Doğal afetler, toplumların sıklıkla karşılaştığı, ani, travmatik, büyük doğa olaylarıdır. Afetler, bireylerde ciddi ruhsal travmalara yol açabildiği gibi yarattığı ulusal yasın yanı sıra toplumsal psikolojiyi de olumsuz yönde etkiler. Büyük kayıpların olduğu doğal afetlerde yalnızca afetzedeler değil, afetzedelerin yakınları, afet bölgelerindeki yardım ekipleri ve afete şahit olan toplumun tüm fertlerinin ruh sağlığı olumsuz etkilenebilir.
Afetlerle ilgili gerekli önlemlerin alınması, can ve mal kaybını azaltabileceği gibi ruh sağlığını olumsuz yönde etkileyebilecek travmatik süreçleri hafifletebilir. Travmatik süreçler ve travma sonrası stres bozukluğu hakkında toplum bilinçlendirilmelidir. Deprem, sel, yangın gibi yıkıcı doğal afetlerden sonra bireylere erken dönem psikososyal müdahale sağlanmalıdır.
Deprem ve Afet Sonrası Gelişen Travma Sonrası Stres Bozukluğu Nedir?
Travma sonrası stres bozukluğu, afetlerin önlenemez psikolojik sonuçlarından biridir. Depremler; ağır yıkımlara sebep olan, ülkemizdeki en yaygın doğal afetler arasında yer alır. Deprem sırasında yaşanan sarsıntılar, göçük altında kalmak, aile yakınlarının veya kişinin yaralanması, kişinin yakınlarını kaybetmesi, yaşam alanlarının kaybı gibi ani trajik durumlar, bireylerin travmatik süreçler yaşamalarına sebep olabilir. Bu tür olaylara tepki olarak en sık karşılaşılan psikolojik durumlardan biri travma sonrası stres bozukluğudur.
Çoğu kişide travma ile ilişkili belirtiler saatler ve günler sonrasında ortaya çıkabilmektedir. Bazı bireylerde yıllar sonra dahi ortaya çıktığı görülmektedir. Travmatik bir olay sonrasında ortaya çıkan travmatik stres belirtilerinin bir aydan daha uzun sürmesi bu durumun kronik bir hale gelebileceğini düşündürür. Bu kronik travmatik stres belirtilerinin olması travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) olarak karşımıza çıkar. Bu sebeple doğal afetlerin doğası gereği eğer karşılaşılan yıkım ve tahribat fazlaysa afet sonrasında gündelik hayata yeniden dönmek ve eski iyilik halinin ortaya çıkması bir aydan daha uzun sürecektir. Deprem gibi korkutucu afetlerden sonra eskiye dönmenin çok daha uzun zaman aldığını, enkaz kaldırma ve yeniden inşa için gereken sürenin aylar hatta yıllar olduğunu düşündüğümüzde TSSB için olası risk de artmaktadır.
Afet sonrasında verilen tepkiler, afetin boyutuna ve bireylere göre değişebilir. Bu gibi durumlarda bireylere yaklaşım, verilen tepkiye göre uzman tarafından yönetilmelidir. Bir depremzedeyi anlayabilmek için deprem hakkında bilgi sahibi olmak ve yaşanan kayıpları bilmek gerekir. Yaşanan kaybın ve travmanın boyutu arttıkça kişilerin olayları zihinsel olarak işlemesi, çözümlemesi ve anlamlandırması zorlaşır. Bir afetzede, temel olarak bazı psikolojik süreçlerden geçer. Bunlar aşağıdaki gibidir:
Psikolojik Şok Dönemi: İlk yirmi dört saat veya daha uzun sürebilmektedir. Bu dönemde oluşabilecek travmatik tepkiler ise şu şekilde sıralanabilir:
Ani fizyolojik tepkiler, aşırı hassasiyet ve kısıtlanma hissi,
Mantıklı düşünememe ve karar verememe sorunları,
Unutkanlık ve dikkati yoğunlaştırma sorunları,
Görünen her durumun gerçek dışı görünmesi (dissosiyasyon), halüsinasyon,
Donuklaşma (küntleşme) ve kısa süreli şok durumu yaşanmasıdır.
Tepki Dönemi: İki ile altı gün sonrasında görülmeye başlamaktadır. Bu dönemde oluşabilecek travmatik tepkiler ise şu şekilde sıralanabilir:
Duygusal karmaşalar: Kaygı, öfke, sinirlilik, suçlama, güvensizlik, yalnız kalma korkusu yaşanır.
Bedensel tepkiler: Titreme, bulantı, kardiyak sorunları (çarpıntı vs.) ve yerinde duramamak gibi tepkiler görülebilir.
Zihinsel İşlemleme Ve Olanları Düşünme Dönemi: Yaklaşık bir haftanın sonunda bu dönem başlamaktadır. Bu dönemde oluşabilecek travmatik tepkiler ise şu şekilde sıralanabilir:
Afetzede olayla ilgili konuşmak istemez.
Kaybedilenler için yas tutulmaya başlanır.
Üzüntü ve özlem gibi güçlü duygular yoğun olarak yaşanabilir.
Hafıza ve odaklanma sorunları oluşabilir.
Kişiler arası ilişkilerde öfke hali ve çatışmalar yoğun olarak yaşanabilmektedir.
İyileşme Ve Yeniden Uyum Dönemi: Afet durumu üzerinde fazlaca zaman geçmiştir ve artık yaşama uyum sağlama dönemi başlamaktadır. Bu dönemde oluşabilecek davranışsal tepkiler ise şu şekilde sıralanabilir:
Direnç gösterme yavaşlar ve yaşama uyum gösterme davranışları görülür.
Duygusal iyi hissetme yaşanır ve gelecek planları kurulmaya başlanılır.
Yaşanılan afet anıların bir parçası olur ve zihni ilk zamanlar gibi yoğun olarak meşgul etmez. Bireylerde iyilik hali görülebilir ve kişi afet sürecini hayatın bir parçası olarak görmeye başlar.
Afet sonrasında bireyler, yaşadıkları süreci anlamlandırmaya ve kabul etmeye çalışırken, olayı zihinlerinde tekrar tekrar yaşar ve bu durum hayatlarını olumsuz etkiler. Travma sonrası stres bozukluğu tedavisi, bireysel ve sosyal psikolojik iyilik hali için ciddiye alınması gereken bir uygulamadır. Tedavi sürecinde amaç, bireyin kaygılarını azaltmak, anıların tekrarlama sebeplerini bulmak, olayların sağlıklı işlemesine yardımcı olmak ve uykusuzluk gibi hayat kalitesini etkileyen durumların önüne geçmektir.
Kaynak: www.medicalpark.com.tr