Meclis Başkanı Osman Okyay toplantıda yaptığı açılış konuşmasında, “Yaşadıklarımız bizi ne yazık ki uzun bir süredir meclis toplantılarını hep ‘zor günlerden geçiyoruz’ diye açmak zorunda bırakıyor. Sözlerime Suriye’de ve memleketin doğusunda terörle mücadelede şehit düşen güvenlik güçlerimize Allah’tan rahmet, yakInlarIna ve ülkemize sabırlar dileyerek başlamak istiyorum.
Bu vesileyle Siirt’teki maden kazasında hayatını kaybeden işçilerimizi ve Adana’daki yurt yangınında kaybettiğimiz öğretmen ve öğrencilerimizi de rahmetle anıyorum” diyerek başladı.
Meclis Başkanı Osman Okyay sözlerine şu şekilde devam etti:
“Gerçekten ateşle sınandığımız bir dönem yaşıyoruz. Hain darbe girişiminin meydana getirdiği büyük aşınma, Sistem tartışmalarının ülke gündemini uzun süredir meşgul etmesi,Son derece haklı olarak vermekte olduğumuz terörle sınır dışı mücadelenin küresel yönetimindeki zorluklar, Esas olarak Avrupa Birliği'nde yükselen ırkçılık söylemleri dolayısı ile AB ile hiç arzu edilmeyen bir noktaya gelen ilişkilerimiz ve nihayet Trump’ın beklenmedik başkanlığı ile tetiklenen kur hareketleri...
Bütün bu gelişmeleri yönetebilmek, bu fırtınadan en az hasarla çıkabilmek büyük bir beceri ve özveri gerektiriyor. şu bir gerçek ki; ülke olarak yaşadığımız tüm bu menfi gelişmelerin faturasını topyekûn ödüyoruz. nasıl mı? ekonomide yüzde 4 olan büyüme hedefimizi, maalesef yüzde 3’ün altında gerçekleştirerek ödüyoruz. işsizlik oranının yüzde 11.3’e çıkmasıyla ödüyoruz. kredi notumuzun düşmesiyle, döviz ve faizlerin yükselmesiyle ödüyoruz. ve görünen o ki, sular durulana kadar bir bedel ödemeye de devam edeceğiz.”
Okyay, "Yaşananlar, hepimizin işlerini olumsuz etkiliyor, bunu biliyorum. Zaman zaman kendinize, “acaba bu işler başka türlü olamaz mı” diye sorduğunuzu da biliyorum. Ama bildiğim başka bir şey de şu ki; hiçbir hastalık acı vermeden bünyeyi terk etmez. Ülkemizin, yılların biriktirdiği iç ve dış sorunları var. Bugün, zamanla evrilip şekil değiştiren bu sorunları çözmek için mücadele veriyoruz. Bu mücadelenin ekonomide hassasiyeti artırdığını yaşayarak görüyoruz. Büyüklerimizin bu tür dönemleri “kâr yılı değil ar yılı” diye andığını yakından biliyorum. Ama şunu unutmayın ki hiçbir kötü gidiş sonsuza kadar sürmez.Bu zor günler gelip geçecek. Bize düşen, ülkemizin geleceğine inancımızı hiç eksiltmeden daha çok, daha verimli ve daha yenilikçi çalışmak olmalı.
Burada dolardaki artışa özel bir parantez açmak istiyorum. Sürpriz bir şekilde Amerika’da başkanlık seçimlerini kazanan Donald Trump’ın masadaki ticaret anlaşmalarını tanımayacağına ve yerli üretimi destekleyeceğine dair açıklamaları küresel piyasalarda baskı unsuru oldu. Merkez Bankası’nın reel kur endeksi, doların reel değerinin 2001 krizinden sonraki seviyesine yaklaştığını gösteriyor.
Amerika’daki bu gelişmeler, bütün gelişmekte olan ülkelerin para birimlerini etkiledi ve sanırım trump’ın başkanlık koltuğuna oturup küresel gerçeklere uygun aksiyonlar almaya başlayacağı 20 ocak’a kadar etkilemeye devam edecek. biz de kur artışından payımızı aldık ve almaya devam ediyoruz. kur artışının geçirgenliği nedeniyle enflasyon ve faiz artışına muhatap oluyoruz. eylül ayı itibariyle 390 milyar doları bulan döviz pozisyonu açığımız, hassasiyetimizi artırıyor. ancak şunu net olarak söylemek isterim ki ekonomide 2001 krizine benzer bir bunalım riski sıfıra yakın. Çünkü ne kamu dengesi ne de özel sektörün esnekliği buna izin verir. Evet döviz açığımız var ama dünyada net fazla veren birkaç ülke dışında herkesin açığı var. İspanya 1.3 trilyon dolar açık taşıyor; İtalya’nın 600 milyar dolar, Yunanistan’ın 300 milyar dolar açık pozisyonu var.
