4 Şubat Dünya Kanser Günü sebebiyle bir yazı kaleme alan Diyetisyen Bihter Taşdelen; ‘’Dünya Kanser Günü, bir halk sağlığı sorunu olarak kanser konusunda farkındalığı artırmayı ve kaliteli bakım, tarama, erken teşhis, tedavi ve palyatif bakıma erişimi iyileştirmeye yönelik eylemleri güçlendirmeyi amaçlamaktadır. En son 2020’de yapılan Dünya Kanser Raporu’na göre, kanserin yılda 10 milyon ölüme neden olduğu raporlandı. 2040 yılına kadar ise küresel yükün yalnızca nüfusun büyümesi ve yaşlanması nedeniyle 27,5 milyon yeni kanser vakasına ve 16,3 milyon kanser ölümüne ulaşması bekleniyor. Ekonomik olarak gelişmekte olan ülkelerde sigara, sağlıksız beslenme, fiziksel hareketsizlik ve daha az doğum gibi riski artıran faktörlerin artan yaygınlığı nedeniyle gelecekteki yükün muhtemelen daha da artacağı tahmin edilmektedir. Ayrıca Her yıl yaklaşık 400.000 çocuk kansere yakalanmaktadır. En sık görülen kanserler ülkeler arasında farklılık göstermektedir. Serviks kanseri ise 23 ülkede en yaygın olanıdır. ‘’dedi. 
  
En yaygın Kanser Meme Kanseri 
 
Kanser türlerini hakkında ifade eden Taşdelen ‘’2020 yılında yapılan son kanser raporuna göre: 2020'de en yaygın olanlar: Meme (2,26 milyon vaka)Akciğer (2,21 milyon vaka)Kolon ve rektum (1,93 milyon vaka)Prostat (1.41 milyon vaka)Cilt (melanom dışı) (1,20 milyon vaka)Mide (1.09 milyon vaka).2020'de kanserden ölümlerin en yaygın nedenleri şunlardı: Akciğer (1,80 milyon ölüm);Kolon ve rektum (916 000 ölüm);Karaciğer (830 000 ölüm);Mide (769 000 ölüm)Meme (685 000 ölüm)’’dedi. 
 
 
Kanser Oluşumunda Risk Faktörleri Nelerdir? 
 
Kanser, genellikle kanser öncesi bir lezyondan kötü huylu bir tümöre ilerleyen çok aşamalı bir süreçte normal hücrelerin tümör hücrelerine dönüşmesinden kaynaklanır. Bu değişiklikler, bir kişinin genetik faktörleri ile aşağıdakiler de dahil olmak üzere birçok dış etkenler sebebiyle de oluşabilmektedir: Ultraviyole ve iyonlaştırıcı radyasyon gibi fiziksel kanserojenler; Asbest, tütün dumanı bileşenleri, alkol, aflatoksin (bir gıda kontaminantı) ve arsenik (bir içme suyu kontaminantı) gibi kimyasal kanserojenler; Belirli virüslerden, bakterilerden veya parazitlerden kaynaklanan enfeksiyonlar gibi biyolojik sebepler, Tütün kullanımı, alkol tüketimi, sağlıksız beslenme, fiziksel hareketsizlik ve hava kirliliği kanser ve diğer bulaşıcı olmayan hastalıklar için risk faktörleridir.  
 
  
Kanserde ve Kilo durumu ile ilgili Taşdelen; ‘’ BMI (Vücut Kitle İndeksi) 18,5-25 arası normal olarak kabul edilmektedir, 25,1-29,9 arası kilolu, 30 ve üzeri obez olarak sınıflandırılır. -BMI'deki her 5 puanlık artış, %50 daha yüksek endometriyal kanser riski, %48 daha yüksek özofagus adenokarsinomu riski, %30 daha yüksek böbrek kanseri riski, %30 daha yüksek karaciğer kanseri riski, %12 daha yüksek menopoz sonrası meme riski, %10 daha yüksek pankreas kanseri riski ve %5 daha yüksek kolorektal kanser riski ile ilişkilendirilmiştir. -Bel çevresindeki her 10 cm’lik artışın özofagus adenokarsinomu riskini %34, pankreas kanserini %11, postmenopozal meme kanserini %11, böbrek kanserini %11, endometriyum kanserini %5 ve kolorektal kanseri %5 artırdığı görülmüştür. 
  
 
Kanser Önlemede Beslenme Nasıl Olmalıdır? 
  
Kanseri önlemek noktasında nasıl beslenme yapılmasıyla ilgili Taşdelen; ‘’Genel olarak sağlıklı bir beslenme modeli , kanser riskini %10-20 oranında azaltma potansiyeline sahiptir.Alkol tüketimini sınırlayın:Alkollü içecek tüketiminin ağız, farinks ve gırtlak, yemek borusu (skuamöz hücreli karsinom), karaciğer, kolorektum ve meme (özellikle menopoz sonrası) kanserlerine neden olduğuna dair güçlü kanıtlar vardır. Günde tüketilen her 10 gram alkol (etanol olarak) bu kanserlerin riskini %4-25 oranında artırmıştır.Fast-Food Tüketimini Sınırlayın:Yüksek miktarlarda fast food, sağlıksız yağlar, nişastalar veya şekerler bakımından yüksek işlenmiş gıdaları içeren yiyeceklerin yanı sıra “Batı tipi” bir diyet (yüksek miktarda ilave şeker, et ve yağ ile karakterize edilir) tüketildiğine), birçok kanser için risk faktörü olan kilo alımı, fazla kilo ve obezitenin nedenleridir. Tam tahıllar, sebzeler, meyveler ve fasulye açısından zengin bir diyet tüketin: Tam tahılları, sebzeleri , meyveleri ve fasulye ve mercimek gibi bakliyatları (baklagiller) günlük diyetinizin önemli bir parçası yapın. Tam tahıl yemenin kolorektal kansere karşı koruduğuna ve diyet lifi içeren gıdaları yemenin kolorektal kansere, kilo alımına, fazla kiloya ve yukarıda açıklandığı gibi birçok kanser riskini artıran obeziteye karşı koruduğuna dair güçlü kanıtlar vardır. Kırmızı ve işlenmiş eti sınırlayın: Hem kırmızı hem de işlenmiş etin bir dizi başka kanser riskini artırdığını gösteren kanıtlar vardır. Kolorektal kanser riski her 50 gr/gün işlenmiş et alımı ile %16, her 100 gr/gün kırmızı et alımı ile %12 artmaktadır. Et, özellikle protein, demir, çinko ve B12 vitamini gibi değerli bir besin kaynağı olabileceğinden, kırmızı etten tamamen kaçınmak yerine sınırlandırılması önerilir. Şekerle tatlandırılmış içecekleri sınırlayın Şekerle tatlandırılmış içeceklerin, özellikle sık sık veya büyük porsiyonlarda tüketildiğinde, hem çocuklarda hem de yetişkinlerde fazla kiloya ve obeziteye neden olduğuna dair kanıtlar vardır. Bunu takiben obezite birçok kanser riskini artırır. Tütün ve aşırı güneşe maruz kalmaktan kaçınmak: Sigara içmemenin, diğer tütün ürünlerini tüketmenin ve aşırı güneş maruziyetinin kanser riskini arttırmada önemli bir yeri olduğu vurgulamaktadır.’’ diye tamamladı.  
        
     
 
İbrahim Akın KAZANCI