite olmayı sağladım. Hocalarımızın arasında hiçbir ayrım yapmadım.  Mesel bir proje koordinasyonu kurduk hocalara destek sağlamak için.  Hocaların yurt dışına bilimsel çalışmalarına gitmelerini sağlayan parayı %30 artırdık. Ayrıca hocalarımız projelerinin üniversitenin kaynaklarından daha fazla destek sağlanması için  o ana kadar proje bazına verdiğimiz paraları artırdık.  Örneğin; 20 bin TL’den 100 bin TL’ye çıkardık.  Dolayısı ile Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi proje odaklı bir üniversite olmasını istedik. Bu projeler ile Kampüslerimizi Türkiye’deki en keskin kampüsler haline getirecek projelerimize devam ediyoruz.  Rektör adayı olduğum zaman kendi enerjisini üreten bir üniversite olmasını istedim Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesinin. Çünkü Çanakkale’nin bir rüzgar potansiyeli var.  Bunu da herkesten önce Üniversite hayata geçirmeli dedim. Onunla ilgili yaptığımız projeyi bakanlık destekleme kararı aldı yakın zamanda” dedi.
 
“TEKNOPARK ÜNİVERSİTE VE İŞ DÜNYASINI BİR ARAYA GETİRİYOR”
Teknoparkın yeni yapılışına da değinen Rektör Yücel Acer “ Çanakkale’de Teknoparkın kurulmasında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesinin öncülük etmesi gerekir.  Böyle bir adım atılmış Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası en çok destekleyen olmuş Üniversite ile beraber. Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odasına ben çok teşekkür ederim ama bunu üniversite bağlamında yeterince geliştirmek için adımlar atılamamış. Sadece kurulmuş ve öyle kalmış.  Ben göreve geldiğimde Teknoparkın durumu buydu.  Biz Teknoparka büyük bir yatırım yapmamız gerektiğini düşünerek yönetimini değiştirdim ve Teknopark binası ve kampüsü  inşa etmek projesini  yaptık ve bu projenin kaynağını Bakanlıktan aldık.  Şimdi inşaatı başladı şimdi ise nerdeyse zemin katı ile beraber birinci katı bitti.  Bir temel atma töreni yapmadığımız için Çanakkale’de bunu henüz bilmiyor.  Bilgisayar Mühendisliği alanında çalışan Bir hocamızın dışarıya program yapıp satmasını düşünelim. Normalde bunu dışarıda kurmaya kalkışsa vergiler ver, iş yerleri kiraları var vs. bu da bir hoca için zor bir süreç.  Aslında bir fikri var, bir birikimi var ama bunu teknolojik ortama aktarmıyor.  O zaman gidiyor Teknopark ’ta bir firma kuruyor. Vergi avantajı sağlıyor, başka avantajlar elde ediyor, teşvik alabiliyor. Böylelikle bu fikirlerini bir proje haline getirerek avantajlı bir şekilde faaliyet sağlayabiliyor.  Projesi olup da şirketi olmayanlara da avantajlı şirket kurma fırsatı veriliyor.  Teknoparkın yönetimi var Üniversite de büyük ortaklarından biri oluyor.  Yönetim Kurulu Başkanı da üniversitenin rektörü.  Ortak olan başka firmalar da var örneğin; GESTAŞ var, Çanakkale Ticaret Borsası var,  Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası ver ve yönetim kurulunda üyelerimiz var.  Teknopark bu yönetimi ile Üniversite ve Çanakkale iş dünyasını bir araya getiriyor. Ticari bir fikri olup da hayata geçirmek isteyen herkesin yararlanabileceği bir kurum” dedi.
 
“DESTEK GÖRMEYİNCE YAPININ BİR PARÇASI OLMAMAK İÇİN AYRILSIM”
2011 yılında Rektör yardımcılığını yaptığı dönemde bu yapıyı fark ettiğini, mücadele etmek için destek almadığını belirten Rektör Yücel Acer, yapının bir parçası olmamak için görevden ayrıldığını söyledi. Acer “ Ben 2011 yılında rektör yardımcılığı görevine geldiğim zaman nasıl bir yapının içerisinde göreve geldiğimin farkına varmadan yaptım.  Bunu çok kısa bir süre içinde fark ettim.  Yönetimin içindeyken kendimce bir mücadele yürüttüm bunlara karşı. Dedim ki burada yetkisi olmayan bir Grup var. Bu grup her şeye karar veriyor, bunlar kim? Ortaya çıkan o ki Fethullah Gülen cemaati  bağlantılı kişiler bu Üniversitenin yönetimi yavaş yavaş yönetimi ele geçirdiler. Bizleri de bertaraf etmeye çalıştılar. O zaman, yani 2011 yılının sonuna kadar benim gördüğüm şuydu;  Maalesef Türkiye’de bu sıkıntı ciddi olarak fark edilmediği için iyi bir destek almak da mümkün değildi.  Orada ben yalnız kaldığımı hissettim ve şunu fark ettim;   Bu üniversitede yönetimde bulunan, rektör dahil,  o dönemde AK Parti teşkilatı iktidardaydı. AK Partinin İl teşkilatını bile ürkütüp, onları pasifize edip  dışlayıcı bir tavırları olduğunu net bir şekilde gördüm.  Onu da hayret ile izledim.  Yani bir iktidar partisinin Çanakkale’deki teşkilatını, diğer teşkilatları hatta yargıya bile ‘nasılsa hallolur’ diye bakan  bir yönetim vardı burada. İnsanların neredeyse tamamı bu tehlikenin farkında değil.  Hatta insanlar bu yapı ile iyi geçinmeye çalışıyor.   Benim önüme de iki seçenek çıktı. Ya sesini çıkarmadan yola devam etmek ki ne kadar dayanabileceğimiz malum. Devam ederseniz bu yapının bir parçası olursunuz.  Ya da ayrılırsınız en azından bu kötü işlerin bir parçası olmazsınız. Ben de ayrılmayı seçtim” dedi.
 