Üstelik ülkemize döviz girmeye devam ediyor ve edecek de. Çünkü bu ülkenin getirisi yüksek ve bizde bugüne kadar kimsenin parası kalmadı.
Esas problem, 2008 krizinde ortaya çıktığı üzere, sırtını reel ekonomi yerine manupülatif kazanca dayayıp hak ettiğinden daha fazla bir refah yaşayan ülkelerde. Bu anlayış duvara tosladı. Bu noktada uluslararası toplum için kabul edilemez olan şey ise, duvara dayanan bu anlayışın faturasının göçmenlere ve yabancılara kesilmek istenmesi. Dünyanın her yerinde korumacı yaklaşımlar giderek değerleniyor ve ne yazık ki dışlayıcı politikacılar daha çok taraftar topluyor. Bu çerçevede Fransa başta olmak üzere kritik Avrupa ülkelerinde gelecek yıl yaşanacak seçimleri dikkatli izlemekte yarar var. Benzer şekilde bu Pazar İtalya’da yapılacak Anayasa değişikliği referandumunun sonuçlarını da hep beraber yaşayıp göreceğiz.
Avrupa Birliği Parlamentosu’nun Türkiye aleyhine aldığı son kararı, doğrusu konuşmaya değmeyecek kadar gereksiz bulduğumu söylemeliyim. Uzun bir konuşma oldu farkındayım ama yaşanan gelişmeler için bu değerlendirmeyi paylaşmayı ortak akıl için önemli buluyorum" ifadesinde bulundu.
"ÜLKEMİZ İÇİN ZOR BİR YIL OLDU"
Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı T.Selçuk Semizoğlu ise “2016 hepimiz için, ülkemiz için zor bir yıl oldu. ekonomimizi olumsuz etkileyen olayların etkisini azaltmak için çalışmak, çok daha çalışmak, laf değil iş üretmek zorundayız” dedi.
Yönetim Kurulu adına konuşma yapmak üzere kürsüye gelen ÇTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı T.Selçuk Semizoğlu, “Toplantımıza Çanakkale Teknopark’dan katılan değerli misafirlerimiz, Çok kıymetli Meclis Üyeleri, çalışma arkadaşlarım, Meclis Toplantımıza hoş geldiniz diyor, hepinizi sevgi ile selamlıyorum. Kasım ayının bu son gününde yeni yıla bir ay kala , iş hayatının canlanması, ekonomimize taze kanlar katılması dileklerimizle tüm üyelerimize hayırlı işler, kolaylıklar dileyerek konuşmama başlamak istiyorum.
26 ekim’de gerçekleştirilen meclis toplantımızdan bugüne ailemize 54 üyemiz daha katıldı ve bugün itibarıyle 6420 olduk. bunun yanında 39 üyemiz de terkin işlemi yaptırdı.Bu yıl başlattığımız bir uygulama ile meslek gruplarımızla her hafta düzenli toplanıyoruz. önümüzdeki hafta 21 no’lu meslek grubumuz ile toplanarak ilk turumuzu tamamlayacak, daha sonra yeniden başlayacağız. bu sinerji toplantılarımızdan üyelerimiz çok memnun. toplantılarda dile getirilen konuları takip ediyor, gelişmeler ile ilgili bilgilendiriyoruz" şeklinde konuştu.
Semizoğlu, " İş dünyası olarak her zaman en önemli sorunlarımızdan birisinin kalifiye eleman olduğunu dile getiriyoruz. Pek çok işte kalifiye eleman bulmakta zorlanıyoruz. Mesleki Yeterlilik Belgesi zorunluluğu ile 48 meslekte Mesleki Yeterlilik Belgesi almak zorunlu hale getirildi. Geçtiğimiz hafta üçüncüsünü düzenlediğimiz Mesleki Yeterlilik Sınavlarını devam ettireceğiz. 25 Kasımda; Odamız, TOBB ve Ekonomi Bakanlığı işbirliğinde Dış Ticaret Bilgilendirme Semineri düzenledik. İlgili üyelerimiz yoğun bir talep gösterdiler. İhracatta sağlanan Devlet Yardımları konusunda geniş kapsamlı ve beklenenden de uzun süren bir seminer oldu.
