Çiftçi TV’de haber programına katılan Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş iklim değişikliği konusunda önemli bilgiler verdi. Türkeş; ‘’Şimdi biz evet, belki ülkemiz özelinde konuşacağız ama bütün dünyayı tehdit eden bir kuraklık riskiyle karşı karşıyayız. Hep şunu kıyaslıyoruz hocam. Geçen yıl bu dönemde her taraf bembeyazdı. Metrelerce kar vardı, yağmur vardı. Ama şimdi Toprak yağmura kara hasret suya hasret kaldık. Nereye gidiyor hocam bu işin sonu? Evet. Yani şimdi biz iklimin tüm alan ve zaman ölçeklerinde değiştiğini biliyorduk eskiden de biliyorduk ve yine şunu eklemek gerekiyor. Yer kürenin dört nokta altı milyar yıllık eee jeolojik geçmişinde çok çeşitli alan ve zaman ölçeklerinde iklimin yine değiştiğini biliyoruz. Ama onlar çeşitli nedenlerle ortaya çıkan ve çok daha tabii  büyük ölçekli. Iklim değişimleri yine şunu çok iyi biliyoruz ki iklimin kendi doğal değişkenliğiyle dönüşebiliyor. Evet. Bu doğal nedenlerle olabiliyor. Işte insan etkisiyle de olabiliyor. Şu anda üzerinde durduğumuz konuştuğumuz insan kaynaklı iklim değişikliği ve onun en önemli ve en kolay algılanan sonuçlarından biri olan küresel ısınma, Küresel ısınma yüzey ve alt atmosfer sıcaklıklarının sanayi öncesi döneme göre ya da sanayi göre  göstermiş olduğu artışı ifade ediyor ve esas olarak da sanayi devrinden günümüze çeşitli insan etkinlikleri sonucunda başta fosil yapıtların yakılması, arazi kullanımı, arazi kullanımı değişikliği, ormansızlaşma, sanayi süreçleri, dünyanın coğrafyasının yeryüzü, bozulması, kentler betonlaşma  işte atık yönetimi, konutlar gibi pek çok nedenlerle ortaya çıkan sera gazlarının atmosfere verilmesi ve kuvvetlenmesiyle yüzey sıcaklıklarının ısınması.Yüzey sıcaklıkları ııı bir ısındığı zaman başka ııı sonuçlar ortaya çıkıyor. Biliyoruz ki yüzey sıcaklıklarının ısındığı dönemde buharlaşma artıyor. Bunlar gözlenen değişiklikler.’’dedi.
 
‘’Hava suları nedeniyle hem de varlaşma nedeniyle toprak nemli de azalıyor’’
‘’Yeryüzünün  kalıcı  ya da eski kar örtüsünde ciddi bir azalma var’’ diye sözlerinde devam eden Türkeş; ‘’Dünyanın hemen her bölgesinde. Yani arttik, vantartik bölgedeki buz kalkanları kılıcı buzlar, deniz kursları dahil alan ve hacimsel olarak hızla eriyor. Bunların da mevsimselliği bozuluyor. Oradaki ekosistem ve biyoçeşitlilik için çok önemli bu.  deniz seviyesi yükselmesi söz konusu. Tabii sıcaklıkların artması, buharlaşmanın artması  bir yandan da yağış yağışın şiddetini alansal ve zamansal değişimini  ortaya  koyuyor. Bu tabii tarım için hidrojenik su kay tarım  sistem açısından çok önemli.Buharlaşmanın arttığı dönemlerde tıpkı bu yıl olduğu gibi biliyorsunuz toprak nemi de hem yağış ağır. Hava suları nedeniyle hem de varlaşma nedeniyle toprak nemli de azalıyor. Yani bir yandan dünyada küresel ısınma var. Buharlaşma eee terlemede artış söz konusu. Yağış rejimi çok hızlı değişiyor. Peniş seviyesi yükseliyor, uzuvlar azalıyor. Ekosistemde çeşitli kayıplar söz konusu. Bunun üstünde insan baskısı ve talebi  ve  Akdeniz havzasına geldiğimizde bir başka  konu ortaya çıkar. Akdeniz Havzası hepimizin bildiği gibi Akdeniz ikliminin kendi doğal özelliklerinden kaynaklanan kendi iklim sorunları bulunan bir bölge Nedir onlar?  çok sıcak uzun ve kurak bir yaz mevsimi. yağışların önemli bir bölümü, yılın son döneminde değişmedi. Düşmesi mevsimsellik çok belirgin. Işte yaz ve kış mevsimimiz var. Hala var. Ilk var. Evet gideri kısıtlıyor ama  kış mevsiminin olması Çok önemli. Işte yazın o uzun sıcak kurak yaz koşullarından sonra sonbaharla birlikte işte batıdan ve güneybatıdan Türkiye zaten Karadeniz hemen her mevsim yağış alabiliyor. Yağış alan bir mevsimden söz ediyoruz ama bunun değişkenliği de çok yüksek. Özellikle güney yarısında kısmen debatı bölümü güney bölümünde yağışların değişkenliği ve çok daha zaman ölçeklerindeki değişkenliği yüksek.'’dedi.
 
‘’Türkiye ardışık iki yıllık kurak dönemlerle karşılaşıyor’’’
Sürekli 2 yıllık  bir süreçte Türkiye’nin kuraklık yaşandığını ifade eden Türkeş; ‘’Bu da şu anlama geliyor.Bazı yıllar daha kurak, bazı yıllar ise daha nemli geçebiliyor. Ve 1970’lerden başlayan kış yağışları için söylüyorum. Ne yazık ki bir kuraklaşma eğilimi, Akdeniz havzasında Doğu Akdeniz'de ve Türkiye'de var. Yine bizim eee çok uzun yıllardan beri yaklaşık 35 yıldır  çalışıyorum ben. Evet bizim çeşitli beş, yedi, on, on üç yıllık  işte bu çalıştığımız döner gibi değişiyor ama bir de yılcılarda var ve bu bizim iki yıllık ardıç kuraklık olma olasılığı da orada çıkıyor. Dolayısıyla Türkiye sık sık beş beş yılda bir bakarsanız göreceksiniz bunu.  Ardışık iki yıllık kurak dönemlerle karşılaşıyor. Biz aslında 2009’dan  beri biliyorsunuz zaman zaman etkisini kaybeden ama aslında iki bin yirmi biliyorsunuz bunu ben birkaç yıldır bunu sürekli iki bin on dokuzdan beri yeniden anlatmaya başladık. Aslında tamamından çıkmayan hidrojik ve tarımsal kuraklıkla karşı karşıyayız. Yani şimdi Batı'dan başladığı için yeni konuştuk. Çünkü Ankara, İstanbul, İzmir, Çanakkale bunlar önemli.  O zaman zaten biliyorsunuz İstanbul'da kuraklık yoksa biz kuraklık pek konuşmayız.Biraz işte İzmir falan.Yeniden konuşmaya başladık ama Türkiye'nin güney yarısında, İç Anadolu'da, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da hideolojik tarımsal kuraklık son üç yıldır hemen hemen hiç bitmedi.’’dedi.
 
İbrahim Akın Kazancı