Toplum sağlığı ve güvenliğini tehdit eden bağımlılıkla mücadele için Millî Eğitim Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı iş birliğinde öğrenci, öğretmen, okul yöneticileri ve velilere yönelik eğitimler düzenlenmesini kapsayan "Bağımlılığa Birlikte Dur Diyelim" Tanıtım Programı, Ankara'da MEB Şûra Salonu'nda yapıldı.
Tanıtım programında konuşan Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Bakanlık olarak sadece akademik anlamda başarılı değil; dilini, tarihini, coğrafyasını bilerek kültürüyle, sanatıyla hemhâl olmuş nesiller yetiştirmek için çalıştıklarını ifade etti.
Bugün acı bir haber aldıklarını da dile getiren Bakan Özer, "Almanya'da Türkçe öğretmenliği yapan, memleketini terk ederek bu ülkenin mefkûresi için ailesini bırakıp orada Türkçe öğretmenliği yapan kıymetli öğretmenimiz, yakın zamanda rahatsızlanmıştı. Sağlık Bakanlığımızın yardımıyla ambulans uçakla Türkiye'ye getirip Adana'da tedavisini yaptırmıştık. Maalesef kaybettik. Firdevs Gülben Pekmezoğlu Öğretmen'imize Allah'tan rahmet diliyorum. Mekânı cennet olsun inşallah." diye konuştu.
Bağımlılık konusunun bir millî güvenlik meselesi olduğunu kaydeden Bakan Özer, ülkelerin en kalıcı sermayesinin beşeri sermaye olduğunu hatırlatarak beşeri sermayenin niteliğinin de eğitimle artırılacağını belirtti. 2000'li yılların başında bu sermayenin verimli şekilde kullanılamadığının görüldüğünü söyleyen Özer, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde son yirmi yılda bu gecikmenin telafi edildiğini dile getirdi. Özer, "Beş yaştaki, okul öncesindeki okullaşma oranı 2000'li yıllarda yüzde 11 iken bugün yüzde 99. İlkokuldaki okullaşma oranı yüzde 99,63. Ortaokuldaki okullaşma oranı yüzde 99,44. Ortaöğretimdeki okullaşma oranı yüzde 44 iken yüzde 95'e yükseldi. Başörtüsü yasakları kaldırıldı, katsayı uygulaması kaldırıldı. Türkiye, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde insan kaynağını verimli bir şekilde kullanma bağlamında tüm engelleri aşarak artık ikinci yüzyılın, 'Türkiye Yüzyılı'nın adımlarını atmak için projeler geliştiriyor." dedi.
Bunlardan birinin de bağımlılıklarla mücadele olduğuna işaret eden Bakan Özer, "... Çünkü insan kaynağımızı, gençlerimizi, çocuklarımızı sadece akademik olarak becerikli değil; sağlıklı bir şekilde yetiştirmemiz ve yapabileceklerini yapabilme kapasitesini artırmamız gerekiyor." diye konuştu.
Özer, madde bağımlılığıyla ilgili çerçevenin çizildiğini ancak görünmeyen bir bağımlılığın daha bulunduğunu belirterek bunun "davranış bağımlılıkları" olduğunu söyledi. Özer, özellikle internet gibi ortada bir madde yokmuş gibi görünmekle birlikte davranışları etkileyen bağımlılığın yaşandığını kaydederek "Gençleri evlerinden çıkamaz hâlde farklı bir sanal ortamda sürekli vakit geçirmeye mahkûm eden, dolayısıyla her ülkede kültürün transferini engelleyen, yavaş yavaş sanal bir ortamda farklı bir düzleme gençleri götüren bir proje var. İşte bugün tanıtımını yaptığımız projeyle bunların hepsiyle mücadele edeceğiz." dedi.
Özer, "Nasıl ki yaşamda her şey birbiriyle bağlantılıysa eğitimde de her şey birbiriyle bağlantılı. Eğitimde bir problemi çözmek için adım attığınızda sadece o alandaki problemi çözmüş olmuyorsunuz. Hiç öngörmediğiniz farklı alanlardaki problemlerin çözümlerini de kolaylaştırıyorsunuz." değerlendirmesini yaptı.
Konuşmasında okul öncesi eğitimin önemine değinen Bakan Özer, okul öncesi eğitimin eğitim literatüründe "Çocukların bilişsel ve bilişsel olmayan becerilerinin güçlendirilmesi, okullara arası başarı farkının azaltılması, eğitimde fırsat eşitliğinin güçlendirilmesi" olarak belirtilmesinin yanı sıra boylamsal çalışmalarda farklı çıktıların da göründüğünü vurguladı.