Üyelerimizin talepleri doğrultusunda bu tür seminerlere de devam edeceğiz. Biliyorsunuz, GMKA bünyesinde yürütülen ve iştirakçisi olduğumuz Gıda Kümelenme Projesi kapsamında Güney Marmara Gıda Kümesi Derneği kuruldu. Projenin sonunda bu Dernek ön plana çıkarak aktif hale gelecek ve URGE ( Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesinin Desteklenmesi) projeleri yazarak Bakanlık desteklerinden üyelerimizin faydalanması için çalışacak. Yönetim Kurulumuzda proje bitiminde bu Derneğe Oda olarak da üye olup destek olmaya karar verdik. Derneğin Yönetim Kurulu toplantısı geçen hafta Odamızda yapıldı ve Meclis Başkan Yardımcımız Fahrettin Ersoy ile 4 no’lu Komite Başkanı Bahar Yurt hanım katıldılar. Kendilerine projeye verdikleri destekten dolayı teşekkür ediyoruz" dedi.
“Ezine gıda ihtisas OSB ÇED halkın katılım toplantısı gerçekleştirildi"
Semizoğlu, "İnşallah en kısa zamanda Çanakkale’ye kazandırılması ile tarıma dayalı sanayimiz gelişecek, markalarımızın değeri artacak. bu konuda en başından beri desteklerini esirgemeyen başkanımız sayın bülend engin ve sayman üyemiz mustafa kansu bey lere huzurlarınızda özellikle teşekkür ediyorum.
İki hafta önce Sayın Valimiz Yönetim Kurulumuzu ziyaret etti. Kendisine Odamızın faaliyetleri, projeleri hakkında detaylı bir sunum yaptık. Yaklaşık 4 saat süren sohbetimiz çok verimli geçti ve Sayın Valimizden projelerimize destek sözünü aldık. Kendisine de teşekkür ediyorum.
Kalite ve akreditasyon çalışmaları kapsamında 15 Kasım’da TSE tarafından Odamıza gözetim tetkiki gerçekleştirildi. 02 Aralık Cuma günü de Akreditasyon belge yenileme denetimimiz Türk Loydu tarafından yapılacak. Hizmet kalitesi açısından Türkiye’de örnek gösterilen Odalardanız. Bu da bizi sevindiriyor. Oda olarak hazırladığımız projelerin takipçisiyiz ve olmaya devam ediyoruz " şeklinde konuştu.
Semizoğlu sözlerine şu şekilde devam etti: "Yönetim Kurulu olarak sizlerden gelen önerileri değerlendirdik ve dün tüm üyelerimize mail ve mesaj gönderdik. “Türk ekonomisini batıracağız, göreceksin" diyen karanlık güçlerin hain planlarına karşı dövizimizi Türkiye için bozmak üzere başlatılan kampanyaları desteklediğimizi vurguladık.
Ekonomide suni kargaşa yaratmaya çalışılmakta, dolar ve euroyu aşırı yükselterek faizin merkez bankası tarafından arttırılması hedeflenmekte ve türkiye gereksiz yere borçlandırılmaya çalışılmaktadır. türk milleti ise vatanseverliğini ve duruşunu sürdürmeye devam ederek dövize yönelmemek üzere mücadelesini yine devam ettirmektedir. üyelerimizin böylesine hassas dönemde gösterdiği milli, vatanperver yaklaşımlarına, ilettiği önerilerine huzurunuzda ben bir kez daha yönetim kurulu adına çok teşekkür ediyorum. İlimizin Ülke ekonomisinin büyümesine en fazla katkı yapan İllerden olması, Çanakkale’nin hep kazanması dileklerimle tüm üyelerimize hayırlı işler diliyor, saygılarımı sunuyorum" ifadelerinde bulundu.
Meclis oturumuna Çanakkale Teknoloji Geliştirme Bölgesi A.Ş. Genel Müdürü Erkan Bil ve Asess Elektronik Endüstriyel Cihazlar Ltd. Şti. Şube Müdürü İsmail Öztürk’ün sunumlarıyla devam edildi. Meclis üyesi Armağan Aydeğer’in Ekim ayında Türkcell Gelibolu Maratonuyla ilgili yapılan çalışmalarla ilgili bilgilendirme ve tanıtım filminin izlenmesinin ardından Kasım ayı Hesap İnceleme Komisyonunun 2016 yılı Ekim ayına ait raporları okunarak onaylandı.
Azami fiyat tarifelerinin okunup onaylanmasının ardından, gündeme gelebilecek diğer konuların görüşülerek Kasım ayı olağan Meclis oturumu sona erdi.
Kaynak: Haber Merkezi
