Çanakkale OnsekizMart Üniversitesi (ÇOMÜ)’de 2022-2023 Eğitim yılı başlarken bir basın açıklaması gerçekleştiren Eğitim-Sen Çanakkale Şubesi,‘’ Eğitim-Sen olarak yeni eğitim-öğretim yılı başlangıcında mevcut ve olası sorunların etkisini en aza indirmek ve sağlıklı bir üniversiteler işleyişin sağlanması bakımından sorumlu davranma ve gerekli tedbirleri alma konusunda çağrımızı iletiyoruz.’’ dedi.
 
Çanakkale’de dün itibari ile akademik takvime başlayan Çanakkale Onsekizmart Üniversitesi 2022-2023 Eğitim ve Öğretim Yılı hakkında bir basın açıklaması ile değerlendirme yapan Eğitim-Sen Çanakkale şube başkanı Yasin Hacımusalar;  ’Elli bine yakın öğrencisi ve 4357 akademik ve idari personeli ile orta ölçekli bir Avrupa şehri nüfusuna sahip Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nde 2022-2023 Eğitim ve Öğretim Yılı bugün, 10 Ekim’de başlıyor. Üniversite yönetimi tarafından akademik takvimde yeni eğitim-öğretim yılının aslında 3 Ekim’de başlayacağı ilan edilmişti. Fakat sonrasında hiçbir açıklama yapılmaksızın çok ani bir karar ile tarih bir hafta ertelendi. ÇOMÜ mensupları ve hatta senato üyeleri bile erteleme kararından WEB sayfasındaki duyuru ile haberdar oldu. Erteleme kararına öğrencilerin geçen seneden beri devam eden ancak hala çözülemeyen barınma sorununun neden olduğuna ise kuşku yok. Yurtların yetersizliği, ağırlaşan ekonomik koşullar ve yüksek enflasyonun neden olduğu astronomik ev kiraları elbette sorunun bir yanını oluşturuyor. Öte yandan iktidarın çöken üniversite sistemini; sınav barajını kaldırma ve öğrenci afları gibi yöntemlerle boş kalan kontenjanları doldurarak maskeleme ısrarı var olan sorunları daha da ağırlaştırıyor.’’ dedi.
 
 
‘’Nitelikli ve bilimsel eğitim-öğretim yapmaları da mümkün görünmüyor’’
 
Kayıtlı öğrencileri hatırlatarak nitelikli bir eğitimin artık görülmediğini ifadeeden Hacımusalar; ‘’Bir yıl önce üniversitelere kayıt yaptıran öğrenci sayısı 690 bin iken 2022 yılında bu sayının barajın kaldırılması sonucu 850 bine çıkması ve ayrıca afla gelen öğrenciler de göz önüne alındığında üniversiteler üzerindeki nüfus baskısının boyutları açıkça ortaya çıkıyor. Zaten çok sayıda sorunu olduğu bilinen ve git gide gerileyen üniversitelerin iktidarın dayatmaları ile ortaya çıkan bu tablo karşısında artık evrensel düzeyde nitelikli ve bilimsel eğitim-öğretim yapmaları da mümkün görünmüyor.’’ şeklinde ifade etti.
 
 
‘’Son haftaya kadar hiçbir hazırlık yapmadığı da anlaşılıyor’’
 
Gerekli hazırlıkların yapılmadığını ifade eden Hacımusalar; ‘’Yükseköğretimin kalitesinden öte öğrenci sayılarının artışından medet uman iktidar, üniversitelere giriş sınav barajını kaldırarak ve öğrenci afları ilan ederek bir türlü çözemediği asıl sorunların üzerini örtüyor ve bu popülist anlayışın; ağırlaşan ekonomik koşullar nedeniyle giderek niteliğini kaybeden sosyal ve üniversiteler yaşamı, öğrencilerin ekonomik koşulları ve barınma sorunlarını göz ardı ettiği, son haftaya kadar hiçbir hazırlık yapmadığı da anlaşılıyor. Hükümetin zafiyetini ve öngörüsüzlüklerini eğitim-öğretime sadece bir hafta kala öğrenci yurt odalarına ek ranzalar koyarak gizlemeye çalışan ilgili yerel yöneticiler de sadece günü kurtarma derdine düşerek öğrencileri sağlıksız ve uygun olmayan koşullarda barınmaya ve yaşamaya zorlamaktadırlar. Görüyoruz ki şu anda iktidarın bulmaya çalıştığı çözümler de geçici makyajlar olup, özellikle de dar gelirli öğrenciler için ne sosyal ne de eğitim ve öğretimsel açıdan bir çözüm sunmamaktadır.’’ dedi.
 
‘’Üniversitelerde akademik yapının olmazsa olmazı düşünce ve ifade özgürlüğünün hüküm sürmesidir’’
 
Son olarak Hacımusalar; ‘’Eğitim-Sen olarak yeni eğitim-öğretim yılı başlangıcında mevcut ve olası sorunların etkisini en aza indirmek ve sağlıklı bir üniversiteler işleyişin sağlanması bakımından yerel idareler ve üniversite yönetimine sorumlu davranma ve gerekli tedbirleri alma konusunda çağrımızı iletiyoruz. Üniversitelerde akademik yapının olmazsa olmazı düşünce ve ifade özgürlüğünün hüküm sürmesidir. Bu nedenle var olan sorunların çözümü için üniversite yönetimini mensupları ve paydaşlarıyla birlikte şeffaf, katılımcı, ortak akla dayalı ve akademik- üniversite ilkelere uygun süreçleri oluşturmaya davet ediyoruz.’’ dedi.
 
Gülçin