Enerjisa’ya ait rüzgar güllerinin çıkardığı sesleri nedeniyle yıllardır rahatsız olan Ezine’ye bağlı Mahmudiye köyü, 1.5 kat daha büyük yeni rüzgar gülü kurulması ile ilgili köyde yapılan Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) toplantısına 5 kişi ile yapılmasının etkileri ve köylülerin tepkileri devam ediyor. Çanakkale Çevre ve Doğa Dernekleri Federasyonu Başkanı Bünyamin Nami Tonka da bu projede ÇED sürecinin sağlıklı yapılmadığını belirterek, ÇED sürecinin yeniden yapılması gerektiğini ve köylülerin şikayetlerinin dikkate alınmasını istedi.  
 
Rüzgar Enerji Santralleri (RES), genellikle ağaçların olmadığı, yerleşim yerine ve tarım arazisinin bulunduğu alana uzak yerlere yapılıyor. Ezine’ye bağlı Mahmudiye Köyü’nde ise bunların tam tersine köy evlerinin hemen dibinde, verimli tarım arazinin üzerine yapıldı ve yapılmaya devam ediyor. Enerjisa tarafından daha önce kurulan rüzgar güllerine yenisi ekleniyor. Rüzgar gülleri köyün dibine kadar geldiği için özellikle rüzgarlı havalarda çıkardığı ses köylüleri rahatsız ediyor. Köylüler yıllarca bu sorunla mücadele etti. Köyün nüfusu de geçen süre içinde her geçen yıl azalmaya başlandı. Nüfustaki azalma tarım üretimine de yansıdı.
Tüm bu şikayetlere rağmen 1.5 kat büyüklükte yeni bir rüzgar gülü daha dikilecek. Bunun için de köyde RES kapasitesi artışı projesi ile ilgili kısa süre önce ÇED toplantısı yapıldı. 1250 kişinin kaldığı köyde, ÇED toplantısına 5 civarın kişi katılmıştı. Daha sonra durumdan haberi olan köylüler, ÇED toplantısının yeniden yapılmasını istiyor. 5 kişi ile yapılan ÇED toplantısı ile ilgili süreç devam ederken, köylüler yeni bir rüzgar gününün köyün kaldırmayacağını belirterek bu sürece dahil olmak istediklerini söyledi.

ÇED İPTAL EDİLSİN
5 kişi ile yapılan ÇED süreci devam ederken köylülerin şikayetlerine çevre dernekleri de ses çıkarmaya başladı. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Çanakkale Çevre ve Doğa Dernekleri Federasyonu Başkanı Bünyamin Nami Tonka, bu tür projelere ÇED sürecinin sağlıklı yapılmadığını belirterek köylülerin tamamının katılacağı bir ÇED sürecinin yeniden başlatılması gerektiğini savundu. Tonkta, köylülerin yaşadığı sorunların dikkatte alınması gerektiğini belirterek, “RES Bu kısaltma, birileri için bir şey ifade etmez... Bu"Rüzgar Enerji Santralı"sözcüklerinin kısaltması. Türkiye'de Orta Toroslar, Muğla, Aydın, İzmir, Balıkesir, Çanakkale, Sivas, Trakya en revaçta yerler. İlk yatırımı pahalı ama, sonra getirisi fazla... Hükümeti enerji politikalarında desteklediği bir faaliyet ve yatırım alanı... Bu anlamda Çanakkale 'de önce Bozcaada' da on yedi taneli rüzgar gülü inşa edildi ve enerji üretmeye devam ediyor. Aslında Göztepe bölgesinde yapılması planlanan bu santral yerel aktörlerin olumlu müdahalesiyle adanın en batı burnuna yakın inşa edildi... Bakımı masrafsız bir enerji kaynağı... Yerleşim alanından uzakta inşa edildiği için olumsuz etkileri hissedilmiyor... Bu santraldan al nan verim üzerine Korudağları, Biga Dağları ve Batak Ovası çevresinde de bu santrallar inşa edildi... Bilhassa Atikhisar Barajı doğu bölgesine yapılan santralların olumsuz etkileri, yaban hayatı sonlandırma ak, bitki örtüsü kazındığı için örtü suları daha çabuk aşağıya inerek ağır metaller açısından Atikhisar Barajı su kalitesini de olumsuz etkileyecektir. Masum olarak sunulan bu faaliyetlerin bilhassa, ÇED raporlarında hiç dikkate alınmayan Sirkadyen etkisi, Zeeman etkisi, Nikola Tesla Dalgaları etkisi ve Manyetik alan değişimleri etkisinin insanlar üzerindeki etkileri hiçbir bilimsel çalışmada gösterilmemiştir. Literatürde de bu başlıklar hiç çalışılmamıştır. Bu konularda, bilhassa tıp, Jeoloji ve manyetik alanlar üzerine yapılan çalışmalar hiç dikkate alınmamaktadır... Yine, anıt ağaçlar, Göçmen kuşların güzergahı gibi konular ıskalanmaktadır. Çevreye verdiği gürültü kirliliği de ölçülmemekte ve canlılar üzerindeki etkileri de kamuoyuna sunulmamaktadır...
Şimdi, yine yerel bir şirket, Geyikli lagününe gelip dinlenen flamingo (turna) kuşlarının güzergahında dev bir rüzgar enerjisi santralı yapmak istemektedir... Bu yaban hayatına bir darbe olacaktır... Çok yakın zamanda, bu bölgede, Göçmen kuşların ölülerine rastlanacaktır. Bu ve benzeri faaliyetlerin tüm canlı hayatını olumsuz etkilediğini görmek için bilim adamı olmaya ihtiyaç yoktur. Sadece vicdanlı bir kişilik olmak yetecektir... Biz, bu bölgeye yapılacak bu tür yatırımlar için yer tespiti olarak Orak, Pırasa, Yılan, Eşek, Bebek ve Saros Körfezindeki top atış alanı olarak uzun yıllar kullanılan Analı, Kızlı ve Yavru Adalarını salık veririz. Tabii ki, bu yerlere yapılacak RES'ler, çok pahalıya mal olacaktır. Sermaye sahipleri az parayla çok iş yapma derdinde oldukları için canlıları, doğayı olumsuz etkileyecek bu tür yatırımları, bilimin ve mevzuatın arkasından dolanarak az paraya çok kazanç elde etmek için her türlü yıkımı yapmaktan çekinmemektedir. Vahşi sermayenin bu tutumlarını kınıyor ve Batak Ovası ve çevresinden elini çekmesini talep ediyoruz.”
 
 
Mehmet Güler