Özer sözlerine şöyle devam etti: "Okul öncesi eğitim alan bireylerle ilgili yapılan boylamsal çalışmalar şunu gösteriyor: Okul öncesi eğitime giden bireyler, eğitimde ve istihdamda okul öncesi eğitime gitmeyen bireylere göre daha fazla kalıyor. Suça, madde bağımlılıklarına bulaşma oranı daha düşük gerçekleşiyor. İşte okul öncesi eğitimin yaygınlaştırılmasıyla biz sadece bilişsel becerileri güçlü değil, aynı zamanda madde bağımlılıklarına karşı dirençli nesiller yetiştirmeyle ilgili çok büyük bir imkâna kavuşmuş olduk. Emine Erdoğan Hanımefendi'nin himayesinde projeye başladığınız zaman 3 bin yeni anaokulu yapmak için yola çıktık. Türkiye'de 2 bin 782 anaokulu vardı. 2022'nin sonunda 6 bin 4 anaokulu kapasitesini oluşturduk. Biz dört kapasiteyi kullandık. Bir: Yeni anaokulu yaptık. İki: Atıl binaları anaokuluna çevirdik. Üç: Bilim sanat merkezlerinin gündüz boş kapasitesini anaokulu olarak kullandık. Dört: Erişimi artırmak için herhangi bir okuldaki boş sınıfları ana sınıf olarak değerlendirdik."
Mesleki eğitim konusundaki gelişmeleri de anlatan Özer, tüm bu konuların bağımlılıkla mücadelede bir ayak olduğunu dile getirdi. Özer, 2021'in Aralık ayında mesleki eğitim kanununa yönelik bir hamle yapıldığını anımsatarak "Bin yıldan beri burada ahilik kültürünün zaten bir uzantısı olan eğitimi güçlendirmek için yaptığımız değişiklikle 'Bir milyon çırak kalfaya ulaşacağız.' diye Sayın Cumhurbaşkanımız, önümüze bir hedef koydu. 2022 yılının sonunda 1 milyon 200 bin çırak-kalfa oldu Türkiye'de." bilgisini paylaştı.
OECD ülkelerinin "ne eğitimde ne istihdamda yer alan bireyler"e yönelik kullandığı bir parametre olduğunun altını çizen Özer, bağımlıkların yuvasının kurutulmasındaki parametrenin de yine ne eğitimde ne istihdamda olan bu kişilerle ilgili olduğunu söyledi.
Mesleki eğitimde atılan adımların madde bağımlılıklarıyla ilgili mücadeleye güç vereceğini söyleyen Özer, şunları kaydetti:
"Bağımlılıklarla ilgili iki konuya ağırlık verdik. Sayın Bakanım tekrar tekrar vurguladı. Aile, aile, aile... Kadın medeniyetin, kültürün taşıyıcısıdır. Çocuk, dili anneden öğrenir. Dil, kültürden bağımsız değil. Onun için bizim aileyi güçlü kılacak projelere ağırlık vermemiz lazım. Yine orada İçişleri Bakanımızla birlikte güzel bir proje başlattık. 81 ilde, içinde değerler eğitimi, aile içi iletişim, bağımlılıklarla mücadele, trafik bilgisi, iklim değişikliği, ilk yardım gibi yaşam becerilerini ve değerlerle etkileşimi artıran ve aileyi güçlü kılan 'Aile Okulu'yla dört ayda 1 milyon 110 bin vatandaşımıza, ailemize ulaştık. Şimdi çok daha kapsamlı, çok daha büyük bir projeye adım atıyoruz. Şubatın sonuna kadar bir buçuk ay içinde 25 milyon vatandaşımıza ulaşıyoruz. 19 milyon öğrencimizin tamamına, 1 milyon 200 bin öğretmenimizin tamamına, başlangıçta 5 milyon velimize ulaşacağız."
Bu aşamanın ardından mart ayının ilk haftasında İçişleri Bakanı Soylu ile bir değerlendirme yaparak yol haritasını yeniden şekillendireceklerini söyleyen Özer, projeye destek veren herkese şükranlarını sunduğunu belirtti. Sağlıklı, düzenli okul iklimlerinin geliştirilmesinde Millî Eğitim Bakanlığına destek veren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya da özel olarak teşekkür etti.
"Bağımlılığa Birlikte Dur Diyelim" programı
Program çerçevesinde bağımlılıkla mücadele konusunda tüm öğrencilere; Türkiye Bağımlılıkla Mücadele (TBM) programı kapsamında madde, alkol, tütün, teknoloji bağımlılığı ve sağlıklı yaşam modülleri üzerinden yaş ve gelişim düzeylerine uygun olarak rehber öğretmenler/psikolojik danışmanlar ve sınıf rehber öğretmenleri tarafından eğitimler verilecek.
Tüm öğretmenler, rehber öğretmen/psikolojik danışmanlar ve okul yöneticilerine bağımlılık konusunda farkındalık kazandırmak amacıyla Öğretmen Bilişim Ağı (ÖBA) üzerinden bağımlılıkla mücadele seminerleri düzenlenecek.
Ayrıca öğrencilerin bağımlılıkla mücadele konusunda desteklenmeleri amacıyla velilere yönelik İçişleri Bakanlığı iş birliğiyle yeni hazırlanan bağımlılıkla mücadele eğitim programı, rehber öğretmen/psikolojik danışmanlar tarafından düzenlenecek. İl emniyet müdürlükleri/jandarma komutanlıkları tarafından narkotik suçlar, madde bağımlılığı ile mücadelede arzın azaltılması ve yasal süreçlerle ilgili bilinçlendirme faaliyetlerine katkı sunulacak.
kaynak: MEB