“NETİCELERE GÖRE YENİ TALEPLERDE BULUNABİLİRİZ”
Gerçekleştirilen soruşturmalarının neticesine göre FETÖ ile ilişkisi olan tespit edildiği taktirde yeni taleplerde bulunabileceklerini söyleyen Rektör Yücel Acer  “Sayıdan bahsetmek gerekirse idari personel ile, akademik personeli ayrı ayrı değerlendiriyoruz.  Akademik personel anlamında bakıldığı zaman bizim 127 öğretim elemanını açığa alıp soruşturmuşuz. Bir kısmını da soruşturmaya devam ediyoruz. 69’unu da açığa almadan soruşturuyoruz.  Dolayısı ile 300’e yakın açığa alarak ya da açığa almadan soruşturduğumuz personel var.  Bunlardan 67 tanesini  üniversitemiz ile ilişkisini tamamen kestik. Bu 67 kişinin üzerinden bizim soruşturmalarımız devam ettiği için  59 Öğretim elemanının da tamamı  üniversite ile ilişkisini kesmek için YÖK’e gönderdik.  Dolayısı ile bu 59 ve 67 haricinde kalanlar ile ilgili soruşturmalar devam ediyor.  Soruşturmalarımızın neticesinde atılması gerekenler olursa yine talepte bulunabiliriz” dedi. 
 
“BİZE KİMSE MAĞDUR EDEBİYATI YAPMASIN”
Sanal alemde ve çeşitli haber kanalları ile mağduriyet yaratmaya çalışanlara seslenen Rektör Yücel Acer, Bize kimse mağduriyet edebiyatı yapmasın,  varsa delilinizi getirin soruşturalım dedi. Acer “667 sayılı kanun üstündeki kararname aslında rektöre, bu yapı ile kimin ilişkili olduğunu kanaat getirirse, YÖK’e bu üniversiteden atılsın diye önerilebilir.  Ama biz baştan beri beş profesörden oluşan bir komisyon oluşturduk. Bu komisyon bir soruşturma yürütüyor.  Biz şüphe edilen kişiler ile ilgili bilgileri komisyona gönderiyoruz bunları soruşturun diyoruz.  Komisyon da bu kişiler ile ilgili bir sürü tanık dinledi. Başka kurumlardan gelen bilgiler var onları toparlıyoruz. Artı bu aşamada kişilerin savunmalarını da alıyoruz. 300 kişinin soruşturulması da kolay bir iş değil.  Son günlerde garip bir mağdur edebiyatı dillendirilmeye çalışılıyor.  Sanki mağdur olan Türkiye değil de bunlarmış gibi. Bu mağduriyetlerin oluşmaması için de komisyon başından beri çalışıyor.  Açığa aldığımız ya da görevden uzaklaştırdığımız her kesin de gerekçesi bellidir.  Kim bir şey sorarsa cevabı hazırdır.  Hakkında şüphe olan her kesi soruşturuyoruz.  Bazıları bu olayları başka mecralara görüyor ama biz o kişileri görüyoruz. Hem Çanakkale’de yaptıklarını, hem basın aracılığıyla yaptıklarını hem de üst kurumlara yaptıkları şikayetleri de görüyoruz.  Ben onlara şu çağrıyı yapıyorum. Basında, orda, burada yazmadan önce varsa elinizde bir delil, çalışanlarımızdan herhangi birisi ile ilgili olabilir, bize iletin hemen biz komisyona gönderelim soruşturulsun. Bu anlamda atladığımız hiç kimse yok.  Facebook’ta sanal alemde yazmak ile olmaz bu iş. Bize hiç kimse mağduriyet edebiyatı yapmasın. Yapamaz da.  Orada burada yazacağına, oraya buraya isimsiz kağıtlar ileten herkesin kötü niyetli olduğunu düşünüyorum.   Bu benim şahsi mücadelem değil bu üniversite adına Ülkemiz adına yürüttüğümüz bir soruşturma. ” dedi.  
 
 


Kaynak: Haber Merkezi