İzmir'deki Dokuz Eylül Üniversitesi'nin (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü ve Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Kahramanmaraş merkezli depremlerin verdiği hasar hakkında "Sıvılaşma tehlikesi ortadan kaldırılmadan bu binalar projelendirilip, inşa edilmiş. Depremin suçu yok. Suç bu yanlış işlerin altına imza atanlarda" dedi. Bu açıklamadan sonra gözler Çanakkale’ye çevrildi. Çanakkale’nin büyük bölümünde aynı tehlike ile karşı karşıya. Eski kordondan Güzelyalı’ya kadarki sahil kesimi aynı durumda.
 
Kahramanmaraş peş peşe meydana gelen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremler, 10 ilde büyük yıkımlara ve can kaybına yol açtı. Bölgede halen kurtarma çalışmaları devam ederken 30 binin üzerinde kişi buradaki depremde hayatını kaybetti. Can kayıplar her geçen gün artarken, buradaki binalardaki ihmalkarlıklar da tartışılıyor.
 
DEÜ DAUM Müdürü ve Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, bölgede inceleme yapıyor. Yaptıkları inceleme ve araştırmalardan sonra çarpıcı tespitleri açıkladı. Ulusal basına yansıyan açıklamaları büyük yankı uyandırdı, Sıvılaşma tehlikesi olan zeminlerin üzerine doğrudan bina yapılamayacağını vurgulayan Prof. Dr. Sözbilir, “Bu nedenle öncelikle sıvılaşma tehlikesi ortadan kaldırılmalıdır. Kahramanmaraş merkezli her iki depremde de sıvılaşmanın gerçekleşmesi nedeniyle özellikle Antakya ve Gölbaşı gibi yerleşimlerde hem can ve hem de mal kaybı ciddi boyutlara ulaşmıştır. Demek ki sıvılaşma tehlikesi ortadan kaldırılmadan bu binalar projelendirilip, inşa edilmiş. Yani depremin bir suçu yok. Suç bu tür yanlış işlerin altına imza atanlarda” diye konuştu.
 
ÇANAKKALE’DE SIVI ZEMİN ÇOK
Prof. Dr. Sözbilir’in bu açıklamalarından sonra gözler Çanakkale’ye çevrildi. Çanakkale merkezin büyük bir bölümü sıvı zemin üzerine kurulmuş durumda. Çanakkale’nin deniz kanarındaki alanların büyük bölümü balçık ve suyun sık sık çıktığı alanlar. Kordondan başlayıp, Yenikordon, Dardanos, Güzelyalı’ya kadarki alan aynı durumda. Sıvılaşmanın deniz kenarından başlayıp Atatürk caddesine kadar da devam ediyor. Çanakkale’nin en eski yerleşim yeri burası olduğu için bu bölgedeki binaların büyük kısmı da eski yapı.
17 Ağustos 1999 depreminde Gölcük ilçesinin deniz kanarındaki kısmı denizin içine düşmüştü ve orada çok sayıda kişi hayatını kaybetmişti. Olası bir depremde, Çanakkale’de de deniz kenarlarında aynı durumun yaşanacağı sık sık konuşuluyor. Bu riskler göz önünde bulundurularak depreme hazırlık çalışmasının yapılması gerekiyor.
 
Mehmet Güler